ÇALI GÖLGESİ-2

Bağımlılık üzerinden kontrol teknikleri diye bir ders olması lazım ancak insanların gözleri açılır ve çok okurlarsa kendilerini kullandırtmazlar ve gerçek ihtiyaçlarıyla sanal ihtiyaçları arasındaki farkı anlarlarsa o zaman sistemin tıkanmasına neden olurlar.

Sistem tıkandığında üretim gerçekleşmezse insanlar gerçeğin farkına varırlarsa bağımlılık köleliği çağının, tam kontrol çağına doğru gittiği günümüzde insanların kendi kendilerine tepki oluşturabilmeleri çok zor. Neticede yemeleri gerektiğinden fazla yiyorlar çünkü katkılı yiyecekler bağımlılık yapıyor, içilen her şeyde bunlar olurken, hayata dair gereklerin bu bağımlılık çağının dışında kalması mümkün değil. Sistematik olarak birbirlerine karşı rekabetle güdülenen insanoğlu, güzel olmanın dışında, daha fazla şeyi kendi hakkı olarak isteme hakkını elinde bulundururken, insanı kontrol eden, etmesi gereken araçlar göz önüne alındığında gerçek kontrol araçları temelde göründüğü temelde göründüğü kadar fazla değil. Yiyecek, barınma, korunma diye özetlenebilecek en temel alanların görmezden gelinerek günden güne üretim kabiliyetleri düşen insan daha fazla tuzağa çekiliyor. Bağımlı yazarların çok satan popüler eserleriyle kendilerine bir strateji oluşturacağını düşünen insanlar gerçekten de kısa süreli de olsa bir rahatlama yaşayabilirler anca bu durum balığın hapsedildiği havuzda yemlenmesi gibi geçen bir süredir. En nihayetinde ölmeyecek miyiz? Nedir bu kafa yorma olayı diye düşünülebilir. Balık gibi olmakla, balığı satan olmak yiyen olmak arasında tercih yapmak durumunda kalınsa kimse balık olmak istemezdi. Lakin insanlık âleminde balıklar çok olmalı, yiyenler ve pişiren satanlar da karşılıklı ihtiyaçlarını giderebilmeli ki bu ortam korunabilsin, düzen devam etsin. Balık mutlu mesut ve tavaya gelmeye gönüllü olsun isteniyor ki insanlık olarak bizler balığın rolünü balık olduğumuzu bilmeden ziyadesiyle yapıyor ve bize verilen rolü bir güzel oynuyoruz.

Çalı gölgesinde yaşayan,  her türlü tehlikelere ve darbelere maruz kalan medeniyetlere verilen görev de hattı zatında budur. Çalı gölgesi köksüz bir medeniyet, bilim ve felsefeden daha da önemlisi dünyadaki güçler dengesinin farkında olmadığı halde farkına varmayan, kendisine verilen kimlikle kendini olduğundan farklı sanan, zihni berrak olmayan medeniyetleri simgeler. Burada da en zor görev toplumunu uyandırmak isteyen kişidedir. Zira çalı aynı zamanda dev çınarların da gölgesi ve tehdidi altında, çalıya güneş gösterdikleri kadar büyüyebiliyor. Büyümenin tanımını bilmeyen ve ortak bir tanımda bile anlaşamayan güçler dengesinde başrolü çınarlar oynuyor.