Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Çarşafın altında ne var?

Çarşafın altında ne var?
 

Hiçbir şey yok!

Yıllardır dilden dile dolaşan, şehir efsanelerinden biridir.

Denir ki: Son derece seksi iç çamaşırları üzerine, hiçbir şey giymeden geçiriliverir çarşaf.
Bu söylemi teyit eder, çok ünlü iç çamaşırı markası dükkanları.

Kendilerinden alışveriş yapan kadınların çoğunluğunun kapalı, hatta çarşaflı olduğunu; bu kadınların seksi iç çamaşırlarını yüksek meblağlar vererek satın aldığını, bu işlemi eşlerinin isteği doğrultusunda yaptıklarını söyledikleri aktarırlar!


Altında ne var, ne yok?
Bir şey giyerler mi, giymezler mi?
Seksi mi iç çamaşırları, değil mi?
Konusuna kısa bir ara verip, yetmiş yıl öncesine gidiverelim.

22 Temmuz 1935 tarihinde 6936/11795 sayı numarasıyla dönemin İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bir genelge yayınlandı. Genelge, “Dahiliye Vekâleti Emniyet İşleri Umum Müdürlüğü” antetiyle “Umumi Müfettişliklere ve Valiliklere” başlığını taşıyor. Çarşaf ve peçenin kaldırılmasının, kadınların toplum içerisinde sosyal konumu yükselttiğine dikkat çekilen genelgede, şu tespitlere yer veriliyor:

“Son yapılan araştırmalarda ve incelemelerde, peçenin ve çarşafın az çok her yerde kalkmaya başladığını, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde tamamıyla ve başka yerlerde kısmen kalktığını ve bu yerlerden büyük kasabalarımıza gelenlerin hepsinin, çarşaf ve peçeyi kaldırdıkları halde memleketlerine döndükleri vakit adet ve muhitin dedikodusuna kapılarak çarşaf ve peştamala bürünmekte oldukları anlaşıldı.
...
Kötü huylu veya niyetli kadın ve erkekler yüzlerine peçe takarak maksat ve hüviyetlerini gizleyebilirler.
Bunlar hakkında da, polisin daima uyanık bulunması gerekir. Mesela büyük şehirlerde vapur, tramvay, kahve ve gazino gibi yerlerde, böyle peçelilerin önüne geçilmelidir.”

Bu genelgeden sonra, Afyon Valiliği, 18 Ağustos 1935 tarihli ve 4615/1678 sayılı bir yazıyı Ankara' ya gönderiyor:

“Afyon’da peçe ve çarşafların kaldırılması hakkında, belediyemizin verdiği kararın ilimiz halkınca iyi karşılanarak, daha tatbika başlanalı bir hafta olduğu halde şimdiye kadar peçe ve çarşaftan başka bir şey kullanmayan kadınlarımızın yüzde doksanı medeni kıyafeti giymeye başladığı bir sırada memleketin kötü huylu bazı kişileri, buna engel olacak şekilde (ne iyi yerli mallarımız varmış) ve daha çirkin şekilde tecavüzatta ve sarkıntılıklarda bulundukları duyularak, buna karşı polisimiz harekete geçmiş ve bu kötülükte ön ayak olanlara çok şiddetli ihtarlarda bulunmuş ve kadınların gelip geçtiği çarşı, pazar ve genel caddelerde gözcülüğe başlattırılmıştı.

Dünkü gün İzmir İstasyon Caddesi’nden çocuğuyla geçen Nurcu mahallesinden Mevlüt kızı ve İsmail karısı 20 yaşlarında Emine’ye Afyon’un Mecidiye mahallesinden Kırkalı oğullarından Ahmet oğlu Abdurrahman’ın söz attığı ve daha ileri giderek kolundan tutup sürüklemeye başladığı ve yetişilerek kurtarılmış olduğu ve mütecavizin tutularak tüzeye teslim edildiğini saygılarımla sunarım.”

Çorum Emniyet Müdürlüğü de, dört gün sonra bir yazı gönderiyor. Yazıda yapılan söylentilerin giderek etkisini kaybettiği belirtilirken, köylü kadınların şehirlerden geldiklerinde çarşaf ve peçelerini attığının altı çiziliyor:

“Pazarlara gelen ve şehir kıyısında çarşaf giyen köylü kadınlar, şimdi kendi kıyafetleriyle çarşafsız gelmektedirler.”

İçişleri Bakanlığı, yayınladığı başka bir genelgede şöyle der:

“Bilgisi ve yaşayışı, ilerlemiş milletler arasında mevki almış olan milletimizin, seviyesi yükselmiş ve siyasi rüştünü ispat etmiş bulunan kadınlara lâyık olduğu medeni hakkını vermek; her vatandaş için vatani ve insani bir borçtur. Medeni vasıflarla donanmış bir milletin kadınlarında görülmesi asla yakışık almayan peçe ve çarşaflara, ötede beride ara sıra rastlanmaktadır. Bunlara ilaveten lüzumsuz yere şemsiye ve atkı kullandığı görülmektedir. Neslimizin elde ettiği bugünkü muvafakıyet prensibe, rejime itaat ve sadakat sayesindedir, Türk medeni rejimi ise, asla bu gibi çirkin ve alelacayip kıyafetlere taraftar değildir. Her vatandaş şunu iyice bilmelidir ki; inkılaba, rejime uymayanlar irticaa meyyal ve bu çirkin arzu ve meyil ile malûl (hasta) telâkki edileceklerdir. Bu, medeni haklarını çok iyi kullanan erkeklerin eşleri için milli ve kanuni bir vazife ve borçtur.

Bilgileri, görgüleri itibariyle halkımızın hiçbir idari tedbire mahal bırakmadan bu neticeyi, fiilen teyit edeceklerine kani olmakla beraber Peçe, Çarşaf, Peştamal ve emsali gayri medeni kıyafetler yasağı koyulmuş bulunuyor. Esbabı mucibesi şudur:

A- Kadına medeni hakkını vermek.

B- Zabıta vazifesini zorlaştırmamak ve emniyeti temin etmek.

C- İrticai alamet ve zihniyetleri ortadan kaldırmak olduğuna göre; bu neticeyi elde etmeye mani her tedbir ve şekil çarşaf ve peçe gibi ceza tehdidi altında bulunan yasaklardan olduğu da, göz önünde tutulmalıdır.

Bu tarihten sonra böyle kıyafetle görüleceklerin adreslerini şehirlerde, kasabalarda zabitai belediye ve polis memurları ve köylerde muhtar, ihtiyar meclisi azaları tespit ederek mahallin en büyük mülkiye memuruna bildirecek ve bunlar vilayet idaresi kanunu gereğince beş liradan yirmi beş liraya kadar para cezasıyla cezalandırma yönüne gidilecektir.”

Dönelim şimdiye. Aradan geçen yıllarda ne yaşamaya başlıyoruz?
Üniversitelerde uygulanmaya çalışılan kılık kıyafet serbestliğinin ucunun, nerelere dayanmasını bekliyoruz?
“Devrim yasalarına aykırı olamaz” ifadesinin, ne kadar açık uçlu olduğunun ve nerelere kadar gidebileceğinin farkında olan var mı?
Geleneksel giyimi özgürce kullanma anlayışının, kişisel hürriyete dayandırılması; tek bir sorun olarak gösterilen türbanın yanında, ne kadar gizil kalmakta!
Biz şu an; bazı yerleşim yerlerinde, çoğalan çarşaflıları sayıyoruz.
Ya da; altlarında ne olup olmadığı ve iç çamaşırlarıyla ilgiliyiz.

Güzel.
Yasa kabul edildiğinde ne olacak? O zaman, “dank” sesi gelecek bir yerlerden ama geç olacak!
En çok, Victoria Secret tercih ediyorlarmış!

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..