CHP'de Yapısal Reform Şart (1)

Örgütlenme Modeli Yanlıştır

CHP’de örgütlenme modeli değiştirilmelidir. Büyükşehirler de örgütlenme yapısından dolayı parti ortadan ikiye bölünmüştür. 2021’de olağanüstü kongreler yapılmalıdır. Birden fazla kişinin seçileceği alanlarda D’hondt nispi temsil sistemi uygulanmalıdır. Bir iki makalede sıralayacağımız öneriler uygulandığı takdirde partide bütünlük sağlanır ve oy oranımız ikiye katlanır!

Kurultay da toplam 15 veya 20 büyükşehir delege oylarıyla sonuca ulaşılmaktadır. Batı ve Akdeniz Kıyı Şeridinde on beş yirmi büyükşehir metropol merkez ilçelerde siyasal feodal yapı egemendir. Siyasal feodal yapı; hemşericilik, memleketçilik, inanç ve etnik oluşumları içinde barındıran, ideolojiden muaf, koruyan-korunan yerel siyasi örgütlenme modeline denir!

Ankara da Orta ve Doğu Anadolu kent orjinli bir kişi ilçe yönetimini ele geçirdi mi, o ilçe başkanı ölmedikten sonra, veya yerel meclislere atanmadıktan sonra, veya o istemediği takdirde, o ilçeden bir yere seçilmeniz mümkün değildir! Yardımcı kentler Orta ve Doğu Karadeniz kentleridir. Ankara için böyledir, başka büyükşehirler için başka iller devreye girer. Artvin ve Tunceli hariç bütün bu illerin hepsinde sağ partiler genel ve yerel seçimleri kazanır! İlçe başkanlarının ana dayanağı ise 'çoğunluk sistemi’ne göre yapılan mahalle delege seçimleridir! Yanlış bir seçim sistemidir… 

Bu örgütlenme modelinde asker üyeler çoğunluktadır. Uyuyan üyelerle asker üyeler karıştırılmamalıdır. Uyuyan üyeler gerçekten uyurlar, birçok şeyin farkında olamazlar, yetersizdirler! Aziz Nesin’in 'Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz' karakteri gibidirler.

“Yaşar Yaşamaz adlı karakter hapse girmesinin ardından mahkûm arkadaşlarına hayat hikâyesini anlatır. Devlet, Yaşar Yaşamaz'ın nüfus kayıtlarına göre bir ölü olduğunu düşünmektedir, ama yine de askerlik görevini yerine getirir. Yaşar nüfus kâğıdı çıkaramaz ve olaylar hem güldürü hem de düşündürücü şekilde gelişir.”

Asker üyeler öyle değildir, canlıdır! İlçe başkanları tarafından ihtiyaç halinde delege seçimlerinde ellerine verilen listelere, önseçimlerde ise anahtar liste aday sıra numaralarına, yani adlarını soyadlarını bilmedikleri adaylara oy verdirilen, ahbap-çavuş ilişkileri içinde görevini yapan üyelerdir. Yapılan uygulama ise 'parti içi demokrasi ve önseçim' olarak adlandırılır. Kendini solda konumlandıran bazı kişiler de 'parti içi demokrasi ve önseçim' oyununu savunmaktadır! Demokratik Kongreler olmadan feodal ortamda yapılacak olan önseçimlerin hiç bir değeri yoktur! 

Asker üyelerin sözüm ona seçtiği bu kişiler; partinin birçok kademesinde ilçe başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği, oradan kurultay delegeliği, oradan il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliği, oradan hatta çapları yeterse belediye başkanlığı ve milletvekilliğini kapar kaçarlar! Bütün bunlar yerel olarak "Tek Adam" rejimi uygulamalarıdır. 

Bunların çoğu yani ilçe başkanları;

Partinin birçok kademesinde yukarıdaki görevlerden birini alınca veya atanınca partinin en ileri solcusu partinin sahibi oluverirler! Sonra da oyumuz neden artmıyor diye yakınırlar! Senin yüzünden artmıyor! Kazanılmış belediyelerde de belediye başkanları ile kafa kol ilişkisinde, onların emrindeki çalışanları delege yaparak düzenlerini devam ettirirler.

Bunların çoğu yani ilçe başkanları;

Eski Dönemde ‘genel sekreter’ Yeni Dönemde ‘örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı’ ve ‘yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı‘ ile işbirliği içinde davranırlar. Yapılan tüm uygulamalar antidemokratik olup 'sen beni seç ben seni’ modelidir. İl başkanlarını devre dışı bırakan bir modeldir. Bu iki genel başkan yardımcılığı lav edilmelidir! İl başkanlığı ağırlıklı bir örgütlenme modeline geçilmeli,  her il başkanı kendi örgütü ve kendi yerel yönetiminden sorumlu olmalıdır. O zaman partide hızlı bir gelişme görülecektir…

2021’de olağanüstü demokratik kongreler için delege seçimleri başlatılmalıdır. Birden fazla kişinin ilçe kongre delegesi seçileceği mahallelerden başlayarak D’hondt nispi temsil sistemi uygulanması marifetiyle, anti demokratik çoğunlukçu yapı ortadan kaldırılacaktır. Feodal yapının çözümü ancak bu şekilde mümkün olabilir, tüzük değişikliğine de gerek yoktur. Parti Meclisi Kongreler Yönetmeliği’nde yapacağı değişiklikle sorunu aşabilir.

Genel Başkanımızın ifadesiyle ’biz sadece eleştirmiyoruz, çözüm de öneriyoruz’ sözünden hareketle yukarıda da görüleceği gibi birçok çözüm de öneriyoruz. Feodal yapıdan rahatsız olan Parti Meclisi Üyeleri varsa(!) bilgilenmek isterlerse, konuşarak, yazarak bu ve benzeri konularda her türlü bilgi kendilerine tarafımızdan aktarılabilir...