Cilvegözü’ndeki patlamanın arka perdesi…

İki gündür medyadaki baş haber Cilvegözü sınır kapımızdaki patlama ve on dört kişinin ölmüş olması.

Öncelikle şunun altının çizilmesi gerekir. Cilvegözü sınır kapısının bir tarafı bizim kontrolümüzde, diğer tarafı ise bizim iktidarın yakın dostu ÖSO veya benim tanımlamamla Suriye’yi Irak’a benzetmek isteyenlerin oluşturduğu teröristlerin elinde. Çeşitli gazetelerin yaptığı röportajlar ve çekilen videolar gösteriyor ki o kapıda ciddi bir denetim yok. Sanki bir yolgeçen hanı. Yine medyadan öğreniyoruz ki patlama iki kapı arasındaki tampon bölgede oluyor. Aracın oraya hangi taraftan geldiği halen meçhul. Son olarak Adalet Bakanı Ergin Hatay Havalimanı'nda yaptığı basın toplantısında aracın Suriye tarafından geldiğinin kesin olduğunu söyledi. Yakın Doğu Haber sitesinin haberine göre ise bir görgü tanığı aracın Türkiye tarafından geldiğini iddia ediyor. Her iki kapı da aracın kendi taraflarından gelmediğini ortaya ciddi bir kanıt ile koyamıyor.

Yurt dışına çıkanlar bilirler. Pasaport kontrolünden tutunda aracın her noktasının kontrolüne kadar bir dizi rutin kontroller yapılır. Hele komşuda bir düzensizlik, bir açık savaş varsa bu kontroller daha da sıkı olması gerekir. O aracın o noktaya gelmiş olması iki tarafında büyük bir zafiyet içinde olduklarını gösteriyor. Zaten o bölgedeki sığınma kamplarında kalanların kendi ifadeleri de o kapıyı evlerindeki tuvalet kapısı gibi rahat kullandıklarını gösteriyor.

Bu olayın faili kim?

Bu soru hâlihazırda cevaplanmış değil. Birileri çıkıp ben yaptım demezse, failleri çok iyi bildiğini düşündüğümüz çevreler de net bir açıklama yapmayacaklardır. Sebebi ise,  olayların gidişatına bakıldığında gerçek ortaya çıkarsa bu durumdan AKP iktidarının üzüleceğidir. Dikkat edilirse Suriye’den seken her mermide Esad’ı suçlayan hükümet  bu sefer daha ihtiyatlı demeçler verme zorunluluğunu duyuyor. Bu da gerçeği çok kişinin bildiğini ve dengelerin bozulması halinde ortaya döküleceği endişesidir. O araç sınırın hangi yönünden gelmiş olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve ÖSO tarafından korunan bir bölgeye gelmiştir. Taraflardan birinin bu konuda bilgisi olmaması düşünülemez. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti böyle bir alçaklığı yapmayacağına göre, ortaya çıkan ilk gerçek, AKP hükümetinin artık kendilerine ÖSO ismi takan paralı teröristleri istediği gibi kontrol edemediği gerçeğidir. ABD nin Suriye üzerindeki doğrudan baskısı geriledikçe teröristlerin gücü de azalıyor ve düzenden sapıyorlar. İçeride daha evvel paranın birleştirdiği teröristleri yavaş yavaş farklı şarkılar söylerken görüyoruz. AKP kendi eliyle yarattığı "muhalif" canavarının da yaptıklarından emin olamıyor artık. Örneğin El Nusra ve ÖSO...

Muaz El Hatip'in müzakere önerisine karşı çıkan El Nusra'nın Halep'teki komutanı Ebu Hafs, elinde kılıç sallayarak "Müzakerecilerin kafasını koparacağız" demişti. El Nusra ve ÖSO arasında hemen her gün çatışma olduğu ve birilerinin öldüğü biliniyor.

Sonuç olarak uyguladığı savaş politikası yüzünden sınır bölgesini "mayınlı tarla" haline getiren AKP yönetimi, Patriotlarla ülkeyi korumaya çalışadursun, saldırı ne Suriye'nin uçağı ne de füzesinden geldi! Sıradan sivil bir araçtan geldi ölüm ve 14 insan hayatını kaybetti. Türkiye AKP'nin ülkeyi gayrinizamî bir savaşa sokmasının bedelini işte böyle ödüyor.

İzmir 2013-02-12