Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Çocuğu varsa "yokum" diyor!

Çocuğu varsa "yokum" diyor!
 

Birileri birilerini uzaktan görüp beğeniyor. Soruyor sorguluyor adamın/kadının boşanmış veya eşini kaybetmiş, üstüne bir de çocuklu olduğunu öğreniyor. Hoooop duyguyu arka plana itip, beğenmek mi haşaaa deyip fikrini hemen değiştiriyor. Bazıları bana göre korkusundan bencilce düşünüp, yaşayacağı güzel şeylerden küçük bir çocuk yüzünden kaçmayı tercih ediyor, "yokum" diyor.

“Yok”cu başına bu fikirler aslında toplum tarafından yükleniyor. Aman sapı, çöpü varsa yapamazsın, çocuklu insanla hayat zor olur, ömür boyu başka bir aile ile iç içe olmak zorundasın, en kolayı başlamadan bırak deniyor. Acımasız bu önyargı belki de güzel bir ilişkiyi başlamadan bitiriyor.

“Çocuğu var, ailem çocuklu kadınla birlikte olsam ne der?” veya “çocuklu adamla yapamam ben, diğer taraf her dakika kurcalar bizi benim zoruma gider” benzeri hastalıklı endişeler çocuğu olan yalnız birini tercih etmeme nedeni olarak gösteriliyor.

Allah aşkına hangi çift evlenmeden önce boşanacağını, öleceğini hele de bir çocuk sahibi olduktan sonra ayrı düşebileceğini hesaplayabiliyor? Koşullar biriyle bazen sonsuza kadar birlikte yürümeye izin vermiyor. Her şey tepetaklak olduktan sonra hayat yeniden durulup da ikinci bir şans verdiğinde neden masum bir çocuk başkalarınca engel olarak görülebiliyor?

Mevzu çocuğu ile yalnız kalmış biri olunca hemen kulak çekme işlemlerine başlanıyor, çekilmese bile çevre bu konuda fikrini o kadar beyinlere işlemiş oluyor ki, kişinin çocuklu birini sevdim demeye dili varmıyor. Öğretilenin öyle altında eziliyor ki, vicdanı ile baş başa kalıp da ne istediğine karar veremiyor. Kimisi yüreklice yoluna devam ediyor ama biliyorum ki, çoğunluğu bu durumun içinde kalmaktan, sorumluluk almaktan çekiniyor.

Oysa herkes bir gün kendi başına da aynı durum gelebileceğini hiçe sayıyor. Kendi de aynı durumda kalsa birileri tarafından o ve çocuğu ile yaşamın zor olarak adlandıracağını, belki de ömür boyu yalnızlığa mahkûm edileceğini bilemiyor. Bence bunların bilincinde olarak sevginin de yardımı ile insanlık adına bir görev edinip, hayata, kendine faydalı bir insan olmak gerekiyor.

Kimse kendini çocuğun yerine koymuyor. Ailesi parçalanmış bir çocuk sorun olacağını, hakkındaki önyargıyı bilse eminim var olmamayı tercih ederdi. İhtiyacı olan aile ortamının kendisine kuyruk muamelesi yapılması nedeni ile çevrece mubah görülmediğini, engellendiğini bilse belki de hiç dünyaya gelmek istemezdi.

Bir çocuğu bela gibi görmektense kazanmak çocuk olduğun günleri kolay unutmadıysan ve biraz sağduyuluysan hiç de zor değil aslında. Çocuk dediğin kendisine nasıl yaklaşılıyorsa ona göre şekilleniyor. Sen güven verdikçe, o açılıyor. Olgunluk her zorluğun üstesinden gelmesini biliyor.

Birini beğenip de çocuklu çıktı diye vazgeçmek bana zavallıca bir kaçış gibi geliyor. Kavun gibi koklayıp aldığın çocuksuz sanki çok mu dertsiz çıkıyor?! Kumarbaz, içkici, dayakçı, aldatma meraklısı, şiddet uygulayan, huysuz, pasaklı, dırdırcı diye kimsenin alnında sonradan çıkabilecek kötü özellikleri maalesef yazmıyor. En azından bir özür gibi görülen çocuk "eğer beni istersen, ben buradayım” diyor.

Gönül, mağduriyeti olan birini seçtiyse cesaretli, merhametli, sabırlı olmak ve karşı tarafı her şeyi ile kabul etmek gerekiyor. Kimseyi sevgiden bu nedenle mahrum etmemek, hatta eksik kalan sevgiye doyurmak gerekiyor. Çok irdelemeye kalkarsan armudun da sapının, üzümün de çöpünün olduğunu unutmamak gerekiyor!


 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..