Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '17

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Cittaslow Felsefesi Kentinde Yaşamak

Cittaslow Felsefesi Kentinde Yaşamak
 

Seferihisar-Sığacık


Özellikle İstanbul’da yaşayan hemen hemen herkesin hayali, emekli olduktan sonra hiç değilse ahır ömründe sakin bir batı bölgesi beldesinde veya köyünde yaşamaktır. Çoğu bu hayalini gerçekleştiremeden dünya değiştirmekte az da olsa küçük bir azınlık rüyalarını gerçekleştirebilmektedir.

1999 yılında İtalya’da kurulan, “sakin” felsefesine ve kendi özelliklerine sahip çıkan kentlerin bir araya geldiği “Cittaslow Birliği”ne Ülkemizden üye sayısı 14’e yükseldi. Türkiye’nin ilk sakin şehri olan İzmir’in Seferihisar ilçesinin başlattığı akımda üyeliği kabul edilen 14 yer dışında üyelik başvurusunda bulunan 1’i il, diğerleri ilçe veya belde olmak üzere 24 yerleşim merkezinin de inceleme süreci devam ediyor. Sakin şehir unvanına sahip 14 kentin 13’ü ilçe, biri ise mahalle konumunda. Adaylık süreci devam eden 24 kent arasında ise ilk defa bir il merkezi olarak Sinop yer alıyor. Diğer adayların ise çoğunluğu ilçelerden oluşuyor.

Cittaslow hareketi, 1999 yılında Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini’nin yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin kendilerini değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymaları fikriyle gelişmiş. Türkiye’yi bu kavramla tanıştıran İzmir’in Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye temsilciliği görevinin yanı sıra Cittaslow Uluslararası Organizasyonu başkan yardımcılığı görevini de sürdürüyor. Günümüzde 30 ülkede 208 üyeye yayılan Cittaslow hareketi, Slow Food felsefesini kentsel boyuta taşımayı amaçlıyor ve bu yönde 70 kriter uyguluyor.

Muğla’nın Ula ilçesine bağlı bir mahalle olan Akyaka, Isparta’da Eğirdir ve Yalvaç, Sinop’un Gerze, Çanakkale’nin Gökçeada, Şanlıurfa’nın Halfeti, Ordu’nun Perşembe, Artvin’in Şavşat, İzmir’in Seferihisar, Sakarya’nın Taraklı, Erzurum’un Uzundere, Kırklareli’nin Vize, Aydın’ın Yenipazar ve Bolu’nun Göynük ilçeleri Türkiye’nin en sakin şehir unvanına sahip yerleri olarak Cittaslow Birliği’ne üye.

Cittaslow’un felsefesi yavaş yaşamak, kent ruhu, sürdürülebilir kalkınma ve yavaş yemek gibi tarzları benimsiyor. Yavaş yaşamak, hayattan zevk alabilmek, sevdiklerine ve kendine zaman ayırabilmek, hız için dünyaya zarar vermemek. Kentin geçmişinden gelen, tarihi, yerel özellikleri gibi unsurlarından oluşan kent ruhunun yanlış politikalar sonucu kaybedilmemesi ve o topraklarda yaşayan uygarlıkların, üretilen ürünlerin, söylenen şarkıların, yazılan şiirlerin, dostlukların oluşturduğu bu ruhun korunarak kalkındırılması.

Sürdürülebilir kalkınmada, küçük kentlerde istihdam ve sosyal olanakların eksikliği nedeniyle gençlerin büyük kentlere göçüne karşın, kentin kimliğine sahip çıkılarak kalkınması, sosyal ve ekonomik hayatın canlanmasının mümkün olduğu öngörülüyor. Sosyal bir tercih olarak değerlendirilen yavaş yeme tercihinin ise tohumu, tarlada çalışan işçileri, mutfak endüstrisi ve çalışanlarını, doğaya verilen zararı ve daha birçok unsuru etkilediği düşünülüyor.

Cittaslow kriterleri ise 7 ana başlıktan oluşuyor; 1. Çevre politikaları, 2. Altyapı politikaları, 3. Kentsel yaşam kalitesi politikaları, 4. Tarım, turizm, esnaf ve sanatkârlara dair politikalar, 5. Misafirperverlik, farkındalık ve eğitim için planlar, 6. Sosyal uyum, 7. Ortaklıklar. Bu 7 başlık da kendi içinde çok sayıda kriter içeriyor. Örneğin çevre politikaları, hava ve su temizliğinden, enerji tasarrufu ve atıkların ayrıştırılmasına, görsel ve ışık kirliliğinden trafik gürültüsü ve biyo çeşitliliğin korunmasına 12 kriter yer alıyor. Altyapı politikaları, bisiklet yol ve park yerlerinden, engellilere yönelik mimari engellerin kaldırılmasına, özel taşıt kullanımına, alternatif eko ulaşım planlamasından elektrik otobüs, dik yokuşlarda yürüyen merdivenlerden şehirde mal dağıtımı için havayı kirleten araçlar yerine elektrikli veya motorsuz araçlara toplam 12 kriter bulunuyor.

Cittaslow Türkiye’nin web sitesindeki Milan Kundera’nın şu sözleri ise durumu özetlemeye yetiyor: “Yavaşlığın düzeyi, anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi, unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.”

Cittaslow’un sakin yaşam felsefesi biraz bizdeki emeklilik yaşam özlemini andırıyor. İstanbul’da yaşayanlar olarak boğuluyor, nefes almakta zorlanıyoruz, bir anda, Suavi’nin “Şimdi İstanbul’da olmak vardı” şarkısının nakarat kısmını yeniden uyarlamak istedim.

Yayılmışız dünyanın dört bir yanına

Kimisi ta kopenhag’ta kimiyse paris

Bedenimiz orda burda dolanır ama

Çok hem de çok uzak yerde kalbimiz

Bedenimiz orda burda dolanır ama

Çok çok çok uzak yerde kalbimiz

Uzakta kalbimiz çok uzakta kalbimiz

Bir allı turna olsam, Karlı dağları aşsam, Varsam bizim ellere, Kendi göğümde uçsam

Şimdi Ülkemizin Cittaslow’un felsefesine üye bir kentinde yaşamak vardı anasını satayım!

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..