Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '08

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Çözemediğimiz bir tutku

Çözemediğimiz bir tutku
 

Hep söyleriz. Onda ne bulduğumu ve beni ona çeken nedeni bilemiyorum diye. Farklı bir frekanstan fethedilmiştir kalelerimiz. Sevginin, estetiğin, mutluluğun, güvenin ve cesaretin ülkesinden gelmiştir sanki o. Çekim alanına girdiğinizde inanılmaz bir senfoninin eşliğinde, büyüleyici bir dans fırtınasının ortasında bulursunuz kendinizi. Hissedilen, fakat anlatılamayan duyguların zirvesinden aşağılara doğru beraberce kayarken yaşanır bu fırtına. Bedenlerin çaresizce sürüklendiği ve sonunun hiç gelmesini istemedikleri çılgınca bir serüvene dönüşür yaşananlar. Hiç bir planla sınırlanamayan, ne zaman başlayacağı belli olmayan ve nerede sona ereceği belli olmayan bir maceradır bu. Yaşadığımız dünyadan çok uzak gibi duran, fakat bizlere kendimiz kadar yakın olan başka bir dünya keşfettim ben. Acıların mutlulukla karıştığı, sevgilerin ve aşkların ayrılıklarla anlam kazandığı bir frekans. Gözlerin göremediği gerçeklerin gecenin karanlığında ortaya çıktığı, gün ışığının yok ettiği duyguları hissettim.

Daha iyi görebiliyordum bu farklı boyuttan diğer tarafı. Her gün biraz daha uzaklaştığımız ve çaresizce gidişini izlediğimiz farkındalığımızı. Yarınlara bıraktığımız ve estetik bir hale getiremediğimiz işlenmemiş sevgilerimizi. Duygusuz bir şekilde rahatlamak için yaptığımız hayvanca sevişmelerimizi ve engel olamadığımız temeli olmayan haketmediğimiz arzularımızı. Ağzımıza aldığımız içi bomboş ve kaba ruhumuza hiç yakışmayan romantik sözlerimizi. Sevmediğimiz ve tasvip etmediğimiz halde yapmacık olarak sunduğumuz canımlarımızı cicimlerimizi. Kendi yarattığımız sahte bir dünya sahnesinde oynadığımız ve yalanlarımızla kandırdığımız kaybettiklerimizi. Artık daha iyi görebiliyordum insanların yüzlerine yansıyan siyah ve beyaz ışığı.

Burada şu an gerçek bir yağmur yağıyor göz yaşlarıma karışan. Gerçek bir ıslaklık hissediyorum hayal ettiğim gerçek sevdiğimin olmayan bedeninde. Daha bir gerçek geliyor kollarımdaki bana yaslanışı ve dokunmadığı haldeki içime akışı. Yalansız bir bakış görüyorum gözlerindeki parlaklıkta, tanıdık bir sima sanki gerçeğin tam ortasında. Sevgiler, aşklar ve dostluklar daha bir anlam kazandı ruhumun alt çizgi frekansında. Sadelik ve gerçek bayram ediyor duru bir su gibi akan özgürlük ırmağında. Sizde keşfedin uzaklarda aradığınız huzuru, içinizdeki keşfedilmeyi bekleyen dünyanızda.

Metin Özkaya

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..