Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

12 Eylül '06

 
Kategori
Eğitim
 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
 

ÇYDD

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Şişhane’deki Genel Merkezine, Prof. Dr. Türkan Saylan’la görüşme saatimizden biraz erken vardım. Benim için görüşme öncesi genel merkezdeki ortamı yaşamak yazabilmem için önemliydi. Sürekli çalan telefonlar, merdivenlerde bir aşağı bir yukarı çıkan, koşuşturan görevliler, alt katta postalanmak için hazırlanan paketlemeler, Türkan Saylan’ın odasını dolduran toplantıdakiler, ben hariç herkes hummalı bir çalışma yürütüyordu. Bense yeni girdiğim bu eski ama bakımlı yapının içinde yapılanları izlemekle yetiniyordum.

Türkan Saylan, eğitime gönül vermiş birisi. O’nunla eğitim sistemimizi, yaptıklarını, yapacaklarını içeren sohbetimiz oldukça uzun sürdü. Biraz önce; “ Baba Beni Okula Gönder” adıyla Milliyet ile birlikte yürütülen projenin çalışmaları için toplantıya katılmış, görüşme saatini aksatmadan masasının başına dönmüştü. Çalışmaları, içtenliği, azmi yaşının çok üstünde, kıskandıracak kadar etkileyiciydi. Bir gün Van’da bir açılışta, diğer gün İzmir’de konferansta olabilecek kadar yoğun bir çalışma temposunu hayranlıkla izledim.

Bu hayranlığım, “At Kız” adlı ilk gençlik yıllarını anlattığı kitabını okurken meraka dönüştü. Bir İstanbullu ailenin yaşamı içinde, Kandilli’yi, Kandilli Kız Lisesi’ni Boğaz’ın bakir zamanlardaki güzelliklerini birlikte gezdik. İlk doktorluk günlerini, dolu dolu geçen yaşamını, bugünlere geliş öyküsünü; “ Güneş Umuttan Şimdi Doğar” ve “Cumhuriyet’in Bireyi Olmak” adlı kitaplarında izledim. Şöyle diyordu kendisi için:

“Benim ömrüm, laf üretmek, birilerini karalamak yerine ülkeye yararlı işler üretmekle geçti. Kendim için kimseden bir şey beklemedim. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize sunduğu bu güzel ülkeye ve olağanüstü öngörüsüyle kurduğu laik düzene, bilinçli bir yurttaşın sorumluluğuyla ve tutkulu bir çalışmayla katkıda bulunmanın, O’na olan borcumuzu ödemede en uygun yol olduğu görüş ve inancındayım ve bu coşkuyla çalışıyorum.” (1)

Sıradan olmayı , var olanla yetinmeyi, duyarsızlığı hiç kabul edememiş Türkan Saylan. Hep örnek olmak, katkıda bulunmak amacıyla durmadan, dinlenmeden, yılmadan süren bir aydın olma onuru ve çabası yaşamında hep var olmuş. Ona göre aydın:

“Bugün bizde aydın deyince, işte okur yazar, üniversite mezunu kafası çalışan birisi geliyor akla. Ama aydın olmak çok farklı bir şey, aydınlanmaya yatkın olmak ve bunun için çalışmak, uğraşmak anlamına geliyor. Bulunduğu ortamı, çevresini bilinçlendirmek, haksızlıklara karşı çıkmak, koşulları değiştirmek, kısaca yapıcı olmak, düşünen, gören duyarlı olan ve sorumluluk taşıyan eğitimli kişi diye tanımlayabiliriz belki aydını. “(2)

Hep tanımladığı gibi bir aydın olmuş Türkan Saylan. Yaşamında da yazılarında da. İçinde bulunduğu eğitim çevresinin sorunlarına bir bilim adamı sorumluluğuyla yaklaşmış. O’nun tanımladığı bilim adamı ve bilim çevreleri Atatürk’ün bakış açısı ile yaşama bakan kurumlar olmalıdır. Türkan Saylan’a göre üniversitenin görevi kampus içinde kalmamalıdır.


“Mustafa Kemal 1933 reformunda uzmanlara yazdırdığı rapordan esinlenerek, üniversitenin halktan, ülke sorunlarından ne kadar kopuk olduğunu toplumsal bir hizmet yapmadığını vurgular. Yalnızca bilimsel araştırma değildir üniversitenin işi. Bizimki gibi geri kalmış bir ülkede üniversitenin bir görevi de halka ulaşıp, aydınlatmaktır. Bugünün üniversitelerinin de bu açıdan bakınca bence durumu farklı değil 1933 öncesinden. Bu kadar çok toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel sorunlarımız var ama üniversite kaç konuda, ne kadar çözüm için uğraşıyor?

...............................................................................................................................................

Keşke üniversiteler bir ülkenin çok kültürlülüğünün bir zenginlik olduğunu, farklı kültürlerin bastırılması değil, yaşatılmasıyla barışın sağlanacağını, insanların mutlu olacağını anlatmış olsalardı, bugün AB standartlarına uyum sağlamak amacıyla durmadan yasa değiştirmek zorunda bile kalmazdık. Gericilik konusunda da böyle değil mi? Toplumsal aydınlanmada, halkın eğitilmesinde üniversite atak davransaydı, görev üstlenseydi, gericilik bu kadar alıp başını gider miydi? Her üniversite kırsal alan kalkınmasında yoğun çalışmalar, projeler yapsa, mezun ettiği elemanların ülke genelinde planlı dağılımını sağlasa, devlete, hükümetlere her konuda, ciddi, uygulanabilir projeler üretse olmaz mı? Ben bugün toplumda söz sahibi bir insansam, üniversite öğretim üyesi olduğum içindir büyük ölçüde.”(3)

Aydın sorumluluğu içinde üniversitelerin görevlerini doğru belirleyen Türkan Saylan, yüreğindeki sorumluluk coşkusunu gerçekleştirmek için; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kurarak yola çıkmış.

“Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk ilke ve devrimlerini korumak,geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla, çağdaş insana ve çağdaş topluma ulaşmak amacıyla 1989 da kurulmuş olup, ülke çapında 100 şubede 16 bini aşkın üyesiyle çocukların, kadınların, kız ve erkek tüm gençlerin ve halkın eğitimine destek projelerinde çalışmaktadır.

ÇYDD, çağdaşlaşmanın, laik ve demokratik yolda ilerlemenin, fırsat eşitliği ve evrensel insan hakları temelinde eğitilmiş nitelikli insan gücüyle gerçekleşeceğinin bilinciyle, ülkenin her yerinde, profesyonel, nitelikli gönüllüleriyle, sorunları yinelemek yerine çözümler üretmekte ve eylemli olarak hizmet vermektedir.” (4)

“Baba Beni Okula Gönder” projesi ile kız öğrencilerin okumasını amaçlayan kız öğrenci yurtları yapılmakta, okumak isteyen kızlarımıza burslar verilmektedir. Milliyet Gazetesi ile birlikte yürütülen bu proje, toplumda en çok destek gören bir eğitim projesi olarak sürüyor. Türksel ile birlikte yürütülen “Kardelenler” projesi ile yüzlerce kızımız aldıkları burslarla okuma olanağı kazanmaktadır. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projesi ile okula gidemeyen kırsal alandaki kız çocuklarının okuması amaçlanmış. Her ilden belirlenen kızlarımız bu proje ile okuma olanaklarına kavuşmuşlar. “Bir Işık da Siz Yakın” projesi ise, derneğin temel projesi. Yüzlerce gence, üniversiteliye burs vererek onların okuma olanaklarını kolaylaştıran bir çalışma.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bir sivil toplum örgütü olarak devletin kurumlarıyla da işbirliği içinde, Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’nın onarım ve yapımını üstlenerek büyük bir eğitim hamlesini başlatmış durumda. Her ilköğretim okuluna bir ana sınıfı ve oyun parkı kazandırma çalışması hızla sürüyor. Anadolu okullarını müzik aletleriyle donatalım projesi ile müzik sevgisinin ve sanat eğitiminin gelişmesi, yaygınlaşması amaçlanmış.

Anaokulundan üniversiteye kadar tüm alanlarda eğitimin gelişmesi için çalışan yüzlerce gönüllü; öğretmen eğitimi, yetişkin eğitimi ve insan hakları konusunda da yaygın eğitim çabalarını sürdürüyor. Bütün bunların sonucunda; Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ve yüzlerce özverili gönüllünün çalışmaları ile bir sivil toplum örgütü olan; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçiliğini ve O’nun hedeflediği, çağdaş yaşamı amaçlayan bir toplum yaratma gayretini başarıyla sürdürmektedir.

Hasan Barışcan

hbariscan@milliyet.com.tr

1) Cumhuriyet’in Bireyi Olmak-Türkan Saylan- Cumhuriyet Kitapları-İST

2) Yapıcılığın Gücü-Türkan Saylan’la Söyleşi-Z.İpşiroğlu-Doğan Kitap Yayınları-İST

3) Güneş Umuttan Şimdi Doğar-Türkan Saylan Kitabı-M.Z. Saçlıoğlu-T.İş Bankası Yayınları- İST

4) www.cydd.org.tr

 
Toplam blog
: 52
: 4210
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

1952 yılında Sivas- Asarcık Köyünde doğdum. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptım. Kabataş Er..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara