Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Haziran '09

 
Kategori
Şiir
 

Çoğu sen, biraz ben

Çoğu sen, biraz ben
 

Öyle bildik, öyle tanıdık geldin ki, bana;
iki dostun yıllar sonra karşılaşması gibiydi, senle rastlaşmamız...
İki tebesüm, iki çift göz, birbirine uzak iki kent;
oysa, aynı kapte düzenli iki ritimdik senle...

hayatın karmaşasından uzak, sakin yüz ifadene inat;
gözlerin tarih kadar derin bakıyor; ertelenmiş bütün beklentilere...
Ve, sesinde yankılanıyor; hayata mağrur edayla meydan okuman...
Sen ki, en kadifemsi cümleler kurarken dilinde;
canının kırıkları yüreğinde batıyor en derine...
şimdi söyle bana, farklımısın benden ...
Ya ben, senden...

Zamanın tünelinde kayboluşlarımız geçici...
Mostar köprüsü başında duruşun bir komutan kadar mağrur...
Bakışların ne kadar şefkatli, sözlerin ne kadar, sana dair insan;
"Hayallerimden biri daha gerçekleşti" derken...
Aynı göğü, aynı toprak parçasını paylaşıyoruz seninle;
Oysa, benden daha yakınsın kendine...

Gözlerinde, tebessümün ardına sakladığın hüzün niye...
Elinde duran çay;
parmağında yüzük, boynunda kolye, kazağında nakış...
Ömrün, zamanın gergefinde;
ne kadar dikkat etsen de, yüreğine batıyor iğne...

Biliyorsun artık; hiç kimse, kendi ömrünün sahibi değil...
Emanetçiyiz, tendeki cana...
Bir kendine bak, bir de bana...
Ama, keşke, fakatlar biriktirdik senle;
bozdurup, harcanmayacağını bile bile...
Arada harcandığı da oldu;
iyi niyetlerimizin, iyi dileklerimizin ve bazen de;
kendimizin...

Boşver; yaralarımızı yeniden kanatmayalım, izleri derin...
Hadi, bir tebessüm et, acılarımız saklansın ardına...
Bir insan sevdiğinin herşeyi değilse; hiç bir şeyi olamazmış...
Gözbebeklerinin ışıltısı ve cümlelerimizin bütün gücüyle;
hayatı sevip kucaklamamıza rağmen,
neden, hiç bir şeyiyiz hayatın...
Her düşüşte, yeniden sarıldığımız hayatı;
gecenin satır aralarında yitirmelerimiz neden...

Oysa, en derin acılardan geçerken;
hiç bir kelime ve cümleyi incitmedik senle ben...
Siğaranın gözünü yakan dumanı, genizinde buruk bir acı;
yine de, tebessümle selamlıyorsun; sen her sabahı...
Kırık dökük umutlarız; senle dili olmayan sevdalarız...
Sessiz tutkularız belki de; sesine kulak verilmeyen...
Senle ben; masal kahramlarıyız, hiç yenilmeyen....
Belki de, şiirin mısralarıyız, en çok özlem yüklenilen...

Kelimelerimiz, yürekler arasındaki yolculuklarımızda;
senle bana köprü oldu...
Kelimelerin ardına saklanan ıssız kentlere benden selam;
senden tebessüm olsun...
Korkma, koy yüreğini ortaya; kelebekler sana baharı sunsun...
Dalgın bakma ömrünün kıyısından;
bırak kelimeler yanlış, cümleler devrik kalsın...
Ne çıkar, sana dair; kendi satırlarımın arkasına saklansam...
Bütün kelimelerin anlamı biz; bütün cümlelerin öznesi sen...

Hülya AŞKAROĞLU

 
Toplam blog
: 56
: 342
Kayıt tarihi
: 14.05.09
 
 

Akdenizliyim, gazeteciyim, aceleciyim, kelimelerin kızıyım... İstanbul'un tepesi yedi, yedisi kalaba..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara