Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '21

 
Kategori
Deneme
 

Kendi üslubumca yaşıyorum

Her yaz olduğu gibi yine kafa tatilimi yapmak, ruhsal anlam da yenilenmek için kasabama 
kaçmıştım. Doğa içinde yaşamın, yaşamanın insan ruhunu büyük ölçüde iyileştirdiğini 
düşünenlerdenim bende. Buarada hiç bir zaman yalnızlık çekmedim . Yalnızlıktan gocunmak bana göre ancak boş beyinlerin şikayeti olabilirdi. Ben daima dostlarım dediğim kitaplarımla, fimlerimle sanatımla çekilirim bir nevi inzivama. Ve etrafımda dünyaya dair, insana , yaşama ve anlama  dair sohbetlere girişebileceğim kapasitede de insan göremediğimden, kendi dünyamda kalabalıklaşırım.
 
Bu kendi dünyamda koca bir evren olmak , olabilmek anlamını taşır . Henry David Thoreau üstadımın yolunu benimsediğim doğrudur. Bana yol gösterdiğinden değil, onun zaten geçtiği yoldan benimde istikametimin rast düşmesinden kaynaklıdır bu. Yani belirttiği bir çok görüşüyle hemfikirimdir.
 
Hal böyle olunca, kendini dünya içinde bir yerde tutunmak için çaba gösterip aslında köle olarak  ölen insanlar tarafından da anlaşılamıyor oluyorum. Elimde Thoreau üstadın '' Sivil İtaatsizlik'' adlı kitabı, bir nevi devlete, sisteme,insana başkaldırısıdır. Özgürlüğü yine vicdanında ve içinde bulup yaratabilmesi . Okuyorum , bu sırada köylü yaşlı bir komşum bizden aldığı bir emaneti bana doğru getiriyor. Napıyorsun vs diyerekten sözüm ona hal hatır soruyor, sözüm ona dememde ki sebep her zaman olduğu ve benimde çok iyi bildiğim o sığ, daracık aslında bir köşeye sıkışıp kalmış aklıyla sözüm ona bana tavsiyeler veriyor. inşallah sende bir eş bulursunda mutlu olursun . Pardon! diyorum ufak çaplı bir çıkışla, sizler diyorum yaşamınızı sadece buna adadığınız ve bunun dışında bir yaşam şeklini bilmediğiniz için evli olmayan yada evlenemeyen, evlenmek istemeyen her insanı mutsuz olarak mı görüyorsunuz, bana bir bak sence mutsuz görünür gibi bir halim mi var, insanların benden istediği hayatı değil, kendi istediğim hayatı yaşıyorum ben , dibine kadar özgürüm ve aynı şekilde mutlu, siz neden o güzelim kafanızı yoruyorsunuz ki diyorum hafif alaycı bir tavırla. Karşımda ki yaşlı ve belirli
bir seviyede kalmış bir kadın için aslında bu kadar bile sözlerimi israf etmem hata. Lakin anlatabilmekle yükümlüyüm kendimi. Tabi anlayabileceklerinden değil. Demek istediğim şu insanlar neden evliliği matah bir şey zannediyor. Onun dışında bir yaşam türü olamayacağına nasıl kendini bu denli inandırmışlar . Nasıl bir körelme onları minicik bir dünyaya hapsetmiş böylesine, şaşkınlıkla düşünürken buluyorum kendimi. Oysaki tek bir örnek bile vermem istenseydi benden . Daha dün evli ve iki çocuklu bir kadın arkadaşımın bana ''Kimseyi memnun edemiyorum, evdekiler, herşey beni çok yoruyor Eda'' serzenişlerini söyleyebilirdim . O bir kere düşmüştü, bana göre bir nevi çukur olan artık özgürlüğün ve bağımsızlığın olmadığı o kuruma. Üstelik öyle bir çağ da yaşıyoruz ki, insanın en başta kendisi için yaşaması için gerektiği unutturulmuş. Herkes birilerinin paçasına ve sırtına yapışmak zorunda sanki. Başka türlü bir yaşama şekli yok sanki dünyada.
 
Buna ithafen Henry David Thoreau'dan şu alıntıyıda kalıbımı basa basa söyleyebilirim .
''Ben bu dünyaya birileri beni birşeylere zorlasın diye değil, Kendi uslubumla yaşayıp nefes alacağım '' Bilmem anlatabiliyormuyum .Dolayısıyla bu hayat benim, ve bir kez yaşama hakkım var, olabildiğince kaossuz , gürültüsüz, sorunsuz ve sakin bir yaşama adıyorum kendimi, çünkü kafa ve vicdan rahatlığından daha güzel olan bir şeye rastlamadım ben bu hayatta ...
 
Hele ki yüreğini ve ruhunu bu denli kaybetmiş bir çağ'da, nasıl bir ruhu, duyguyu ve düşünceyi taşıdığı artık belli olmayan bir erkeğe tutunma ve sığınma durumu benim için acizlikten öte'de bir yol olmaz.
 
Diyeceksiniz ki bu denli mi kapalısın evliliğe,bende sizlere diyorum ki, ben evliliğe değil, ayaklar altına alınıp  yok edilmiş bir kutsalın artık bu çağ'da sağlıklı bir şekilde kalmadığına inananlardanım .Şiddet, cinayet, boşanmalar, menfaat almış başını bu denli giderken ve önümde iyi örneklerden ziyade kötü örneklerin çoğunlukla alıp başını  gittiği bir düzeni haliyle endişe verici olarak görüyorum. Şüphesiz ki Allah hepimize akıl ve fikir vermiş , insanların istediği gibi yaşamaktan çok kendi istediğiniz gibi yaşamaktan bu denli korkmak niye ! 
 
Bırakınız insanlar şu kısacık hayatta, üstelik ölümün her an kapımızda beklediği şu trajik hayatta diledikleri doğrultuda yaşayabilsin. Demem o ki benim bu anlam da kutsalım belli. '' Özgürlük'' ...
 
Denemeler- Yazan -Edibe Toğaç 
 
Toplam blog
: 153
: 534
Kayıt tarihi
: 14.02.12
 
 

28.05.1988 Adana doğumluyum ve Adana'da yaşamaktayım! Yazar&Şair '' Başka türlü seviyorum ben seni'..