Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '09

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Çay üreticisinin başına gelmekte olanlar....

Çay üreticisinin başına gelmekte olanlar....
 

Çay Elinden Öteye,

Gidelum Yali Yali.

Sırtındaki Sepetun,

Ben Olayım Hamalı.

Sepetumun İpleri,

Keseyi Omuzumu.

Aç Beyaz Pestemali,

Bir Göreyim Yüzünü.

Karlı Tepeden Beri,

Yeşil Çay Bahçeleri,

Çay Filizi Toplayı,

Peştemalli Kızları.

Ne kadar güzel bir türküdür bu Rize türküsü. Çay üretiminin zorluklarını, buna rağmen çayın yörenin hayat kaynağı olduğunu nasıl da güzel anlatır. Çay ürticileri ve çay tarımımız ile ilgili daha önceki yazımda http://blog.milliyet.com.tr/Yok_edilmek_istenen_degerlerimizden_biri__cay___/Blog/?BlogNo=211051 tarımsal sorunlara ucundan köşesinden değinmiştim. Ben bu gün konunun bilerek veya bilmeyerek yanlış yöne sürüklendiğini düşünüyorum. Politik ve iktisadi yönünü biraz incelemek istiyorum.

Bilindiği üzere bizde de çay borsası kurulma çabaları var.

Dünyada belli başlı şu kuru çay emtia borsaları bulunmaktadır;

Kalküta (Hindistan)

Guwahati (Hindistan)

Cochina (Hindistan)

Colombo (Sri Lanka)

Jakarta ( Endonezya)

Mombasa (Kenya)

Limbe (Kamerun)

Bu borsalarda hizmet veren Broker’lar çay fabrikaları ile çok uluslu, Avrupa ağırlıklı şirketler arasında aracılık yapmaktadırlar. Bazen haftada bir partide 10.000 Tonluk kuru çay alışverişi yapılabilmektedir. Tanınmış çay markası sahibi Avrupalı Pazarlama Şirketlerinin alım yaptığı bu emtia borsalarının örnek alınarak kurulacak ve gerekli koruma sağlanmayan, yasal düzenleme ile konumu emniyet altına alınmayan ÇAYKUR’un girmek zorunda bırakılacağı özel sektör ağırlıklı Rize Kuru Çay İhtisas Borsasının yaş çay üreticisi ile ve yaş çay yaprağı alımı ile doğrudan hiçbir ilgisinin olamayacağı gibi mikro ve makro ekonomi dengelerine bağlı bulunan, piyasa dinamiklerine göre işlem yapılan yerde yaş çay üreticisinin haklarının veya alacaklarının sağlama alınacağını söylemek ya saflığı yâda iktisat biliminden uzaklığı ifade etmekte veya çay üreticisini kandırmanın yeni bir yolu aranmaktadır.

Türkiye dünyanın sayılı çay üreticisi ülkelerinin arasında bulunmasına rağmen büyük ağırlıkta kendi iç piyasası için üretim yapmaktadır. İşçilik ve üreticinin belirli bir hayat standardına ulaştığı ülkemiz hariç tüm diğer üretici az gelişmiş eski sömürge devletlerde işçilik son derece ucuz ve girdiler alt seviyededir. Günlük işçi yevmiyelerinin 30-40 ABD-$ düzeyinde bulunduğu, gübreye %18 KDV uygulandığı ülkemizin aylık işçi ücretlerinin bu kadar olduğu diğer üretici ülkelerle rekabet etmesi mümkün değildir.

Yüksek maliyet ve herhangi bir katkı olmamasına rağmen düşük kalitede ki Türk çayının fazla bir ihraç şansı da bulunmamaktadır. Burada ihtiyaç olan husus Türk Devletinin bu Milli değerini ve çaydan başka geçinme imkânı olmayan bir milyonu aşkın evladını koruması ve buna yönelik politikaları AB ve ABD’de ki, hatta Hindistan’da ki örneklerine uygun olarak geliştirmesidir.

Örnek olarak alınması gereken emtia borsasından önce Hindistan’ın tarımına uyguladığı destek ve yerli ürünlerine sağladığı yüksek gümrük korumasıdır. Sayın Vekil’in Çalıştay için getirttiği Hintli Uzmandan emtia borsası ile birlikte bu konularda bilgi alması ve Rizelilerle paylaşması çay üreticileri açısından çok daha hayırlı olacaktır. Yoksa iki yılda fabrikasının bulunduğu, çay ithalatı yaptığı Rize’ye iki yüz sefer gelmenin pek halkın yararına olduğunun söylenmesi mümkün değildir

Rize Milletvekilimizce bize borsası çözüm olarak sunulan Sri Lanka’da çay işçileri her bir aileye 25 m2 odacık düşen 5 ya da 6 küçük birimden oluşan teneke-karton barakalarda yaşamaktadırlar. Bu kondular ilk olarak çay plantasyonların İngiliz Sömürgeci Sahipleri tarafından Güney Hindistan’dan getirilen çay toplama işçilerinin ataları için yapılmış bulunmaktadır. Bugün için çay işçileri ayda 30-35 ABD-$ ücretle çalışmakta, hasadın iyi olduğu dönemde ise bu gelir ayda 45.- ABD-$ düzeyine çıkabilmektedir.

Sri Lanka yılda 320.000 Ton kuru çay üretmekte bunun 300.000 Tonunu ihraç etmektedir. Gübrede herhangi bir KDV uygulamasının bulunmadığı, çay girdilerinin minimal düzeyde olduğu bu ülkenin kuru çay ihracat emtia borsasının ülkemize model ve çözüm olarak sunulması Rizelinin ya göç ettirileceği yâda Sri Lankalı Çay İşçilerinin durumuna düşürüleceği anlamını ifade etmektedir. Zira diğer tüm çay üreticisi ülkelerin aksine Türkiye üretici ile işçilik anlamında belirli bir standarda erişmiş bulunmakta, ağırlıklı olarak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için yapılan cüzi ihracatın dışında üretimi sadece kendi içi tüketimini karşılayabilir durumdadır.

Bu nedenle Colombo ve Kalküta Kuru Çay İhracat Borsalarının Rize’ye çözüm ve model olarak sunulması mümkün olmayıp, bu gelen tepkiler nedeniyle ÇAYKUR’u özelleştiremeyen hükümetin Kurumu kendi paketleme, marka ve pazarlama imkanından mahrum ederek sessizce ortadan kaldırma planının en büyük ayağını teşkil etmektedir. Burada bizlere düşen en önemli görev Üretici Birlikleri ve Ziraat Odaları ile birlikte kendi öz çözüm planımızı ve kurtuluş reçetemizi hazırlamamızdır. Ama her şeyden önce ülkemizde yukarıda anlatılan örneklere ve Yüce Önder Atatürk’ün Öngörülerine uygun bu gidişe dur diyecek Milli Tarım Politikasını uygulayacak Siyasi iradenin iktidara taşınmalıdır. Karadeniz için söyleyecek olursak hemşerilerimiz bir daha ki seçimde ya çayı, fındığı ya da mevcut iktidarı seçeceklerdir. (kaynak, O.Cem Kazmaz)

15:02 06.11.2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..