- Kategori
- Telekomünikasyon
Cep telefonları ve sağlık

Cep telefonları ve baz istasyonlarının insan sağlına olan etkileri, kablosuz iletişim sistemleri kurulduğundan beri tartışılan konulardan bir tanesi. İnsan sağlığı, özellikle sevdiklerimizin sağlığı söz konusu olduğunda hepimiz doğal olarak hassaslaşmaktayız. Özellikle baz istasyonu, ismi lise kimya derslerini hatırlattığından mıdır bilinmez, oldukça tepki almıştır. Ancak, tepkimizi açığa vurmadan önce bilimsel gerçeklerden uzaklaşmamak zorundayız.
Cep telefonları ve baz istasyonları birbirleriyle iletişim kurmak amacıyla hava üzerinden radyo sinyalleri göndererek çalışırlar. Ancak bu havadaki sinyallerin ayrıştırılması için, şehir merkezi gibi çok yoğun olarak yerlerde, düşük sinyal seviyeli (birbirini etkilemeyen) pek çok baz istasyonu kurulması gerekir. O bağlamda, milyonlarca insanın konuşmasını sağlamak için baz istasyonu kurulumu şarttır. Uydudan kapsama yapılabileceği şeklindeki iddialar ise en kibar tabiriyle komiktir.
İletişim, hava yoluyla yapıldığı için, ister istemez sinyal çevreye yayılacak ve canlılar tarafından bir kısmı emilecektir. Önemli olan, bu emilim miktarının insan sağlına etkileridir. Potansiyel etkilerin minimuma indirilmesi için, uluslar arası sinyal limitleri (SAR), belirlenmiştir. Bu limitlere uyulup uyulmadığını Türkiye'de Telekom Üstkurulu denetlemektedir, gerektiğinde uymayan operatorlere ceza kesebilmekte, hatta baz istasyonunu kapatabilmektedir.
Dünya çapında, bu değerlere uyulduğu takdirde insan sağlına olabilecek etkiler üzerine yüzlerce akademik çalışma bulunmaktadır. Bunlara internetten ulaşılabileceği gibi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nun sayfasında da gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda, belirli değerlere uyulduğu takdirde, insan sağlığına herhangi bir etki olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu sonuç, bundan sonraki çalışmalarda bir etki ortaya çıkmayacağını garantilememekle beraber, dünyada herhangi bir maddenin, insan sağlına zararsız olduğunu ispat etmek teorik olarak mümkün değildir. Ancak, yine de bir takım bilgilere sahip olmak, bu konuda hassas kişilere yardımcı olacaktır. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
1- Cep telefonları, baz istasyonlarına kıyasla yaklaşık 20-1 oranla daha az güc kullanır, ancak baz istasyonunu kulağımıza koymadığımız sürece, cep telefonlarından alacağımız sinyal gücü baz istasyonlarından daha fazladır.
2- Şu ana kadar ölçülebilen tek etki, 2 saatten daha fazla telefonla konuşulduğu takdirde kulakda spor sonrası hissedilen 1-2 derece ısı artışıdır. Ancak bunun da zararlı bir etkisi görülmemiştir.
3- Cep telefonlarının beyne ve kalbe kanıtlanmış bir etkisi bulunmamaktadır.
4- Baz istasyonunun çıkış gücü ilk 2-3 metre içerisinde 1000 kattan daha fazla zayıflar. Baz istasyonunun çok yakınında bulunulmadığı sürece bir etkisi olmayacaktır.
5- Cep telefonları, telefonunuz çalarken yahut birisini aradağınızda hat düşerken en yüksek güç seviyesini kullanır. O yüzden, telefonununuz çalmadan önce, radyodan televizyondan garip sesler gelir. Bu bağlamda, telefonunuz düştükten sonra, yahut açıldıktan sonra kulağınıza götürmeniz, aldığınız sinyal seviyesini yaklaşık on kat azaltacaktır.
6- Kulaklıklar, radyo dalgalarını kulağınıza direk taşıdığından, üzerinizdeki emilimi azaltacak hiçbir etkisi yoktur.
7- Elektronik çalar saat ve mikro dalga fırınlardan olan yayılımlar, cep telefonuna kıyasla çok daha yüksektir.
8- Tüplü televizyonlar, elektron tabancası gibi calışır, yayılımları cep telefonundan 10 kat daha güçlüdür. O yüzden plazma ve LCD televizyon tercih edilmesi gerekir. Küçükken annelerimizin televizyonun içine düşme evladım dediği boşuna değilmiş meğer.
9- Yüksek gerilim hatları oldukça yüksek yayılım yapmaktadır. Buralara yakın oturulmaması tercih sebebidir.
Aynı paralelde bir diğer nokta, cep telefonlarının araç ve uçak sistemlerine etkisidir. Farklı frekans kullanıldığından telefonların ve Laptop'ların bu sistemlere teoride hiç bir etkisi yoktur. Ancak, bazı cihazlar hatalı üretilmiş olabilir, kaçak ya da düşük kaliteli olabilir, o zaman gerekli olan frekansların dışına taşabilirler. O takdirde bozucu etki yaratabilirler. Kapatmak için uyarılmanız bu yüzdendir.
Hastanelerde ise çok abes bir durum mevcuttur. Hastaneler, halkımızın en çok telefonu kullanımına ihtiyaç duyduğu yerlerden biridir. Zararlı etki olduğu düşünüldüğünden, baz istasyonları hastanelerden dışarı itilmektedir. Cep telefonları, baz istasyonundan ne kadar uzaksa o kadar daha yüksek güçle sinyal iletirler. O bağlamda, baz istasyonları uzağa atıldıkça, cep telefonları daha kuvvetli sinyal gönderecek ve hastanedeki cihazlar üzerine potansiyel etkisi o kadar artacaktır. Bunu engellemek için, Hollanda gibi ülkelerde baz istasyonları hastanelerin içine kurulmaktadır.
Netice itibariyle, hayatımızı bu kadar kolaylaştıran, depremde hayat kurtaran, bu teknolojileri baltalamadan önce, pozitifin bilimin getirdiklerini düşünmek gerekir. Asıl beni üzen, pozitif bilimden uzaklaşılıp, spekülasyonlara halkın kendini kaptırmasıdır. Bundan yaklaşık 7-8 sene önce çalışırken başıma şöyle bir şey geldi. Çevre sakinlerine İTÜ'den aldığım raporu açıklamaya çalışırken, orada bulunanlardan biri sözümü kesip şöyle dedi:
"Ben İTÜ, UTU anlamam kardeşim, Reha Muhtar çıksın canlı yayında söylesin zararsızdır diye, tamam o zaman"
...