Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Haziran '11

 
Kategori
Kültürler
 

Çingene zamanı

Tanrı dünyayı yarattıktan sonra dünya üzerindeki yerleri de insanlara dağıtmak adına 72 milleti çağırmış yanına ve herkese dağılımı yaptıktan sonra çingeneler gitmiş yanına… Biz de yer istiyoruz demişler… Tanrı; şöyle bir bakmış onlara… Geç kaldınız demiş… Sonra da dönüp, niye geç kaldınız? Biz yıldızların altında dans edip, çalıp eğleniyorduk, o yüzden geç kaldık, yanıtını verince uzun bir süre sessizlik olmuş… TANRI; Dürüst olduğunuz için sevdim sizi. Bu dünya üzerindeki kendime ayırdığım yeri veriyorum size demiş… Nerede? Bu cennet demişler… TANRI; Söylemem bu da sizin cezanız demiş. O gün bugündür, hala cennetin nerede olduğunu arayıp duruyorlarmış… Buldukları her yer; bir öncekinden daha güzel olduğu için de bir türlü karar verememişler cennetin neresi olduğuna… O gün bugündür de yıldızların altında çalıp söyleyen de onlardır… 

Çingenlerin hikâyesi böyle başlar… 

İşte! Size ruhunuzu koruyarak eğlenceye katılma fırsatı… İşte! hayatın renkleri olan o güzel insanlar… Söylemeye çalıştığım bu… ORTAK NOKTA! Kendin gibi olup, başka bir şey yapmaya çalışmak… Kendin olmaktan vazgeçmeden ortamın dışında var olmak… 

ÇİNGENE RUHUNA SAHİP OLMAK! İşte böyle bir şey… Söyledikleri her müzikte, ettikleri her dansta bir hayat vardır, içinde de bir yaşam hikâyesi… Herkes payını alır, bu hikâyelerden… Bu dünyanın hırsları, kinleri, nefretleri onlara uğramamış, yarına endişeleri yoktur… Tek hırsları daha iyi müzik yapmaktır… Onların ruhlarını bir kalıba sokmak zordur… Onlar birlikte yaşamaktan, aynı mahallede nefes almaktan keyif alırlar… Sulu Kule'lerini elinden alıp, apartman dairelerinde yaşamak zorunda bırakırsanız, ruhlarını öldürürsünüz… Kederli anlarında çalacak klarnetini, kemanını, davulunu, elinden almış olursunuz… … Kavgalarını, didişmelerini, ardından danslarını etmezlerse; aldığı nefesi yok etmiş olursunuz… Bunları apartman dairesinde nasıl yaparlar BÖYLE OLMADI MI? KENTSEL YENİLEME PROJESİ adı altında evlerinden çıkarılan bu insanların sonrasında neler olduğu kimin umurunda! Tarihi, güzelim eski evlerimizi harabe görünce, içim yanıyor… Yenilenecek restore edilecek bu kadar tarihi eserimiz varken, önce bunları çözüme kavuşturalım… “Çingene, bizzat bahardır” demiş ya Ahmet Haşim, Bir de ozanın diliyle söylersek: 

“Nasıl da güzel vurulmuştum ben/sarılmıştım kanım ve kanatlarımla sana/ve ruhum bir çingene ruhu kadar/özgür olmuştu o anda...” 

Şu dünyada ruhlarını ele geçiremediğimiz kalplerinde sevgi, akıllarında danstan başka bir şey olmayan belki de tek topluluk onlar… Şu çark da, şu ortam da bence şimdi... 

ÇİNGENE ZAMANI! 

 
Toplam blog
: 6
: 1433
Kayıt tarihi
: 25.04.11
 
 

22 yıllık eğitimciyim... Halk dansları ile ilgileniyorum. Yazmayı seviyorum.....

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara