- Kategori
- Deneme
Cehalet sefalettir..

Toprak kendi ağacına tutunur,sefalete düşmemek için,akıl kendi bilgeliğine... kurtulmak...
*Cehalet, aklın, sefalet erozyonudur. Toprak ağacına tutunarak erozyondan, akıl bilgeliğine tutunarak sefaletten kurtulur. Akıl bahçende, cahillerin çer-çöp sellerinden koruyacak bir çınar ağacın olsun. O’nu taa çocukluğunuzda ekin…CEHALET SEFALETTİR..
*Dilinize hangi tatları yazdırırsanız, beyniniz onu okur ve bir alışkanlık alanı(zihin) oluşur. Bu size ait bir tasarruftur(irade). Tüm inanç ve davranışlarınızda, yüzlerce kez, beyninize yazanların size okutmasıdır.
*Aklımızın en verimli ve faydalı hali, Şu anda da tabi olduğumuz kozmik yasaları anlama kabiliyetidir. Gerisi teferruattır.
*Gizlilik içinde aydınlan. Sadece pilini doldurmaya devam et. Fenerin düğmesine bastığında köyünden çıktığın zaman olsun. Seni takip ettiklerinde ayak izlerine kalsınlar.
*Siz demir yığınlarını Okyanusta yüzdüremezsiniz.. Kimyanızı ve Matematiğinizi okyanusa okutmalısınız..
*İnsanın zihninin üstüne bir Millet çöker.
*Donunu indiren fermuarı kendi elinle çektiğin gibi aklına giydirdiklerini de kendi ellerinle çek. Başka ellere bırakma.. yine de sen bilirsin..
<ı>*Hedefini aklının dürbünüyle netleştir. Kalbinin atışlarına bırak; tam vuruş.. Ayağına sadece gitmek kalsın.
<ı>*Alışkanlıkların esiri olmak, tembellikten ve ölümden kötüdür. Siz ölümü bir defa da olsa tekrarlayamazsınız.
<ı>*Karanlık zamanlarda ışığınla fazla dolaşma. Mahremlerini Işığına verenler, ışığını söndürürler.
<ı>*Bana Tanrı’nın olup olmadığını soruyorsun. Önce, kirli ellerini yıka da gel.
*Mahrem yerimizi<ı> kendi ellerimizle yıkadığımız gibi, beynimizi de kendi ellerimizle yıkayın. <ı>Başka ellere bırakmayın, ellerini sabunlamamış olabilirler.!
*Kendi kendinize ışık olun. Sokak lambalarından yararlanabilirsiniz. Ama kör gözle neye yarar..
*Tanrı adına binlerce yıl bir çok kurbanlar adadınız, kanlar döktünüz.. O’nun ocağının (güneşinin)etrafına oturup ta ekmeğini paylaşarak yeseydiniz ne kaybederdiniz.. Ocak hala yanıyor, hamurunuzu alın gelin..
*Başkalarının koltuğunuz altına sıkıştırdığı karanlık fermanlara sığınırsanız, incimek ve inciltilmekten kurtulamazsınız. Kalbinin fermuarını aç, ”Tanrı size şah damarınızdan daha yakın”.. sesini dinle... incisen de incitilmezsin.
*Kurtuluş içinizdedir. Bağdat’a gidip kafanıza taşa vurursanız da, taş aynı taştır..