Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '10

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çaresiz Değilsiniz, Çare Sizsiniz!

Çaresiz Değilsiniz, Çare Sizsiniz!
 

Resim internetten alıntıdır.


Kişisel Gelişimi Abartalım, no:1
Dünyamız gittikçe abartılar dünyası olmaya başladı. Belki öyle değildir de bana öyle geliyordur. Ancak herkes her şeyi abartırken biz de kişisel gelişimi abartalım.

Kişisel gelişim dediğimiz vakit kişilerin kendilerini geliştirmek niyetiyle yola çıkılmasını ve bu yolda çeşitli istasyonlara uğranılmasını anlamamız gerekiyor. Aslında düz mantıkla düşününce de bu mana çıkıyor.

Gelin bugün başka bir pencereden bakalım olaylara. Benim gönül penceremden kişisel gelişimi seyredelim. Bakalım kişisel miymiş hakikaten?

#

Olaya en başından başlamak gerekirse evvela “kişisel gelişim” ismini ele almamız gerekir. Zira isimlendirme de bizler için son derece önemlidir. Siz fark etmeseniz de bilinç altınıza çeşitli mesajlar bu isimlendirme metodu ile iletilmektedir. Burada da “kişisel gelişim” denilerek özne hem belirginleştiriliyor, hem bireyselleştiriliyor, hem yalnızlaştırılıyor.

Ayrıca bu isim yolu ile kişinin gelişimde bulunduğu peşinen telkin edilmiş olduğundan birey hiçbir gelişme kaydetmese de kişisel geliştiğini varsayıyor. Bu şekilde plasebo etkisine benzer bir etki sağlanıyor. Konuyla ilgili olanlar bilirler genellikle ilaç araştırmalarında kullanılan plasebo ilaçlar gerçek ilaç olmadıkları halde gerçek ilaç gibi etki gösterebilirler. Ancak bu etkileri kısıtlı ve geçicidir. Tedavi edici etkileri olmadığından sadece psikolojik yönden kişiyi kısmen iyileştirmiş gibi görünürler.

İşte kişisel gelişimin ismi de daha yolun başında bu olumlu etkiyi gösterdiklerinden kişiler kişisel gelişimin etkisini gerçekmiş gibi algılarlar. Hatta aralarında şu şekilde konuşmalar geçebilir: “Kişisel gelişimle ilgilenmeye başlar başlamaz bende olumlu değişiklikler meydana geldi”.

Söylenilen doğrudur. Gerçekten de kişi plasebo etki ile kendini daha iyi hisseder. Eğer kısmen gerçekçi bir yöntem uygulanıyorsa bu etki bir miktar sürdürülebilir. Ancak “secret/sır” denilen türden kısa yoldan zengin olma reçetelerine kandılarsa bu mutlulukları uzun sürmeyecektir.

Hazır ismi geçmişken hemen “sır” denilen şeyle ilgili de birkaç cümle söylemem gerek. Bazı insanlar piyasayı çok iyi biliyor. Bazıları toplumsal ihtiyaçları çok güzel okuyor. Bazıları da bu ikisini birleştirerek duygusal sömürü araçlarının da yardımıyla köşeyi dönüyor. İşte “secret” dediğimiz olay da bunlardan biridir. Bugün sır diye çıktı yarın başka bir isimle çıkacak. Ama yöntem hep aynı olacak…

İnsanoğlunun en zayıf noktasından yakalamayı amaçlamış olan secret felsefesine göre evren insanın isteklerini bekliyor ve isteklere cevap veriyor. Yani başınıza gelen her şeyden esas olarak siz sorumlusunuz. İyi istemesini bilmezseniz ya da az isterseniz o zaman olumsuzluklar sizi bırakmayacak. O zaman evrenden sürekli isteyeceksiniz. Öyle ki en olmayacak şeyleri bile isteyebilirsiniz. Nasıl olsa bir gün size verecek!

Plasebo etkisine dönecek olursak, işte işin başında insanlar biraz yoğunlaştıklarından, biraz inanma ihtiyaçlarından, biraz da tesadüfen bazı olumlu şeyler yaşayabiliyorlar (benim başıma çok geldi). Bu plasebo etkisini gerçek etki sanabiliyorlar. Oysa ki gerçekte evrenden istedik diye değil, belki çok yoğunlaşıp o konuya odaklandığımız için belki de şansımızın yardımıyla o olayı yaşadık. Ayrıca normal şartlarda olsaydı farkına varmayacağımız şeylerin farkına vardık.

Çünkü normal şartlarda insan hafızası olumsuzu fark etmeye meyillidir. Mesela hep siz geçecekken kırmızı ışık yanar. Ya da örneğin bir yemek kuyruğunda tam sıra size gelmişken tatlı biter, yenisinin gelmesini beklersiniz. Mesela tam siz durağa gelmek üzereyken otobüs kaçıverir. Tam arabanızı yıkatmışken yağmur yağar… Örnekleri arttırabiliriz.

Oysa ki; daha önce defalarca yeşilde geçip gittiniz, daha önce defalarca tatlı bitmeden sıra size geldi, defalarca durakta otobüse bindiniz, defalarca arabanızı yıkattınız ve birçoğunda yağmur yağmadı.

Yani beyniniz olumsuzu kaydettiği için daha doğrusu ilk önce olumsuzu hatırladığı için size böyle bir oyun oynadı. Günlerce işe giderken arabanız çalışır ama bunu fark etmezsiniz, önemsemezsiniz. Oyda bir sabah marş basmasa “hep aksilikler beni bulur” diye söylenirsiniz.

İşte bu secret olayında kitaplar sizi doğrudan olumluya yönlendirdiği için o güne kadar fark etmediklerinizi fark etmeye başladınız. Işıklara geldiniz, yeşili görünce secret’a inancınız arttı. birkaç kere kırmızıya denk gelseniz de bunu önemsemediniz, çünkü genellikle yeşile denk geldiniz. Oysa eskiden de öyleydi. Siz sandınız ki evrenden bunu istediniz diye oluyor…

Beyniniz size oyun mu oynadı, yoksa materyalist zihniyetin tuzağına mı düştünüz?

=devam edecek=

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:1 Çaresiz Değilsiniz, Çare Sizsiniz

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:2 Çaresiz Değilsin, Çaresin!

Kişisel Gelişimi Abartalım, no:3 Çaresiz Değilim, Çareyim!

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..