Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Temmuz '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Çığlığım

"Sen izin vermedikçe kimse seni üzemez; mutsuzluğunu sadece kendin yaratırsın" dedi arkadaşım telefonun öbür ucunda hıçkıra hıçkıra ağlarken ben.

" Ama onu gördüm. O da beni gördü ve tanımadığı biriyle gözgöze gelmiş gibi kafasını çevirdi. Gayet iyi görünüyordu. Hayatını yaşıyordu. Bu haksızlığı haketmedim ben!"

"Onun hayatına devam edip iyi ve hoş görünmesinden mutlu olmasıa rağmen senin tam tersi onu unutamayıp yas tutup kendini tüketmenden sorumlu olanın kim olduğunu sen de ben de gayet iyi biliyoruz, öyle değil mi?"

Telefondaki candan sesin haklı olduğunu gayet iyi bilmeme rağmen, canımın yanmasını içimin acımasını engelleyemiyordum. Gerçek apaçık ortadaydı. Sonsuz güvenip hayatımı onun ellerine bıraktığım adam , hala anlamlandıramadığım şekilde beni terketmişti. Sonrasında başka nedenlerle görüşmelerimizde ben umudumu koruduğumu açıkça belirtirken onun ilgili tavrından, her sıcak yaklaşımıma karşılığından aylarca dönüşünü beklemiştim. Hiçbir zaman tam anlamıyla bittiğine inanamamıştım bu ilişkinin. Aylarca yılbaşında ona göndereceğim hediyeyi planlamış, birlikte paylaştığımız anları hatırlatan en ince detayına kadar planlandırdığım minik ama maneviyatı yüksek hediyeler zincirini isimsiz yollamıştım ve büyük bir sevinçle karşılaşmıştım çok mutlu olmuştu. Bu durum umutlarımı artırmışken, aylar önce başlayan ilişkisinin şahidi oldu gözlerim.

Okuyan için sözcük silsilesi; yaşayan için tarifi tanımsız bir acı; benzerini yaşayan için "Yalnız değilsin arkadaş; herkes bunları yaşıyor" düşüncesi, mantık odaklılar için "Kızım bunca fedakarlık ve ilgi gösterirsen , geleceği varsa da gelmez zaten adam!" yorumu...Şu an bu satırları okuyan herkes için bir tahminim var. Saatlerim, günlerim, aylarım tüm bunları çevremdekilere anlatma gayreti ve gayretim sonucu bu çeşit tepkileri almak ve aslında yaşadıklarımın evren sürecindeki anlamını çözmeye çalışmakla geçti.

Sonunda sadece şunu gördüm. Yaşandı ve bitti. Bu kadar. O zaman dün akşam onu gördüğümde aradan tam 1 yıl geçmesine rağmen neden ağladım? neden unutamıyorum?

Telefondaki candan ses;

"Gerçekten istemedin ki unutmayı.Kendini kandırdın unutmalıyım diye."

*"Evet çünkü zaten bitiren ben değildim. Ben istemedim ki ayrılmayı!"

"Elbette sen istemedin ve tersine çevirmek için gayret ettin yine de olmadı mı??Artık yapacağın şey GERÇEKTEN KABULLENMEK!"

Çok yoruldum artık. İçim yara bere içinde; biri dursa diğeri kanıyor. Deli gibi haykırmak bağırmak istiyorum sesim çıkmıyor!

Okuyan herkesin dikkatine;

Cümlelerimle haykırmak istiyorum:

CANIM YANIYOR VE TEK NEDENİ BENİM!!! ARTIK TÜM BUNLARDAN ARINMAK KURTULMAK İSTİYORUM!

.....

 
Toplam blog
: 14
: 412
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

İstanbul'da yaşayan, finans sektöründe çalışan, bol kitap okuyan, müzik dinleyen, arada yazılar yazm..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara