Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '12

 
Kategori
Spor
 

Carvalhal'ın sonu ve Beşiktaş'ın sorunu

Futbolumuzun teknik direktör arşivine katılan son kişi Carvalhal oldu. Peş peşe alınan yenilgiler ve puan kayıpları sonrasında beklenen bir gelişmeydi.

Carvalhal’ın Beşiktaş serüveni Tayfur Havutçu’nun malum operasyon sonrasında tutuklanmasından sonra başlamıştı. Kendisinin de deyimiyle bir çeşit emanetçi pozisyonundaydı ve Havutçu’nun tahliye olmasıyla bir süre belirsizlik yaşandı. Ancak takımın Avrupa Kupalarında yoluna devam ediyor oluşu, o günlerde Beşiktaş’ın daha derli toplu görüntüsü bir anlamda bugün geldiğimiz süreci biraz uzattı.

Beşiktaş’ın milenyumdaki teknik direktör arşivi oldukça kabarık görünüyor.

1.Scala 2000-2001
2.Daum 2001-2002
3.Lucescu 2002-2004 (2003 yılında Şampiyon yaptı)
4.Del Bosque 2004-2005
5.Rıza Çalımbay 2005
6.Tigana 2005-2007
7.Ertuğrul Sağlam 2007-2008
8.Mustafa Denizli 2008-2010 (2009 yılında Şampiyon yaptı)
9.Schuster 2010-2011
10.Carvalhal 2011-2012
 

12 sezonda 10 farklı teknik direktör çalışmış ve bunların arasında sadece ikisi takımı şampiyonluğa taşımış ancak bir sonraki sezon takımı aldıkları pozisyonda tekrar kendisinden sonra gelen teknik direktöre teslim etmiştir.

Beşiktaş’ın bu süreç içindeki en büyük başarıları kazandığı Türkiye Kupaları olmuştur. Bazı teknik adamların ikinci seneyi görebilmelerinin nedeni de budur. Geçen sezon Tayfur Havutçu’nun takıma kazandırdığı kupa gibi…

Geriye dönüp baktığımızda Beşiktaş’ın Scala, Del Bosque, Tigana ve Schuster döneminde yaşadığı sorunların bugün Carvalhal’ın sıkıntılarından farklı olmadığını görebiliyoruz.

Bu süreçte teknik direktör değişimine çok hızlı futbolcu sirkülasyonu da eklendi.

Beşiktaş 2003 yılında şampiyon olurken yakaladığı kadro zenginliğini ve bu kadronun yarattığı total gücü bir daha hiçbir sezonda kuramadı.

2004 ile 2009 yılları arasında kurulan kadrolar bir takım olma niteliğinin çok gerisinde kaldı. Ancak Mustafa Denizli karizması ve o günün sezon koşulları ile şampiyonluk yaşandı.

2010 yılındaki Portekiz ve İspanyol futbolculardan kurulan yıldız oyuncular topluluğu taraftarı ve Türkiye’yi heyecanlandırmış olsa da ortaya yine parçalı bir takım kurgusu çıkardı.

Beşiktaş’ın ileride oynayan 5-6 futbolcusu ile gerideki 5-6 futbolcu bir türlü takım olamadı.

Geçen seneki kadro ile bu sene arasında temelde çok büyük farklar yok ve Schuster neyi yapamamışsa Carvalhal onu başaramadı. Ancak fatura yine bu kişilere çıktı.

Bu sezon başında takım Havutçu’ya emanet edilebilmiş olsaydı sonuç değişir miydi, sorusunun cevabı kadronun genel niteliği çerçevesinde baktığımızda olumlu yönde verilemiyor.

Ve şimdi Tayfur Hoca tüm yetkileriyle Beşiktaş’ın başına geçti.

Açıkçası çok zor bir dönemde baş edilmesi güç sorunların olduğu bir takımı çalıştıracak. Yönetimin değişmesi de Beşiktaş’ın durumunu biraz daha belirsizleştiriyor.

Sorunları doğru belirlemek çözüm bulma yönünde bir umut içerir.

Ancak ülkemizin en temel konusu olan sabırsızlık ve istikrarsızlık tanı ve tedavi sürecini beklemeyi olanaksız hale getiriyor.

Rijkaard’ı futbolu bilmiyor diye gönderiyoruz; Hagi’yi getiriyoruz. Hagi Kadıköy’den puan alınca bir anda bu işin uzmanı oluyor. Aynı Hagi TT Arena’da Fenerbahçe’ye yenilince beceriksiz, iş bilmez oluyor ve kovuluyor.

Geçen sene Fenerbahçe’ye çok büyük başarılar kazandırmış ve 82 puan toplamış Aykut Kocaman bu sezon yaşanan bunca soruna rağmen sorunsuz ve dikensiz gül bahçesindeki Galatasaray’ın 9 puan gerisinde kaldığı için hiç hak etmediği şekilde eleştiriliyor.

Carvalhal, işlerin iyi gittiği Kasım ve Aralık döneminde yere göğe sığdırılamazken sonrasında istenmeyen adam oluveriyor.

Üstelik övgü ve yergiyi de yapanlar aynı kişiler oluyor.

İstikrarsızlığı yaratan şey standartsızlıktır.

Şimdiden Tayfur Havutçu’ya kolaylıklar diliyorum…

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..