Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çalışan bir hamilenin Annelik korkuları

Çalışan bir hamilenin Annelik korkuları
 

Bakalım Benden de Bir "Çocuk da Yaparım Kariyer de" Modeli Çıkacak mı?


İsteyerek hamile kaldım…
37’imde… Tüp bebekle…
İlk doğumum bu… Sıpalar içimde tekmeler atmaya başlayana kadar da bebeklerin varlığını tam olarak hissedip anlayamadım bile.
Zaten testlerdi, bir sürü terslik ihtimaliydi derken çocukları (yok yok, yanlış okumadınız; ikiz kız bebek bekliyoruz inşallah) sahiplenemedim bile bir anne olarak. Hep “Ya düşük olursa?” korkularım oldu.

Kendimi bir anne adayı olarak kabul etmek bile aylarımı aldı –hoş, hâlâ adayım ya, neyse-
Şimdilerde her şey daha iyi sanki… Hamilelik ilerledikçe her şey daha bir rayına oturmuş gibi.
Ama anladım ki bu endişeler artık hiç bitmeyecek.
Çocuklara dair dilekler, temenniler… Liste uzayıp gidecek.
Hepsi bir yana, bunlara ek olarak bir de ben olmadan hayatlarını idame ettiremeyecek, her şeyi bana sorup neredeyse benim şekileendireceğim çocuklarım olacağından annelik endişelerim belirmeye başladı…

Zira çalışan bir hamile olarak korkuyorum. Çünkü:
Hem tüm gün işyerinde olup hem de iyi bir anne nasıl olunur bilmiyorum.
Hem işe, hem bebeklere nasıl yetişebilirim kestiremiyorum.
“İyi bir anne”nin tanımı nasıl olur, ben bu tanıma ne kadar uyacağım… Tam bir muallak.
Onbeş senelik iş hayatımı “eş hayatım” ve “anne hayatım” rollerini de sahiplenerek nasıl birarada götürücem, endişeleniyorum. Bir koltuğa kaç karpuz sığdırabilirsin yarışmasında kaçıncı olurum diye kendi kendime soruyorum.

İşyerinde hakettiğimi düşündüğüm terfimi doğum iznimden dolayı alamamak beni ne kadar üzecek, yoksa umursamayacak mıyım, şimdiden kestiremiyorum.
Doğum sonrası işe dönmek zor gelmeyecek mi, cevaplayamıyorum.
Kızları pırtlatınca, acemi anne olarak kim bilir ne sakarlıklar yapıcam, endişeleniyorum.
Eşimle henüz gerçek anlamda birer ebeveyn olmadan çocuklara dair her konuda anlaşıyor gözüküyoruz ama, bebekler doğunca kimin hangi konudaki kararı değişecek, kim hangi konuda farklı hareket edecek ve ilişkimiz tüm bunlardan nasıl etkilenecek merak ediyorum.
Anne olmak deneme yanılma yoluyla öğrenilen bir tecrübe gibi sanki. Ya birçok konuda yanılırsam korkum/endişem gün gelince geçecek mi acaba, kendi kendime sormaya korkuyorum.

“İyi anne” nasıl olur bilmiyorum.
Gün gelecek, “iyi anne” tanımına uyabilecek kadar “başarılı” bir anne olup Anneler Günü’nde kızlarımdan “Yılın En Başarılı Annesi” plaketi alabilecek miyim merak ediyorum (ayrıca istiyorum!).
İlk aylarda bana kaynanam yardımcı olmaya çalışacak gibi. Anlaşabilecek miyiz diye üçbuçuk atıyorum.
Küçük evimizde bize yardım etmeye çalışanlarla birlikte vakit geçirirken rutin günlük hayatım bile tamamen mi değişecek, çok fazla tv izlemesem de istediğim programları bile izleyemeyecek, okunmayı bekleyen kitaplarımı bile okuyamayacak, bloguma bile yazı yazamayacak mıyım, merak ediyorum.

Çalışırken günde yirmi kez evi arayıp çocukların ne yaptığını öğrenmeye çalışmaktansa iş hayatımın üzerini bir kalemle silmeli miyim, cevaplayamıyorum.
Beni en çok ne mutlu eder bilemiyorum, üzülüyorum.
Birçok görevim arasında iyi bir eş olma görevimi ne kadar çekip çevirebileceğim, her şeyin iyisini yapıyor olmak zorunda mıyım? Kestiremiyorum.
Çocuk peşinde koşturduğum onca saatten sonra o yorgunlukla, hatta bazen üzerimdeki kusmuklar, üstüme sinmiş kaka ve ıslak mendil kokusuyla eşimin gözündeki “güzel kadın” imajımı ne kadar yerle bir edeceğim, korkuyorum.

Benden “beklenenleri” karşılayabilecek miyim bilemiyorum.


Boşa koysam dolmuyor, doluya koysam almıyor… Korkuyorum.

http://umutsuziskadini.com/

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..