- Kategori
- Gezi - Tatil
Çanakkale-Adatepe-Küçükkuyu

Adatepe'nin şirin yolları, tıpkı komşu ziyaretine gider gibi bir his veriyor insana.
Kaz Dağlarının yamacına kurulmuş, güzel ve şirin eski bir köy olup, İstanbullular tarafından keşfedilmiştir. Hani insanın medeniyetten geçmişe kaçışı gibi bir yolculukdur bu. Bölge Troya, Midilli, Pers, Atina, Roma, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyeti görmüş. Kaz dağı (ida) kutsanmış dağdır. İnsan kendini Tanrı'ya yaklaşırken hissediyor. Homeros bile ilyada’da ‘’ Pınarları bol, vahşi hayvanların anası’’ olarak bahseder İda dağından. Zeus burada doğmuş, tanrılar Troya savaşını buradan seyretmiş, Afrodit ilk burada aşık olmuş. Hera’yla Zeus burada evlenmiştir. Geçmişten gelen seslerin arasında yürümek, sağdan soldan geçmiş ''ce'' diyecek mi diye sabırla beklemek adına yapılmış bir yürüyüştür.
Köyün bitişiğinde Zeus Altarı, antik dönemin dokusunu taşıyan basamaklı bir platform. Sırtını denizden aniden yükselen kayalara yaslamıştır. Tanrıların babası Zeus Troya savaşını buradan seyretmiş. İlyada destanında şöyle anlatılır; ''Hera dosdoğru yürüdü Gargaran doruğuna. İda’nın en yüksek tepesiydi bu. Bulutları devşiren Zeus, onu gördü. Görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını. ve Hera, Zeus’un 9 karısından ilki oldu’’. Sunakta kurbanlar kesilmiş, günnükler yakılmış, dinsel törenler yapılmış. Yaşanmışlık hala dimdik duruyor karşımızda.
Manzarası ve yürüyüş için oldukça güzel bir köy. Etrafı zeytin ağaçlarıyla çepeçevre sarılmış. Rum-Türk karışık yaşarmış, zamanla Rumların izleri silinmiş.Uçup gitmiş olan izleri aramak, içimize işlemiş bir diğer kültüre merhaba demek çok hoş ve sürprizlerle dolu. Uçsuz bucaksız zeytin ağaçları ve zeytin satanları görünce geçmişten günümüze bozulmadan kalmış zeytin diyarı olduğunu hemen anlarız. 2001 yılında Adatepe Zeytinyağı Müzesi bile kurulmuş. Geçmişten günümüze zeytinyağı nasıl yapılıyor burada görebilirsiniz. Kim bilir belki daha neler ilişir gözünüzün ucuna, hayal dünyanıza da bir yolculuk yapabilirsiniz. Kim bilir?