- Kategori
- Gündelik Yaşam
Çarşambayı sel aldııııııı… Bir yar sevdim…
Akşam, eve doğru gidiyorum…
Aklıma Tahir PAKER’in sözlerini yazdığı şarkı geldi…
<ı>“Ah yağmurlar yağdı yine taşdı gözüm hep,ı><ı>Şimdi sensiz sokaklarda köşelerdeyim.
ı><ı>Başbaşa kalmışım yine hayallerimle,
ı><ı>Nerden bileceksin beni ne hallerdeyim…”ı><ı> ı><ı>XXXı>“Giderken” dedim <ı>“Şu Çöpçü’ye uğrayım, bakayım ne işler yapıyor…”ı>
Uğradım… Baktım kapının önüne oturmuş; <ı>“Çarşambayı sel aldııııı… Bir yar sevdim el aldııııı…” ı>diye tutturmuş gidiyor. Daha doğrusu beni görünce başladı türküye…
<ı>“Hayırdır” ı>dedim <ı>“Yine keyfin yerinde diyeceğim ama…”ı>
<ı>ı>
Kafasını salladı iki yana doğru…
<ı>“Elleşme bana, git işine…”ı>
<ı>ı>
Akşam, iftara bir saat kadar var. Eve gidince n’olcak, biraz takılayım dedim…
<ı>“Çarşamba’yı sel alalı epey oldu, şimdi sel Trakya’yı aldı, İstanbul’u aldı…”ı>
<ı>ı>
Şöööööyle bir tersinden baktı. Bakış, oldukça tehlikeli. Bir şey söyleyecek oldu, duraksadı… O’nun duraksaması pek hayra alamet değildir, gerisi <ı>“Okkalı” ı>gelir, bilirim…
Kısa bir sessizlikten sonra başladı…
- Nereden geliyon?…
- İşteeeen…
- Ne zaman çıktın?
- Az evvel…
- Okudun mu? http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=202131
- Okudum da uğradım zaten, bakayım ne haldesin diye…
- Benim ne halde olduğuma değil de milletin ne halde olduğuna baksan…
- Ben mi?
- Sen… Herkes… Herkes baksın bu memleketin haline…
- Senin dört yapraklı yoncayı saymazsan, iyi gidiyor, ne var?
- Bir defa o dört yapraklı yonca benim değil, sahibi başkası…
- Her neyse…
- Her neyse, he mi?
- He…
- Şu mübarek günde, şu mübarek saatte, ne diyeyim sana ben?
- De bi şey, fark etmez…
- Zaten fark etmediğinden değil mi düştüğümüz haller…
- <ı>“Düştüğümüz haller”ı> deyince… Oraya da bi türkü sığıştırabilir misin? Hani Çarşamba, sel filan gibi…
- Abi… Akşam vakti sen kaşınıyon da, benim keyfim yok… Hadi… Güle güle…
Biraz daha varsam üstüne, belli patlayacak ve tüm çöpler ortaya yayılacak… İyisi mi yavaştan kayalım eve doğru.
- Hadi eyvallah… Akşamın hayırlı olsun çöpçü kardeş…
- Bunun hayır tarafı mı kaldı ki!... Neyse, dediğin gibi olsun, uza bakalım…
- Uzuyoruz abim, uzuyoruz…
Ayrılırken “Çöpçü”nün yanından, düşünme duygularımın bile yetmediğini görüyorum kendimde…
Neyse… Akşam akşam yine yedik fırçayı, eve doğru uzuyoruz…
<ı>09 EYLÜL 2009 ı>