- Kategori
- Anılar
Çocuk gözüyle darbe
14 DARBE
Ellerimle kocaman yaldızlı çarşaflarla tepelerden tarlalara, derelerden tepelere her yeri renk cümbüşü ile kaplar, onların üzerinde koşardım.Çocukluğumda çok sıkça gördüğüm bu rüyadan o gün nefis çay kokusu ile uyandım.Sevincim sevincime karıştı.Annem babam gece olmasına rağmen ayaktaydılar.
Babam televizyonu ve radyoyu aynı anda açmıştı.Bu alışılageldik bir durum değildi.Gerçi son zamanlarda Cumhurbaşkanlığı seçimi için sık sık haber dinleniyordu ama gece olması ilginçti..Kesinlikle ramazan olmalıydı, yani sahur vakti.Yoksa niye gece kalksınlar çay demlesinler ki.Babam anneme az sonra haberlerde söyleyeceklerini belirtti.Neyi söyleyeceklerdi ki?Anladığım kadarıyla babam tank sesleri duymuş.Çok tank geçmiş bizim oradan.Darbe olacakmış.Darbe de neyin nesi?Kim kime darbe atacaktı diye düşünürken babam ablama ve bana özetledi.
Askerler devlet yönetimini değiştireceklermiş.Kendi istediklerini başbakan yapacaklarmış.Bunlar beni endişelendirmedi.Zaten.Demirel hep zam yapıyordu.Herhalde Ecevit’i başbakan yaparlar diye düşündüm.Beni asıl ilgilendiren sokağa çıkma yasağıydı.O gün babam işe gitmeyecek, herkes evinde olacaktı, bu çok eğlenceli olabilirdi, apartmanda bir sürü çocukta vardı.Kapıdan kapıya giderken bizi göremezlerdi .Televizyonda duymuştum, birçok yerde sokağa çıkma yasağı olurdu.Nihayet bize de gelmişti.
Gerçekten de sonra haberlerden öğrendim, ordu yönetime el koymuştu.Sokağa çıkma yasağı da başlamıştı.
Göz kapaklarımın ağırlaşması ve yarın neler olacağının heyecanıyla derin uykulara daldım.Uyandığımda hala sabahın erken saatleriydi, hemen dışarı koştum, birçok insan balkonda pencerede apartman girişlerinde dışarıyı gözlüyordu.
O kadar çok askeri araç geçiyordu ki.Başka hiçbir taşıt trafiği yoktu.Eskiden üçerli gezen askeri devriyeler daha yoğun geziyordu.Askerler ve vatandaşlar birbirlerine sessizce bakıyorlardı.Az sonra vatandaşların temel ihtiyaçlarını giderebilmek için izin verildiği duyuruldu.
İnsanlar bakkallara kasaplara koştu, önlerinde kuyruklar oldu.Cumhuriyet fırınındaki kuyruk Paşabahçe mağazasını bile geçti.Sokağa çıkma yasağının ne kadar süreceği bilinmediği için herkes ekmek alıyordu.Duyduğuma göre de fazla ekmek vermiyorlarmış.Herkes gelsin diye.Bir kez daha ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm.Eve koştum, çuvalları saydım, tam 9 çuval un vardı bizde.Annem de ekmek yapabiliyordu.Kuyruktakilere mağrur bir gözle bakış attım, sonra da üzüldüm, Onlar aç kalabilirdi.Halamlar da bizim apartmanda oturduğuna göre pekala biz tüm komşulara yetebiliriz diye düşündüm.
Tuhafiyeci Mustafa Amca
“Ömer abi geliyordu, değil mi?”diye seslendi.
Babam” bekliyorduk, 5-10 sene idare eder” dedi.
Demek ki babam biliyormuş.Zaten benim babam her şeyi bilirdi.
Dikkatimi çeken en önemli olaylardan biri plakçının apar topar bütün dükkanı boşaltması olmuştu.Demek ki askerler ona kızmıştı.Belki de çok gürültü yapmıştı.Aynı askerler apartmanlara geliyor, herkese duvarlardaki yazıların silinmesini, kazınmasını söylüyordu.
Yan binanın kapıcısı, Bekir Amca’ya askerler tarafından duvarların nasıl temizleneceğini tarif ediyordu.Sıcak su getirecek, afişin üstüne tel ile sürtülecekti.Bekir Amca ise karışmak istemediğini, çoluk çocuğunun olduğunu söyledi.O an askerlerin ne kadar ciddi bir iş yaptığını anladım.Cevap netti:
Kimse bir şey diyemez!
Hatırladığım kadarıyla sokağa çıkma yasağı olmadı ama herkesin evinde dışarı çıkamayan telaşları vardı.Bunlardan biri de bizim evdeydi.Annem okul kitapları dışındaki bütün kitapları banyo kazanında yakıyordu.Acaba okul kitaplarına da sıra gelecek miydi?Okulda mı yasaklanacaktı?Okulların yasaklanması doğaldı çünkü liselerde, üniversitelerde hep çatışmalar oluyor, insanlar birbirlerini öldürüyordu.Çatışma olmadığı zamanlarda talebeler boykot yapıyorlardı.Boykot okula gitmemek ya da derse girmemekti.
Ama ilkokulların yasaklanmaması gerekir diye düşünürken en sevdiğim kitap da kazana girmekten kurtulamadı.Kapağında bir tane asker vardı.Askerin kafasını çizmeyi unutmuşlardı.Ben de çok güzel bir kafa resmi çizmiştim.Sakıncalı piyade olmuştu yakışıklı piyade.Annem babamın çok kızacağını söyleyince teslim etmek zorunda bırakılmıştım.
Birkaç gün sonra gazete ve televizyondan darbenin ne olduğunu iyice kavramıştım.Kenan Evren Paşa yönetime el koymuştu.Memleket uçurumun kenarındaymış.Demirel ile Ecevit yüzünden herkes birbiriyle kavga ediyormuş.Bundan sonra hiç kavga olmayacakmış.Asker kavga edenleri hemen yakalayıp hapse atacakmış.Bu yüzden anarşistlerin, örgütlerin hepsi kaçmış, şimdi asker onları arıyormuş.Aslında ben yerlerini biliyordum ama bu sefer karışmayacaktım.Solcuların bir kalesi vardı.Gidip oraya niye bakmıyorlardı ki?Babamın lokantasında televizyon izlerken bir amca Fatsa’nın solcularının kalesi olduğunu söylemişti.Onlar bunu nasıl bilmiyorlar anlamamıştım ama gerçekten karışmadım.