Çok doğru bulmuyorum

Konuşma dilimizdeki büyük değişmeyi kızgınlıkla izliyorum. Asabiyetle, hayretle, endişeyle izliyorum. “Ben de” oldu “baande”, “sen de” oldu “saande“, işte” oldu “iste”, “Büşra” oldu, “Büsra”…. falan hadi neyse.

TV ye çıkan konuşmacıların hemen hepsi, koca koca profesörler, emekli askerler vb hemen hepsi, mesela bir fikre karşılar mı, onu yanlış mı buluyorlar, “ben bunu yanlış buluyorum” veya “bence bu yanlış” veya “ben bunu doğru bulmuyorum” demiyorlar, diyemiyorlar. Bir incelik, bir kibarlık, bir diplomasi…Onun yerine şöyle söylüyorlar, “bunun çok çok doğru olduğu da söylenemez” veya “bunu çok doğru bulmuyorum”. Eeee, ne yani, doğru buluyorsun da çok mu doğru bulmuyorsun veya az mı doğru buluyorsun. Kaçacak delik bırakıyor veya kapıyı hafif aralık bırakıyor, biri çıkar da sen bunu yanlış bulduğunu söylemiştin derse, o da, hayır efendim, ben yanlış buluyorum demedim, sadece “çok doğru bulmuyorum” dedim, deyip sıvışacak. Peki kardeşim “çok doğru bulmuyorum” ne demek? Yanlış mı buluyorsun? Hayır öyle demedim. Peki doğru mu buluyorsun? Hayır öyle de demedim. Peki az doğru mu buluyorsun? Az doğru ne demek? Ne dediği belli değil. Ne şiş yansın ne kebap.

Hani bazısına sorarsın, İngilizce biliyor musun? Cevap : Çok çok iyi bilmiyorum. Anla ki hiç bilmiyor.

RTE nin bu huyunu seviyorum. Adam ne diyecekse, açıkça, erkekçe, mertçe, cesurca söylüyor. Amerika’da ne dedi? “ABD, PYD ye yardım etmekle yanlış yapıyor” dedi. Darbe taraftarı Türk’ü dinleyen Kongre üyeleri için ne dedi? “Bu kadar siyasi iradelerini kaybetmişler” dedi. Açıkça, hiçbir şekilde tevile mahal bırakmayacak şekilde. Net, harbi. Yok efendim, diplomasi bilmiyormuş da falan filan. RTE “monşer” değil. Dünya da ona alıştı. Bakıyorum da, o konuşurken, herkes pür dikkat dinliyor. Yerlileri kastetmiyorum, yabancı diplomatları kastediyorum. “BM’nin yapısı yanlıştır, düzeltilmesi gerekir” diye açık açık söylediği zaman da hepsi paşa paşa alkışladı. Şimdiye kadar, BM Genel Kurulu’n da hiç bir devlet başkanı bunları söyleyebilmiş miydi. Şimdiye kadar böyle devlet başkanı görmemişlerdi, yavaş yavaş alışıyorlar. En azından RTE konuşurken ne dediğini şıp diye anlıyorum, halkın dilini konuşuyor, açık, basit konuşuyor, bizden biri gibi konuşuyor. Akıcı konuşuyor ama sıkıcı konuşmuyor. Acaba onu mu demek istedi, bunu mu demek istedi diye kafa yormuyoruz.