Çift yumruk

Yumrukların çeşitleri vardır. Uzakdoğu sporlarında ve boks’ ta yumruk çok önemlidir. Hele taekwondo’ da bir çift yumruk vardır ki, değişik vuruş şekilleri, rakibin üzerine geldi mi, hem puan alınır, hem de rakip neye uğradığına şaşar kalır. Yumruk yenildiği anda bazen yerden kalkamaz, bazen de sendelenir. Hakem elleriyle saydığı sayıları göstererek sayar. Bunun sebebi, sendeleyen sporcunun şuurunun yerinde olmamasındandır. Belki saydığı sayıyı sporcu duymayabilir, gözüyle de görsün istenir. Aynı zamanda, seyreden seyirciler de hakemin hangi sayıya kadar saydığını görmelidirler. “Dokuz”, oldu mu, eğer sporcu reaksiyon vermezse, maç hakem kararıyla bitmiş demektir.

Her iki yumruğun göğsün orta seviyesine atılması, arkadan da çeneye indirilen bir yumruk, sporcunun işini bitirir, nefes alamaz duruma gelir. Yumruklar ilk önce davranandan gelirse, karşı taraf berbat olmuş demektir. Yumruğu önce atmak önemlidir. Arka arkaya eş zamanlı atılan yumruklar değerlidir. Araya soluk verildiği zaman, rakip rahatlar, gardını alır, savunmaya geçer. İşte o zaman iş işten geçmiştir. Rakibe soluk aldırmadan atılan yumruklar önemlidir. Saldırı hareketi, rakibin beklemediği anda yapılmalıdır ki üstünlük sağlansın. Atılacak olan o çift yumruk, saldırmanın en önemli atağıdır. Savunma yapmak, her zaman ikinci plandadır, önce saldırı olmalı ki puan alınmalıdır. Saldırı yapana karşı savunma muhakkak ki önemlidir ama önce saldırıda bulunmak, atak olmak lâzımdır. Savunma önemsizdir deyip saldırıya da geçilmemelidir, savunmayla beraber saldırı, ama mutlak ki saldırı çok önemlidir.

Eş zamanlı olarak gücün toplandığı anda saldırıya geçmek mutlak şarttır. Karşı taraf kendini toparlamadan yapılacak her atak, puan getirir. Yumruğun bu kadar önemli olduğu bir yerde, fırsat bu fırsattır deyip, her şeyi yumrukla özdeşleştirebilir, sürekli olarak atakta bulunulabilir.

15.Eylül.2007 günü oynanan Süper Lig Futbol karşılaşmalarından Ankaraspor Beşiktaş ile oynadı. Karşılaşma 0-0 berabere bitti. Karşılaşmanın son dakikasında Beşiktaş’ın bir golü hakem tarafından iptal edildi. Televizyon tekrarlarından da gördüğümüz üzere, Beşiktaş ve Hakem açısından son derece talihsiz bir durumdu. Yan hakemin görüş açısı, televizyon çekimlerindeki aynı yerden de Beşiktaş’lı oyuncu Nobre’nin elinin müdahalesi gibiydi. Hakem yanılmıştı, Nobre’nin eli bile değmiyordu, ancak görüş açısı ve pozisyon açısı hakemin durduğu yerden böyle görünmesini sağlıyordu. Belki de daha önce Fenerbahçe’de oyuncu iken Rizespor’a böyle eliyle bir gol atmıştı Nobre, hakemler önyargılı da olabilirlerdi. ÇÜNKÜ SPOR BASINI, BAZEN SPORCULAR ÜZERİNDE ÖYLE BİR BASKI VE KAMUOYU OLUŞTURUYOR Kİ, BİRÇOK SPORCUNUN BU YÜZDEN BAŞI AĞRIDI, KENDİLERİ HEP “SABIKALI” OLDU. Bu “sabıkalı”ların da en son kurbanı Nobre olurken, Beşiktaş’ın 2 puanı gitti. Ama bu ne ilkti, ne de son olacaktı. Çünkü ister baskı deyin, ister insandır hata deyin, ne derseniz deyin, bu hatalar bundan sonra da olacaktır. Ama bundan sonrası çok tehlikeli işte. Çünkü bu hataların sistematik bir şekilde yapıldığını iddia etmek her takıma nasip olmuştur. Zaman zaman Beşiktaş’ı, Galatasaray’ı, Fenerbahçe’si, Trabzon’u hep böyle iddialarla, kendilerine haksızlık yapıldığını söylemişlerdir.

Maç sonrası Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın Yıldırım Demirören: "Beşiktaş camiası çok büyük bir camiadır. Yumruğumuzu koyduğumuz zaman altından kimse kalkamaz. Hem hakem camiası hem de federasyon ayağını denk almalı. Bu gidişat devam ederse ki, biz bunun bir komplo olduğunu düşünüyoruz. Beşiktaş olarak gerekli şeyleri yaparız ve takımımızı sahadan çekeriz. Herkes haddini bilmeli" demiştir. Talihsiz uslubu bir yöneticiye yakışmamıştır.

Daha ligin beşinci haftasındayız ama Sayın Başkan’dan böyle bir açıklama gelmiştir. Acaba, erken davranan boksör gibi, rakip görülen herkesten önce davranmak gerektiği için mi, yoksa karşı boksörün atak davranacağını hissettiği için mi yumruk atmaya karar vermiştir? Ben işin içinden çıkamadım, ne yapalım acaba?