Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '15

 
Kategori
Kitap
 

Çoğu romandan alamayacaksınız bu hazzı

Çoğu romandan alamayacaksınız bu hazzı
 

Alain de Botton’un 1993 yılında henüz 24 yaşındayken yazdığı ‘Aşk Üzerine’ adlı kitabı okudum. Kitap, felsefî türde ama bu tat, bu keyif, bu haz çoğu romanda yok… 
‘Aşk Üzerine’nin yanında çoğu roman vasat kalır, sönük kalır, sıradan kalır…
Evet, ‘Aşk Üzerine’ bir roman değil, felsefî türde bir kitap, hatta yayınevinin deneme kategorisinde yayımladığı bir kitap; ama yaratılmış bir karakter, konu bütünlüğü ve roman havasını kendinde barındırıyor.
 
Alain de Botton’un ‘Aşk Üzerine’si 2005 yılında Ahu Antmen tarafından Türkçe’ye çevrilip yayımlanmış. Botton’un diğer kitapları gibi Sel Yayıncılık’tan çıkmış. Sayfa sayısı 225.
 
*
 
Alain de Botton, felsefeye edebiyat sosu katan, felsefeyle edebiyatı bir yoğuran, felsefeye edebiyatın sıcaklığını ve lezzetini aşılayan bir yazardır.
 
Felsefe Alain’e seslenir:
 
Alain, Alain, iyi ki varsın Alain!
Sayende buzlarım erimeye başladı;
bayatsayan ve saman gibi bir tat bırakan ben,
sayende tazelikle ve lezzetle tanıştım.
Beni sevmeyenler sevmeye başladı.
Edebiyatın rahmetini üzerimden eksik etme Alain.
Edebiyat bana âdetâ can verdi.
 
Böyle seslenmedi ama varsın ben seslendiğini sayayım.
 
Ama gerçekten öyledir, Alain de Botton sayesinde felsefeye can gelmiştir, felsefeye nur inmiştir, felsefenin bir ruhu olmuştur. Tabii, bunlar edebiyat sayesinde olmuştur. Felsefenin çorak ve verimsiz toprakları, edebiyat sayesinde rahmete ve berekete bulanmıştır. Ve Alain de Botton’un bunda imzası vardır. Felsefeyi edebiyatla yoğuran başka filozoflar ve yazarlar illa ki olmuştur; ama çağımızda bunu en iyi yapan kuşkusuz ki Alain de Botton’dur.
 
*
 
Aşk, insan üzerindeki en etkili şeylerden biridir, ama felsefenin yeterince ilgilenmediği, filozofların garip bıraktığı bir konudur. Aşk üzerine eğilmiş ve onu gerçek bir konu edinmiş tek filozof sanırım Schopenhauer’dir.
Varlıkla, bilgiyle, akılla, ıvırla zıvırla her şeyle ilgilenmiş, her şeye kafa patlatmıştır feysoloflar; ama aşkı değersiz ve anlamsız bir şey gibi köşeye atmışlar, kirli çamaşır muamelesi çekmişlerdir. Halbuki aşk, halbuki aşk…
Üç yıl önce aşk üzerine şiirsel bir yazı yazmıştım, şöyle:
 
Aşk her şeydir
 
Aşk zıtlıklarla doludur..
Aşk, hem tebessüm, hem de gözyaşı..
Aşk, hem mutluluk, hem de mutsuzluk..
Aşk, hem doğum, hem de ölüm..
Aşk, hem iyi, hem de kötü..
Kısacası, kim yarattı ise eline sağlık..
Tadılacak bir duygu..
 
Fuzuli’ye kulak ver:
Alemde ne varsa tek gerçek aşkmış, gerisi yalan dolan…
Dil içi çevirisi bana ait..
Dolayısıyla, aşksız bir hayat, susuz bir fidana benzer;
boynu büküktür,
zayıftır,
anlamsızdır..
 
Aşksız bir hayat, hep eksiktir,
hep tadılamamıştır
hep boştur,
tuzsuz bir çorba,
şekersiz bir tatlı,
susuz bir hoşaf gibidir…
 
Aşk, hayatta bağlayan bir bağdır;
bir urgan gibidir;
hayatın çekilmezliğini çekilir yapan,
hayattan istifa etmesine, bırakmasına
izin vermeyen,
o urganların sımsıkı bağlı tuttuğu bir bağ…
 
*
 
Felsefeyi edebiyat pınarının suyuyla serinleten Alain de Botton, henüz 24 yaşındayken aşk konusu üzerine eğilip ciddi bir kitap yaratmıştır.
Alain de Botton, Chloe adında bir kadın karakter yaratmış, bu kadınla kendi üzerinden aşkın doğuşunu, aşkın büyümesini, aşkın olgunluğunu, aşkın sonlanışını, aşka dair her şeyi ama her şeyi müthiş bir anlatımla kitaplaştırmıştır. Roman mı yoksa felsefî türde mi okuduğunuzu bilemeyeceksiniz.
 
-Mustafa Yıldırım – 12.11.2015
 
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..