- Kategori
- Blog yazarları tartışıyor!
Çocuğum aşkı hemcinsinde bulacağına inanıyorsa...

Zor bir durum.
Anne olarak ne yapacağımı şaşırırdım herhalde diye düşünüyorum.
Kızımın çok şükür böyle bir hali yoktu.
''Sorun'' demiyorum.
Hali yoktu diyorum.
Kız veya erkek farketmez tabii.
Evlat evlattır.
Evladın kızı erkeği olmaz.
Anne olarak ne yapardım acaba?
Anneliğin şokunu atlattıktan sonra tıbbi geçmişimi düşünür, ona göre karar verirdim sanırım ne yapacağıma.
Çocuğumun böyle bir konuyu benimle paylaşmasını isterdim.
Benimle her konuda konuşabilecek şekilde yetiştirdim çünkü onu.
Arkadaşlarıyla paylaşacağı şeylerle annesinin bilmesi gerekenlerin neler olduğunu öğrettim zamanında.
Bana söylemediği bir şeyi başkalarından duymanın en başta onu inciteceğini anlatırdım.
Yabancıların böyle bir durumda onu suistimal edeceklerini ve başına iş açacaklarını anlamasına çalışırdım.
Biliyor olmamın onu ''bilmiyor'' olmamdan daha çok koruyacağına inanmasını sağlardım.
Kızsa kız, erkekse erkek arkadaşına ilgi duymasını öğrenmemin bana ilk anda şok geçirteceğini, ama ne olursa olsun onun yanında olacağımı bilmesini isterdim.
Onu o durumda bırakır mıyım?
Tabii ki hayır.
Çatışmaya girmezdim ama.
Eğer yanlış bedende bulunduğuna inanıyorsa, ona yardım ederdim.
Fiziksel gelişimini tamamladıktan sonra cinsiyet değiştirmesini sağlardım.
20'li yaşlara kadar süren zaman zarfında ruhsal olarak da olmak istediği yere ulaşmasına rehberlik ederdim.
Böyle bir kararın hayatında yol açacağı her durumun farkına varmasını öğretirdim.
Bedeninden memnun değilse hala, yetişkin biri olduğunda, yetişkin biri olarak bu kararı vermesini beklerdim.
O zamana kadar da onu korurdum.
Suistimal edilmesine izin vermezdim.
Kurda kuşa da yem etmezdim.
''Eşcinsel'' dedirtmezdim.
Haberi olmadan, hissettirmeden tam bir kontrol kurardım üzerinde; attığı adımı bile bilirdim.
Anneliğin bütün silahlarını kullanır ve gölgesi olurdum heryerde ruhu bile duymadan.
Neler hissettiğini anlamaya çalışırdım.
Her insanda %10 oranında diğer cinsin hormonlarının bulunduğunu bilirim.
Çocukluğun, gençliğin, ergenliğin, duyguların çalkantılı dönemini yanımda geçirmesini isterdim.
Bedeninde, ruhunda, meraklarında, heveslerinde ve hormonlarında herşeyin yerli yerine oturmasını beklerdim sabırla.
Belki çocukça bir merakla yaklaştı hemcinsine.
Belki gençliğin heyecanıydı denemek istediği.
Hiç bir şekilde kavgaya girmezdim onunla bedeni, düşünceleri ve ruhu olgunlaşana kadar.
Yetişkin olana kadar.
Ruhu yerini bulana kadar.
Duyguları oturana kadar.
Evlendirmeye de kalkmazdım, yakmazdım kimsenin başını.
Onun haberi olmadan bütün literatürü takip eder, doktorlarla görüşür, dualar ederdim bu süre boyunca.
Hala ısrar ediyorsa kendi cinsinden biriyle beraber olmaya...
Ameliyat olmadan, izin vermezdim.
Böyle bir durumun iş başvurusunda hazırladığı cv'de de hayatın ona açtığı sayfada yazacağı özelliklerinde de ek madde olamayacağını görmesini sağlardım.
Kendi kendini kullanmasına da müsaade etmezdim.
Kullandırmasına da.
Bir bedene iki ruh sığmayacağını anlatır, ne yapar eder görmesini sağlardım bunu.
Aşkın, basit bir cinsel fanteziyi yaşama heyecanından çok daha derin bir duygu olduğunu anlaması için elimden geleni yapardım.
Daha başka ne yapardım?
Bilmiyorum...
Öyle yaşamasını istemezdim ama.
Müsaade etmezdim.
Tercih meselesiymiş...
İnsan hakkıymış...
Onun hayatıymış...
''Hadi ordan!'' der...
Dinlemezdim.
Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesin.