- Kategori
- Şiir
Çek git n’olur...

saçlarımdaki tortu ve dilimdeki kir aldatmasın seni
ayağımın her sekişinde yüzümde oluşan çizgileri de umursama
en son ne zaman karanlığa batırdım güneşi hatırlamıyorum
yalınayak kalmış bu aşkta nasıl da eğreti duruyor yalnızlığım gör
ve tek bildiğim asla hiç bilmek istemediğimdir anla
Tanrım diyorum
acaba terk etmiş midir dualarımdaki sessizliği
artık içmesem mi tozlu yağmurları şifa niyetine bilemedim
cinnet geçirdikçe cenneti geçiremez oldum aklımın sığ sularından
hiç bir cehennem bekçisi de aramasın artık beni
ki daha kaç ölüm var içimde sayamadım
parça parça bulut olur
ve ben yine eylül şiddetinde yağarım sararmışcasına kendime
yıldızlar döküldükçe geceden sızlar avuçlarım
adını bilmediğim bir şarkı sessizce kavurur dudaklarımı
yalnızlık vurdukça saatleri
hangi şehrin, hangi köşenin, hangi şişenin dibiyim belli değil
uzağım gölgenden ki sende bırakıp gitme dedikçe gittin
oysa ben giderken özlemiştim seni, sırtını sıvazladığım sensizliğimi
harf mezarlığına dönen dilsizliğimi de alıp gitseydin ya ömrümden
iğnesinin deliğini arayıp ta bulamayan bir ipin ucu gibiyim bu aralar
haritasız bir şehrin göç edemeyen tek kanatsız, tek bahtsız kuşuyum
aklın yolu birdir dediler bekledim ama hiç mi hiç gelmediler
aşkın yolu da birdir derdin hatırla
ki ben hep bekledim ama hiç mi hiç gelmedin
şimdi kendi yalnızlığına sarılırken ömrüm
daha kaç doğum sancısına eşlik edeceğim güneşin bilemiyorum
adın diyorum
inan ki saklımda susmaktan yorgun
ve adımı anma ki değmesin pervasızca ahıma
gözlerinde soyunmasın artık günahlarıma
bak menekşeler moru karanfillerde kırmızıyı şaşırır oldu
ay da aydınlatmaz oldu yere düşen kirli yüzümü
ki mum ışığındaki titrek can yangısı oldu kaderim
şimdi sen ister rüzgar ol ömrüme
ister yağmur ol istersen de vur dalga dalga kıyılarımdaki sessizliğime
ben nasıl olacak bilemiyorum
ama sen bil ki maziyi kilitleyip üzerime
kurutacağım bütün menekşeleri ve karanfilleri
sileceğim lügatımdan
katili olduğum kalemimdeki sana dair tüm sevda sözcüklerini
avuçlarımda buz tutsa da haziran
hiç bir sonbahar emziremeyecek artık bu aşkın güz yüzünü
ve sen yinede çek git n’olur gözyaşımın izinden
git ki üzerine düşen damlalar yakıp incitmesin seni…
ilhanaşıcıağustosikibinaltı