- Kategori
- Gündelik Yaşam
Çok mu zor
Dışarıdan gelen fındık işçilerini organize etmek, çok mu zor acaba...
Özellikle son yıllarda dışarıdan gelen çok sayıdaki fındık işçisi, her sene tüm sorunlarını da birlikte getiriyor. Barınma, yeme-içme, sağlık, güvenlik gibi konular yerel TV lerin ve gazetelerin malzemesi iken artık ulusal haber ajansları da konuyla ilgileniyor.
Malzeme iyi.. Çadırlarda kalanlar, küçük kirli yüzlü çocuklar, esmer güzeller, palabıyık ve bozuk türkçeli adamlar kameraları seviyor... Fotoğraf makinelerinin karşısına geçiliyor ve anlatılıyor. YETKİLİLER de, bütün önlemleri aldıklarını falan ifade ediyorlar ve bu oyun devam edip gidiyor. Sezonun bitimi ile de her zaman olduğu gibi unutuluyor tüm sorunlar.
Bizim genlerimizde organizasyonla ilgili acayip bir eksiklik var. Bu kesin.
Bilgi işlem merkezimiz (Beynimiz) , organizasyon kelimesine geldiği an sıfırlanıyor, makineye reset atmak gerekiyor.
Her yıl bu olay tekrarlandığına göre bakın size bir Avustralya hikayesi anlatayım da görün ne olduğunu. Ne yapmak gerektiğini...
Avustralya hükümeti, ülkesine çalışmak için gelenleri öncelikle kayıt altına alıyor. Gelen işçi vazgeçilmez ve aranan bir işkolunda ise sorun yok, hemen işe yerleştiriyor. Ancak gelen işçinin işini herhangi bir Avustralya vatandaşı da yapabiliyorsa vatandaşına öncelik tanıyor. Mesela bir Türk işveren olarak yine bir Türk vatandaşını siz Avustralya’ ya davet ediyorsunuz diyelim. Yetkililer, ama gerçekten yetkililer hemen gelip işyerinizde kontrol çalışması yapıp o işi illa ki bir Türk’ ün yapıp yapamayacağın tespit ediyorlar. Eğer o işi herhangi bir Avustralya vatandaşı da yapabiliyorsa yandınız. Olmuyor efendim.
Bu liste uzar gider. Kısacası tam bir organizasyon ve verimlilik ilkesi yürürlükte. Ayrıca kendi vatandaşına öncelik tanıyan bir sistem.
Gelelim bize. Fındık sektörünün önemlerinden birisi de, gizli bir istihdam kaynağı olmasıdır. Her sezon binlerce kişi hasat döneminde fındık bahçesi sahipleri tarafından finanse edilir. Çok önemli bir istihdam yaratılır.
Çalışma koşulları zordur bizim bahçelerin. İrili ufaklı bahçeler yüzünden tam bir düzenleme yapılamaz. İlkel koşullarda yaşanır toplama süresince. Aslında bazı düzenlemeler yapılabilse belki de memleketin çocukları çalışacaklardır.
Şimdi gelelim ne yapılması gerektiğine...
Öncelikle sezon başlamadan bir duyuru yaparsınız. Ve bağırırsınız ortalığa.
- EY BAHÇE SAHİPLERİ
BU SEZON KAÇ İŞÇİ İSTİYORSUNUZ... ŞİMDİDEN YAZDIRIN VE BİZ DE
PLANLAMAMIZI YAPALIM.
Bundan sonraki adım olarak, dışarıdan gelen işçi simsarlarının başvurusunu düzenlersiniz. Yani şu tarihler arasında şu kadar işçi talebimiz var dersiniz. Onlar da isimlerini yazdırırlar. Sonra oturup bir planlama ve sevk organizasyonu yaparsınız. Hangi bahçe sahibine hangi isimlerin hangi tarihte gideceğini bile bilirsiniz... İnanın çok zor değil. Ordu Ziraat Odası bunun küçük bir örneğini yapıyor. Zaten biz de çok akıllı olduğumuzdan ortaya atmıyoruz bu öneriyi. İnsanları dinliyoruz, çözüm önerilerini alıyoruz. Akla, mantığa uygun gelirse kabulleniyoruz. Eksik kalan yönleri, aksamalar olmayacak mı. Mutlaka olacak ama zamanla onları da düzeltirsiniz.
Böylece belki çalışmak isteyip zamanlama ve organizasyon sorunları ile bunu başaramayan Ordu’ lu işçilere de, dışarından gelenlere de bir faydanız olur. Özellikle dışarıdan gelenler için dere kenarlarındaki hiç te insani olmayan yerleşim alanlarına gerek kalmaz. Gelenler direkt çalışacakları bahçe sahibinin organize ettiği yere gider ve orada konuşlanır. Oradan da daha önceden organize edilmiş diğer bahçeye geçer ve böylece sağlanabilecek en insani koşullarda çalışma imkanı bulunmuş olur.
PEKİ BU ORGANİZASYONU KİM YAPACAK...
Bu organizasyon için Ziraat Odaları biçilmiş kaftandır. Görev ve yetkileri açısından ve kuruluş yönetmelikleri açısından bu işe tam olarak uygundurlar. Burada İl Genel Meclisi ya da Valiliğin bir organizasyon oluşturmak için öncü olması yeterlidir.
Öncü olarak görevlendirme yapacak olan Valilik, daha sonra denetleyici olarak rol oynayabilir. Ziraat Odaları da çok küçük organizasyon bedelleri ile bu işe eleman alır, bilgiişlem altyapısını düzenler, kendini geliştirir. İnanıyorum ki ileride belki de Türkiye’ nin en büyük işçi organizasyonlarından biri haline gelir.
İşte bizim önerimiz bu.
Ne için...
Dışarıdan gelenlere insani bir ortam sağlamak için...
Kamp kurulan yerdeki yerli halkın şikayetlerinin ortadan kalkması için...
Kaos yerine, isimlere kadar bilinen ve sayılabilen bir kalabalık işçi topluluğuna düzen getirmek için...
Organizasyon sayesinde yerli işçilere de fırsat tanıyabilmek için...
Kısacası; adil, insanca, emeğe saygılı bir çalışma hayatı için...
Sayın ETKİLİ YETKİLİLERE saygılarımızla...