Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Kasım '11

 
Kategori
TV Programları
 

Kuzey ve Güney’in Annesi, düşman başına!

Kuzey ve Güney’in Annesi, düşman başına!
 

Handan Tekinoğlu'nun iki oğlundan beklentileri çok başka....


Kuzey ve Güney... İkiz bebek bekleyen bir anne adayı olarak şayet doğacak çocuklarımız iki erkek olursa diye daha dizi başlamadan eşime söylediğim iki isim.

Aylar geçti, dizi başladı, bizim çocukların cinsiyetleri belli oldu falan derken ben, özellikle Kıvanç Tatlıtuğ’un güçlü oyunculuğuyla beni şaşırttığı bu diziyi her fırsat bulduğumda izlemeye başladım. Yalnız burada dizideki karakterlerden herkesin ekranın içine düşerek seyrettiğine emin olduğum Kuzey’i yazacak değilim. Benim burada dikkatleri çekmek istediğim kişi Handan Tekinoğlu karakteri. Yani Kuzey ve Güney’in annesi, nam-ı diğer Sami Tekinoğlu’nun karısı.

Türkiye’de çok yaygın olduğuna eminim Handan Hanım gibilerin. Böyle annelere hemen her yerde rastlamak mümkün çünkü. Ne yazık ki kocası tarafından sayılmayan, hatta her fırsatta itilip kakılan, dövülüp tartaklanan, bir eş – bir anne olarak değil, evin hizmetçisi gözüyle bakılan bir kadın o. Kocası ne derse kabul eden, hatta ona karşı bir fikir beyan etmeye bile ödü kopan, hayatı evin dört duvarı içinde geçen biri. Kocasından, özellikle erkek evlatlarının babaya karşı annelerini henüz koruyamadıkları küçüklüklerinde, sıklıkla dayak yediği ortada.

Zaten erkek çocukların, annelerinin gözünde kız çocuklarına göre daha değerli olması, hatta annelerin tabir yerindeyse oğullarına aşık olmalarının sebebi de budur bence; kocalarından göremedikleri değeri oğullarından görme arzuları. Kendileri için son bir çıkış yolu olarak oğullarına güvenmeleri. 

Çocukluklarından beri kendileri için saçını süpürge etmiş kadına hakettiği değeri vermeyen babalarına karşı annelerine daha da yakınlaşan erkek evlatlarının, gün gelip kendi ailelerini kursalar bile özellikle annelerinden kopamamalarının kökeninde de bu yatar. Erkek evlatlar da annelerine, çocukluklarında veremedikleri konforu verip onu daha iyi koşullarda yaşatma, babaya karşı annenin savunucusu olma rolünü üstlenirler bir yaştan sonra. Hatta artık yetişkin olunduğu için eskisi gibi sessiz kalmak yerine gerekirse babaya rest bile çekebilecek durumdadırlar.

Dizideki Handan Hanım’ın da hayattaki tek ümidi erkek çocukları; daha doğrusu büyük oğlu Güney. Yazıma attığım başlıkta kendisini “Düşman Başına” olarak nitelendirmemin sebebi de o zaten. Çocuklarından birini diğerine üstün tutan, iki oğlunun çıkarları çatıştığında her zaman okul sıralarında daha başarılı, diğerine nazaran daha ağırbaşlı olan büyük oğlunu küçük oğluna tercih eden bir anne olması. Küçük oğlunu çoktan bir “kayıp”, büyük oğlunu ise geleceği parlak, her şeyi hakeden oğul olarak görmesi. Hatta bu görüşü yüzünden büyük oğlunun işlemiş olduğu cinayeti bile küçüğünün kabullenmesini sağlayarak küçük oğlunun esas çöküşüne sebep olduğunun farkında bile değil.

Kendisine sorsanız eminim çoğu anne gibi oğullarının ikisini de aynı derecede sevdiğini, hayatı boyunca birini diğerinden üstün tutmamış olduğunu söyler. Mutlaka kendini pek güzel inandırmıştır iki oğlunu da sevdiğine. Ama büyük oğlu Güney’i onu bu hayattan çekip kurtaracak yegane kişi olarak belirlemiş, diğer oğlunu ise ikinci planda bırakmış durumda. Arada sırada da olsa küçük oğluna olan sevgisinin altını çizmeye, sevgisini göstermeye çalıştığında gönlünden geçenleri saklayabilmesi mümkün değil. Onu daha çok kendisini tartaklamaya çalışan kocasına karşı bir kuvvet olarak kullanıyor ama oğlunu destekleyici tek bir söz söylediğine şahit olmak zor.

Büyük oğlu Güney ise, zaten daha okulunu bitirmeden zengin bir aileye yanaşmış, onların kanatları altına girmiş durumda. Hatta uzun yıllardır sevdiği mahallenin kuaförünün kızıyla yapılan nişanı atıp bu zengin ailenin kendisine kancayı takan kızıyla birlikte olmaya başladı bile. Handan Hanım da tabii ki bu durumdan pek bir memnun. Oğlunun bu zengin kızla her fırsatta birlikte olması için aklına gelen tüm nasihatleri veriyor oğluna. Hiçbir şekilde aralarının bozulmasını istemiyor ve aslında bir bakıma şimdiden kızı da gelecekteki gelini olarak çoktan kabul etmiş durumda. Okumuş bir evlat olmasını, derslerinden her zaman iyi notlar almasını son derece önemse de, kız arkadaşının ölen zengin babasının cenazesine gidebilmek için bir sınavı kaçırmasını teşvik etmeye, cenazeye gitmesini sağlamaya çalışması da gerçek niyetini açıkça ortaya koyuyor.

Sevmiyorum böyle anneleri.

Hele hele çocukları arasında ayrım yapan anneleri hiç!

http://umutsuziskadini.com/

 

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara