Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Nisan '19

 
Kategori
Edebiyat
 

Cibranî-18 (Tür)

Milât kabul edilen tarihden bir kaç üç bin yıl sonra insanların daha gelişkin aletlere sahip olduğu bir zamanda yeni bir tür gönderilmiş dünyaya fakat insan kılığında. Tanrı başka evren için yarattığı bu türün evrenin bu sakinlerinin geliştirdiği teknolojiyi görüp öğrenmelerini, kendi evrenlerinde başlangıcın bu türün bunca yıl yaptığını alıp geliştirmelerini istemekteymiş.

Bu tür dünyanın en gelişmiş ülkelerinde teknolojinin üretim merkezlerinde yaşar, öğrenir, bilgileri birer birer kaydedip  birbirlerine anlatır, eksik olanlar tamamlanır, anlamayanlarına yeniden gösterilip anlatılırdı.

İşleri ve öğrenecekleri biten bu tür içerisindeki en küçükleri kafası karışık olarak düşünürken en yaşlıcaları ona yaklaşır ve buradan ayrılmalarına üzülmemelerini, daha gelişmiş bir teknoloji üretip kendi aileleri ve dünyaları olacağını söyleyip teselli etmeyi dener.

Küçük üzüntüsünün bu olmadığını, bilakis bundan mutlu olduğunu söyler. Yaşlıca olanı “ne oldu o halde? Yoksa aşık mı oldun?”  der tedirginlikle. Küçük burada kalmak isteyecek yahut kızı da beraberlerinde götürmek isteyeceklerinden çekinip Tanrı’nın bu konuda kesin yasağı olduğunu da hatırlatır. Her tür en iyi kendini anlardı zira. Küçük başıyla “Hayır” anlamında ve üzüntüyle kafasını sallar

“Nedir, nasıldır bu tür böyle! Gökyüzünü ağlatıyorlar, yeryüzünü kıvrandırıyorlar. İçlerinde sıcak sıcak akışan kanı fark etmiyorlar dahi, üstelik tatlı tatlı soluyan kalbi nelerle yoruyorlar! Ve sanki canları birbirleri tarafından yakılmak için varmış gibi davranıyorlar, onlara üzülüyorum”  demiş.

Yaşlıca “onlar kendi kendilerine üzülmüyorlar, kendi kendilerini kalplerine yük yapıyorlar” diyerek beyhude olduğunu bilse de teselli etmeye çalışmış ve ayrılmışlar.

 

 
Toplam blog
: 231
: 52
Kayıt tarihi
: 04.10.17
 
 

Gelmiş, gider. Görür, seyreyler, anlam çıkarır. Yazdıkları kalbinden taşanlar aklından uçuşanlard..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara