Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

16 Ekim '09

 
Kategori
Deneme
 

Canım acıyor anne

Canım acıyor anne
 

yaralı gönlüm acıyor anne gözyaşlarım gün geçtikçe çağlıyor canım acıyor annem...


Beni hayata bağlamaya düşündüğünüz için teşekkür ederim. Hayata gözlerimi açtığımda acımasız bir hayatla yüz yüze kalmışım. Belkide insanda değerli varlıklar bu şekilde imtihan olunurmuş. Bir evladın yedi aylıkken dünyaya gelmesi, küçücükken bitap düşmesi, işitme engeli, altı parmaklı, bir takım rahatsızlıklarla sarmalanması gibi herşey... Bir sebeb vardır elbet diyerekten hayata böyle tutunurmuş insan. Canım acıyor anne, büyüdükçe daha çok anlıyormuşsun. Seven kalbim feryat ediyor, bağrım yanıyor, sessizliğim haykırıyor... Gözyaşların ırmak olurken, çağlayan feryadım dolup taşarken sadece sen kalmışsın bir başına... Kimler kulak verir senin sesine, kimler siler senin gözyaşlarını, kimler bir yudum su verir, kimler, kimler, herşey kilide vurulmuş gibi... Canım acıyor anne içimden dökülen nağmeler fırtınalı bir gemiye nasıl dayanabilir bu gönül... Hayalde sıcacık edindiğin dostlar, arkadaşlar, aileler nerede hepsi kaybolmuş.. Belkide bu da bir sınav işte... Çaldığın her kapıda buruk bir acı, duyduğun her sözde yalnızlık iksiri, tattığın her mevki bir acı ... Umut ediniyor yarınlar hep bende kendi ilklimimde saklı... Dertler üstüne dert eklenmiş çağlamışım. Bazen başım öylesine kendinde değilkine dayanılması güç bir acı anne... Hiçbirşey algılayamıyorsun bazen fırtınalı. Hep idealine ulaşmaya çalşıtığında aslında ulaşamadığın bir acı var dirhem dirhem. İnsanların tembel demesi, bu kız adam olmaz demesi, okuyamaz denilmesi, kapasitesi eksik denilmesi, sağır duymaz uyduruyor denilmesi canımı acıtıyor anne... Bunu senin evlatların yapıyor başta öylesine acıklıkine... Sadece bunlarla yetinilse anne...

Sözleri sayfalara dökemiyorum, anlatmak için yetmiyor dillerim, ben neysem odur özlemim anne... Gözyaşlarım benim yoldaşım, hiç terketmeyen yalnızlığım, kalbimdeki acım, yüzümdeki derin izim, unutulamayan sevgim, gönlüm kavruluyor benim, yanan bir ateşin külü olmayanım anne...

Ah ah anne bir hikmet olsada kanatlansam herşeyin üstesinden gelebilsem, kendimce yetinebilsem... Hırçınlaşıyorum, dört duvar arasında geçiyorum, yaşayan bir ölü gibi, bir ruh gibiyim... Bitsin artık bunlar derken ızdırablar canımı acıtıyor. Seviyorum diyenler aslında sevmiyormuş anne... Öyle aldatıldımki duygularımla saplandım yaslı geceye. Tek bir bilmecem vardı her hece, yakıyor beni bu hastalık bilinmezkine... Sahte sözler, yalan sözlerle kandırıldım, yüreğime tutsak olan bir hançere saplandım. Belki bir ağaçtan düşen son baharda savrulan bir yaprağım. Ya da işe yaramazım kimbilir? Vefalı gönlü kalmamış şu fani dünyada. Duyduğum tattığım onca saatler, onca günler, onca aylar, onca seneler, onca hayallerde saklı bir bilmece. Dalından koparılan bir çiçek gibi ömrün solup geçermiş. Kimse kalmamış kimse anne..

Aile nedir bilmiyorum? Karmaşık bir hayat gibi, Sevgili nedir bilmiyorum?

Ben sevdim de sınıfta kaldım. Sırf bu halsizlikler yüzünden herşeyden vazgeçip, yakındım. İyi evlatlar yatiştirmek için iyi bir halde olmak lazımmış. Neydi belirsiz kişiler sarmış etrafı. Zaman mı değişiyor, insanlar mı değişiyor. Hayat çok güzel yaşamaya değer anne. Özlem nedir nasıl bişeydir çözemiyorum. Her geçen geceler sayıklayan bir halde uyanırken, içimde bir çığlık sürüklüyor derken. Rüyalarım bile acı yüklü bana zarar veriyor uyumak istemiyorum, uyanmak istiyorum... Başımı yastığa koyduğumda son nefesim bu gece olsun diyorum. Belki birgün bu acım dinecek anne... Hani sen hep ağlarsın ya, o gözyaşlarına dayanamıyorum... Öyle yücelmek istiyorumki sevgimle, sevdamla, aşkımla her dem yeşermek istiyorum anne..

Canım acıyor anne can damarımda bir kansere yakalanmış gibi talan oldum...

(bir gönül diyarından nağmeler...)

hacer teke

 
Toplam blog
: 360
: 1251
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir  gülümseyiştir. Hz. S..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara