Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '08

 
Kategori
Anılar
 

Çorap yumurtası

Çorap yumurtası
 

Bugün, saat, gözlük ve elektrikli küçük ev eşyalarını tamir eden bir dostumuzun yanına uğradık. Ben, ne olursa olsun sahip olduğum bir nesneyi sonuna kadar tamir ettirdiğimi söyledim, ta ki artık tamir edilemez duruma gelinceye kadar.

Gerçekten de hiç kıyamam, atamam ne eski bir saati, ne de sevdiğim diğer nesneleri. Sanırım bu yaşla ilgili bir şey. Bizler kolay, rahat ve ferah bir dönemde yaşamadık çocukken. Bir kurşun kalemin bile kıymetini bildik, sonuna kadar kullandık. Öyle kısalırdı ki açtıkça, kısalan kalemi uzatmak için arkasına eklenen parçalar satılırdı. Bazı arkadaşlarımızın kalemtıraşı olmazdı, kalemi jiletle açarlardı. Köyden söz etmiyorum, fakir bir muhitten de söz etmiyorum bunları yazarken, şehrin en gözde okullarından birinde yaşadığım gerçekten söz ediyorum.

Bütün bunları yaşayan biri bu yaşa (54) gelince sahip olduğu eşyalardan kolay kolay vazgeçemiyor tabiî ki. Hepsi bu kadar da değil üstelik. Yazdığım örnek, çocuklar için geçerli olan kısmıydı. Annelerimizin naylon çorapları kaçarsa, kaçan teli tutmak ve onarmak için çarşıdaki sarışın, güzel gülüşlü bir ablaya götürürlerdi. O abla da zarif el hareketleriyle çorabın kaçmış telini bulmak için, minik bir makinanın üstüne gererdi çorabı. Seyretmeye doyamadığım bir işti kaçık naylon çorap telinin tutulması.

Ya erkeklerin çorapları eskir ve delinirse? Onlar çarşıya götürülmezdi, evde onarılırdı. Peki ama, nasıl? İşte bugün, yaşça benden küçük olan tamirci dostumuza da bu soruyu sordum; Çorap yumurtası nedir, bilir misiniz? Hayretle baktı yüzüme, şaka yaptığımı sandı.

Çorap yumurtası, tahtadan yapılmış, cilâlı, sevimli bir yumurtadır. Zaten şekli ve boyutları yumurtayla aynıdır. Çorabın delinmiş kısmı yumurtaya geçirilir ve kolayca dikilir, gerekirse yama yapılır. Daha doğrusu yapılırdı.

Yıllar önce, televizyonun, dolayısıyla reklamların yıldızlarının yeni yeni parladığı yıllarda ' Eskimiş çoraplarınızı atın, atamazsanız paspas yapın ' çığırtkanlıklarını çok dinledik ve toplum olarak ata ata bu hâllere geldik. Önce çoraplarımızı attık, sonra kısalan kurşun kalemlerimizi, daha sonra da güzelim alışkanlıklarımızı, geleneklerimizi, güzel ve insanca olan her şeyimizi...

Eski kafalı mıyım? Asla! Değerbilir biriyim ve eskiyi seviyorum. Tahta bir çorap yumurtasına sahip olmanın ne kadar onurluca ve insanca bir şey olduğunu bilerek büyüdüm. Çorap yumurtaları varken çok çok önemli bir şey yoktu; sınıf farkı. Ben öğretmen çocuğuydum; sınıf arkadaşlarım otel sahiplerinin, bankacıların, kuyumcuların, doktorların, işçilerin, terzilerin çocuklarıydı. Hepimizin kalem uzatıcısı vardı. Hepimizin annesinin çorap yumurtası vardı.

Eşyalarımla gönül bağı kuran biriyim. Komik ama, gerçek. Eski ve çok değerli bir dosttan ayrılmak gibi gelir eşyalarımdan ayrılmak. 10 yaşımdayken annemin parfüm şişesinin cam kapağına bayılmıştım. Babam Almanya'dan getirmişti parfümü. Küp şeklinde bir cam kapaktı. 44 yıldır saklıyorum, diğer pek çok anısı olan nesneyi sakladığım gibi. Keşke bir çorap yumurtam olsaydı da saklayabilseydim, ya da annem saklamış olsaydı...

Hamiş: Evim ' Çöp Ev ' değil.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..