Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çağları değiştiren yazılar/Hata

Çağları değiştiren yazılar/Hata
 

Her insanın günde bir kez hata yapması normaldir. Bu, dünyamızda bir günde yedi milyar hatanın yapılması demektir. Bu kadar hata sonucunda neler olabilir, başımıza neler gelebilir? Belki dünyada günde 50 bin kişi ölüyor, bir o kadar da yaralanıp sakat kalıyordur. Hatalarda maddi kayıplarımız daha da büyük oluyor çünkü önce canımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Yıllarca uğraşarak elde ettiğimiz malımız, mülkümüz, paramız bir anda elimizden uçup gidiyor. 

Hata konusunda insanlarımızın bilgisi yok, üstelik bilinçli de değiller. Literatürde, eğitim departmanlarında, serbest öğretide bu konunun fazla işlendiğini sanmıyorum. Akademik kürsü temsilcileri bile söylemlerini “Lütfen dikkatli olalım; hata yapmayalım, hatasız kul olmaz…” gibi basit klişe sözler üzerine oturtmuşlar. Düşünün, bir de bunlar topluma önderlik eden, yön veren kişiler. 

Hatanın ne olduğunu bilmiyorsun ki… Ne bilim adamları biliyor, ne uygulayıcılar ne de halk biliyor. Hata denilen şey bu dünyanın konusu değil mi? Açıklanması, yazılması, çizilmesi gerekmiyor mu? 

“Lütfen dikkatli olalım; hata yapmayalım” 

Ben de diyorum ki işte bu sözün hiçbir anlamı ve faydası yoktur. Yani bizi hata yapmaktan alıkoyamaz. Ya kardeşim hangi durumda, hangi olay karşısında ne yaparsan hata yapmış olursun? Bir kere bunun açıklanması lazım. 

Gerçekten inanarak söylüyorum ki bu ülkenin aydınlarının hepsi cehennemlik. Belki dünyada günde 50 bin kişi ölüyor, bir o kadar da yaralanıp sakat kalıyordur. Hatalarda maddi kayıplarımız daha da büyük oluyor çünkü önce canımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Yıllarca uğraşarak elde ettiğimiz malımız, mülkümüz, paramız bir anda elimizden uçup gidiyor. Bütün bunlara rağmen “hata” konusunda halkı bilinçlendirmiyorlar. Devlet zaten halk düşmanı. Vurdumduymaz yöneticiler belki de içlerinden insanlar ölsün de nüfusumuz azalsın diye dua ediyorlardır. 

Hatanın bilimsel yönleri vardır. Belki felsefi, psikolojik, insan davranışlarını ilgilendiren yönleri vardır. Halkı bilgilendirmek adına nerede hangi toplantıyı yapıyorsunuz? TV ‘lerde insanlara yaşarken nelere dikkat edeceğimiz konusunda bilgi veremez misiniz? Sabahların sultanının bacağını seyreden adam şu anda evde felçli yatıyor. Allah belanızı versin diyeceğim, diyemiyorum! 

İnsanlar hata yapar kardeşim. Uyarıların mutlaka faydası vardır. Ama hatada önemli olan uyarı değil insanların hata yapmalarına neden olan ortamların düzeltilmesidir. Hata yapabileceğini ve bunun sonucu olarak kötü bir duruma düşebileceğini önceden görür ve gerekli tedbiri alırsan başına bir şey gelmez. Eşim bir tanıdığı hanımın taşınmasına yardım etmek üzere onun evine gitti. Eşyalar orada burada, taşınma telaşında yerleri silip süpürmek gerekiyordu. Evin hanımı, kızı ve eşim ile eşyaları yerleştiren insanlar birbirlerinden habersiz ayrı odalarda çalışıyorlardı. Evin kızı çay yapmak için ketılda su kaynattı. Yerlerde yaş ve çamur olduğu için kaynar su dolu ketılı yüksek bir yere, eşyaların üzerine koydu. Eşim hiçbir şeyden habersiz oraya gelip eşyalara yaslandığında çağıl çağıl kaynamış su ketıldan üzerine boşandı. Şansı vardı, kaynar su sadece ayak ve bacağına dökülmüştü. Yine de korkunç bir yanıktı. Günlerce aylarca iyi olmadı. Zamanla geçti ama çekilen acıyı ona sormalı. Tepesinden aşağı da boşanabilirdi. O vakit ne olurdu, düşünmek bile istemiyorum. 

30 küsur yaşındaki evin kızı kaynar su dolu ketılın böyle yüksek, üstelik sağlam olmayan bir yere asla konulmayacağını öğrenememişti. 

Benzer bir olaya eniştemde rastladım. Herkesin çok akıllı dediği bu adam 6 katlı evinin çatısında çiçek, sebze vs ekmek için betondan bloklar yapmış, içini toprakla doldurmuştu. Buraya kadar sorun yoktu. Sonra bir şey dikkatimi çekti. Bu her biri 100 kilodan fazla ağır beton bloklardan iki tanesini duvarın üzerine yani kenara koymuştu. Endişemi kendisine anlattım. Bunlar her hangi bir nedenle kayıp hareket eder, yerinden oynayıp aşağı düşerse orası kalabalık sokaktı. Bana güldü. Bu kadar ağır beton blokları yerinden ne oynatabilirmiş ki? Oysa ben binanın ufak bir sallantısında ya da bilemediğimiz bir nedenle bu boşlukta(sabitlenmemiş) beton blokların binadan aşağı düşebileceğini öngörüyorum. 

İnsanı hataya sürükleyen davranış ve ortam üzerinde çok durmak lazım. Asıl işin can alıcı noktası bu. Ayyaş bir köylümüz için “Bu adam damdan düşer” dedim. Gerçekten damdan düşerek öldü. Ayyaşlık zaten başlı başına hata. Bir de adamı dama çıkarıyorsun. Doğal olarak o da dengesini kaybedip düşüyor. Ama işte bu olayın sonunda bile ”Vadesi yetmiş, kaderi buymuş” dediler. 

Ülkemizde her yıl onlarca kişi sobadan zehirlenerek ölüyor. Onlara yapılan uyarı” Dikkatli olun” Dikkatli olmanın ne anlama geldiğini biliyorlar mı bakalım. Evlerine gidip sobalarına, bacalarına baktınız mı? Yatarken sobayı yakmayacaksınız, yanan sobanın içinden soba yanarken kömür ya da külü dışarı çıkarmayacaksınız dediniz mi? Dikkatli olunmuş, has sittir! 

Hatanın yaratacağı sonucu önceden kestiremezsiniz. Toplu iğneyle hayatınız gider. Ama hataları uzaylılar yapmaz ya da kendiliğinden olmazlar. Sizin veya sizin dışınızdaki yanlışların sonucudur. Bir yerde kaza olmuş; bakayım diye gidiyorsun, sana da araba çarpıyor ölüyorsun. Bu ne şimdi? Kaza nerde olur? Otobanda, yolda, köprüde… Kazanın olduğu yer pırasa tarlası mı? 50 yaşındayım, 50 tane kaza gördüm; hiçbirine de bakmaya gitmedim. Çünkü benim orada yapabileceğim hiçbir şey yok. İnsanın başına ne gelirse… Anladın sen onu! 

Hata insan ömrünü kısaltır. Üstelik tecrübe kazanmaya fırsat da bulamazsın. Merdivenden koşarak inerken düştün bacağını kırdın. Sana acırlar, ilgilenirler, belki severler, saygı da gösterirler ama topalsındır yine de. Bir daha değil koşmak sürünerek inerim dersin ama ne çare. Arkadaşım sen boş ver onun bunun dediğini, Korkut evliya gibi adam, sakat insan yarım insandır. Merdivenden koşarak inilmez. Ne acelen var, mezbahaya kelle mi götürüyorsun? 

Hata kişiseldir. Ayrıca herkesin hata yüzdesi aynı değildir. Küçük çocuğunu işte kaçmasın, dışarı gitmesin, başına bir şey gelir gibi düşüncelerle eve kilitledin gittin. İşin bitince döneceksin. Bu davranış her şekil ve halükarda yanlış ve hatalıdır. Böyle bir durumda bir şey olma veya olmama ihtimali %50%50 eşittir. İşin bitmeyebilir. İşin bitince dönemeyebilirsin. Bu hareketi yaparken en kötü ihtimali yani dönemeyebileceğini düşüneceksin ki böyle bir durumda çocuğunu zaten eve kilitleyip gidemezsin. 

Bütün hataları örneklendirmek mümkün değil elbette. Hata yapma anı değil öncesi önemli. Yaşlısın, hastasın da üstelik ve uykusuz kalabalık şehrin yollarında, caddelerinde dolaşıyorsun. Bu durumda sana bir araba çarpmazsa o araba Beyaz Saray’da Obama’ya çarpacak demektir. 

Kaza, olacağını haber vermez. Bazen de olup, geldiğinde yine haber alamazsın çünkü o zaman da belki zaten nalları dikmiş olursun. Bu nedenle hata yapacağın anı değil bu durumu yaratacak şartları düşünmelisin. 

Bilmeyen kişiler bilmediklerinden, bilen kişiler de kendilerine çok güvendikleri için hata yaparlar. Benim gibi, bunların ikisinin arasında olanlar az hata yaparlar ama akıllı ve dikkatli olduklarından değil hayatı yaşamadıklarından. Türkiye’de bilinçli olduğu için hata yapmayan insan yoktur. Yani hem hayatı her yönüyle dolu dolu yaşayacaksın hem de başına en ufak bir şey gelmeyecek. Bu, mümkün değil. Ama elbette inek gibi yatarsan hiç hata yapmazsın. 

Aslında burada hatanın yeniden ve doğru olarak tanımlanması gerekir. Bazı yaptıklarınız doğru gibi görünmese de hata değildir. Hayatınızı yaşamak için bir şeyler yapmanız gerekir ve bunlar bazen size acı tatlı sürprizler hazırlar. Tercihleriniz, yönelişleriniz yanlış gibi görünseler bile hata değildir. Hata yanlıştan doğar. Temelde eylemin, davranışın dayandığı düşünce yanlıştır. Hata mutlaka bir sonuç doğurur. Siz ya da başkası acı çeker, zarar görürsünüz. Maddi kayba uğrarsınız. Bazen şansınız vardır hata üstüne hata yaparsınız burnunuz bile kanamaz; bazen de bir hatayla hayatınız gider. Yani hata ile sonucu hiçbir zaman denk değildir. 

Nelerin hata olduğu iyi bilinmelidir. Gerçekleştiği zaman size zarar vermesi muhtemel davranışlar hatadır. Denize girmek hata değildir ama yüzme bilmediğin halde boyunu aşan yerlerde denize girmek hatadır. Hatta yüzme bilsen bile içini, tabanını, derinliğini bilmediğin göl, nehir, baraj ve akıntı, dalgalı deniz gibi yerlerde denize girmek hatadır çünkü yüzme şampiyonlarının bile boğulduğu görülmüştür. 

Bazı hataların dönüşü yoktur. Dönüşü olmayan hata yapmayacaksın. Uygun beden yapın olmadığı halde estetik yaptırmak, zayıflamak için denenmemiş riskli yöntemler kullanmak, uygunsuz ilişkilere girmek, örgüt, adam öldürme, düşman kazanma, tehlikeye aldırmama, ne olduğunu bilmediği bir şeyi yeme içme, bilmediği konularda tehlikeli işlere kalkışma dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir. 

Hata sadece yapanı etkilemez. Senin hatan yüzünden ailen ve çevren de zarar görebilir. Ayrıca sadece siz kendi hatanızın bedelini ödemezsiniz. Bu ülkenin 72 milyon insanı her gün hata yapmaktadır. 

Şimdi biz bütün bunları öğüt gibi yazıyoruz. Oysa bunlar ülkenin ciddi konuları. Okullarda on yaşındaki çocuğa pi sayısını öğreteceğine bunları öğreteceksin. Eğitim bakanı olmuş. Hikâyeden bakan! Yazarken bile masalcı baba gibi hissediyorum kendimi ve ciddi şekilde rahatsız oluyorum. Okuyanlar kalkıp ukala herif sen de sanki biliyor gibi her şeye maydanoz oluyorsun deseler haksızlar mı? Benim işim değil bunlar. Ben akıl hocası değilim. Halkı aydınlatmak devletin görevi. 72 milyon Türkiye halkına soruyorum. Şurada yazmaya çalıştığım konularda devletin size bir aydınlatması, eğitimi, uyarısı oldu mu? Eğitim bakanı 15 bin maaş alıyor, görevini ben yapıyorum!  

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..