- Kategori
- Edebiyat
Can Yücel ölümünün 10. yılında anılıyor

CAN BABAYA YÜREK DOLUSU SEVGİLER.
Datça Belediyesi ile Edebiyatçılar Derneği'nin Birlikte Düzenlediği, 'Datça Edebiyat Günleri', 12 Ağustos'ta başlıyor. Datça Edebiyat Günleri, bu yıl ölümünün 10. yılında usta şair Can Yücel'i anacak.
Yücel'in Datça'da bulunan evinin ziyaret edilmesiyle başlayacak olan Edebiyat Günleri, söyleşilerin yanı sıra, şiir ve müzik dinletileri ile fotoğraf sergilerine de ev sahipliği yapacak.
14 Ağustos'a kadar sürecek Datça Edebiyat Günleri'nin onur konuğu ise gülmece ve çocuk kitaplarıyla tanınan yazar Muzaffer İzgü olacak. Etkinliğin diğer katılımcıları ise şöyle: Ataol Behramoğlu, Ahmet Antmen, Abdullah Nefes, A. Galip, Güney Özkılınç, Gülseren Engin, Şebnem Gürsoy, Ayça Bilgin, Gökhan Cengizhan (Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı), Şener Tokcan (Datça Belediye Başkanı), Nikbinlik Şiir Grubu, Özgen Seçkin, Gülümser Çankaya, Mine Ömer, Hayri K. Yetik, Özcan Karabulut, Oğuz Tümbaş, Suna Güler, Emine Azboz, Hasan Uysal, Adnan Gerger, Enver Aysever, Hasan Özkılıç, Uğur Pişmanlık, Remzi Özmen, Halil İbrahim Özcan, Adnan Azar, Ahmet Tüzün, Şaban Akbaba, Ali Osman Arıkan, Orhan Keskinsoy, Burak Tokcan, İsa İnan.
MUHABBET
Bir fasulye çimleniyordu
Çiseledikçe yağmur.
Koştum vardım ki yanına
Anlasın ne nimet olduğunu
Sen git yerine! Dedi Ayşa Kadın
Böyle kibar erkeğin ayağına
Ben kendi ayağımla gelirim
Bu muhabbeti görünce uzaktan
Kıpkırmızı oldu biberiye
Bayram nedir ki dedim kendi kendime
Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye
EL TUTUŞA TUTUŞA
Ne kadar çok elimiz varmış meğer
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel işçilerininki
Sonra, ellerin elleri...
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi
GELİNCİK ŞURUBU
Şu ölen çocuklar var ya
Sana bana dünyaya ...
İlikleriniz donduğunda kışın
Bir kaşık umut gerektiğinde
O şişe gelecek aklınıza
Pencerenin önünde duran
Güneşte
Gelincik ...
KİBRİT ÇAKIYORSUN KARANLIKTA
Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
MARTILAR Kİ
Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı
Ve öylesine harlı ki
esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak.
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
Boğazın iki yakasından
Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında sevgili öfkemle benim
Yanacak bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını
ısıtsın diye martılar
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin
ÖZLEDİM SENİ..
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
''git artık'' demek
''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa''
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
Can yücel