- Kategori
- Güncel
Çorap söküğü
msn den
Yere gömülmüş bombayla başlayıp Komutanın odasının döşemesinin altından çıkan darbe planlarıyla sökülmeye devam eden çorap, basın mensuplarıyla sökülmeye devam ediyor.
Darbeyi organize ettiği ve planladığı iddia edilen yüksek rütbeli subaylar, anayasa ve diğer ilgili kanunlara karşı suç işledikleri iddiası ile haklarında dava açılmış ve tutuklanmışlar. Cumhuriyetin savcıları ellerindeki delillere göre yürüttükleri soruşturmalarla ulaştıkları bilgi ve belgeler, dava açılmasını ve ilgililer tutuklanmasına kadar gitti. Tutuklular ve diğer bilgisine başvurulanlar, teknik takipler sonucunda kamuoyuna mal olmuş ve asrın davası olarak nitelenen bir dava sürecine dönüştü.
Bu bir iktidar kavgası olduğu sokaktan bakınca açık seçik görülüyor.
Birileri seçim sandığı ile iktidara gelemeyeceğini anlayınca, başka yollardan, yani gayri kanuni yollardan iktidara gelmeyi amaçlamış. Bu amacı gerçekleştirmek için darbeye teşebbüs ettikleri iddiası ile haklarında dava açıldı ve görülmeye başlandı.
Buraya kadar her şey yolunda ve yasalara uygun teamüllere uygun olarak yürüyor görünüyor.
Fakat kamuoyunda ve özellikle basında yaygın bir kanaat geliştirilip, kamuoyu yönlendirilmeye çalışılıyor.
Bu darbe planları ve organizasyonunun içinde görünen yüksek rütbeli subaylar ve yüksek dereceli yöneticiler için ‘Ordumuzun güzide yüksek rütbeli subayları ve güzide bilim adamları tutuklanıp içeri atılıyor’ deniyor.
Evet Ordumuzun güzide yüksek rütbeli subayları ve güzide bilim adamlarımız tutuklandı hapse atıldı. Davaları sürüyor. Eldeki bilgi ve belgelere göre suç işledikleri iddiasıyla meri yasalara göre yargılanıyorlar. Yani Ordumuzun yüksek rütbeli subayları yargıdan muafmı? Aynı şekilde bu ülkede yaşarken hataya düşüp yasa dışı işlere bulaşan güzide bilim adamları yargıdan muafmı tutulmalı? Ya da ne yaparsa yapsın yargı tarafından hakkında dava açılmasın mı?
Herkes kanun önünde eşittir. Suç işleyen her sade vatandaş gibi paşa paşa gidip devletin mahkemesinde savunmasını yapacak, suçlu bulunursa cezasını çekecek arkadaş. Kendisine şu veya bu şekilde bir suç isnat edilmişse gidecek devletin mahkemesinde aklanıp göğsünü gere gere hayatına devam edecek başka yolu yok.
Onu paşa diye, bunu profesör diye ötekini zengin diye berikini nüfuzlu diye yargılanmasın.
Çorap sökülmeye başlayınca ucu basın mensuplarına yani sarı basın kartı taşıyanlara dokundu. Basın mensupları ayağa kalktı ‘efendim basın özgürlüğü çiğneniyor’ ‘basın mensupları tutuklanıp içeri alınıyor’ vs.
Basın mensupları yazarlar çizerler kanun karşısında suç işleyince, darbe planları ve diğer suçlara bulaştığı zaman bu basın mensubudur diye dokunulmayacak mı?
Bu ülke bir türlü demokratikleşemedi, hukuk devleti olamadı. Çünkü; yargı, ona dokunamadı, buna dokunamadı, şuna dokunamadı, ama üç dilim baklava çalan çocuğa üç yıl hapis cezası verdi.
Bu ne biçim hukuk devleti, bu ne biçim hukuk anlayışı, bu nasıl demokrasi anlayışı? Ortada devletin Cumhuriyet savcısının halk adına yaptığı bir çalışma sonunda bir darbe organizasyonu ve bu organizasyon çerçevesinde muhtelif çevrelerden muhtelif mesleklerden bir araya gelmiş insanların, seçimle gelen iktidarı darbe yoluyla ve üstelik tüm yasalara aykırı olarak devirmeye yeltendikleri gerçeği vardır.
Bu nedenle tutuklanmış bir sürü insan var. Bunlardan bazıları beraat edecek bazıları suçlu bulunup cezalandırılacak, ama buna yargı karar verecek.
Çorap söküldükçe sadece yazarlara, yüksek rütbeli ordu mensuplarına değil, son elli yılı darbe maceraları, darbe şakşakçıları ve darbelerden geçinenlere de uzanmazsa hiç şaşırmayalım.
Bize Atatürk’ün deyimiyle, ‘ülke yönetme hevesinde olanlar varsa çıkarıp üniformasını siyasete soyunsun’ düşüncesini anlayabilme yeteneği lazım acilen.