Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Çözüm ve barış süreci - (3-D)

Çözüm ve barış süreci - (3-D)
 

Bir Çözüm ve Barış Süreci böyle sona erdi...Ve bana göre Türkiye 20 yıl kaybetti


CUMHURBAŞKANI TUTGUT ÖZAL, 1993 ÇÖZÜM VE BARIŞ SÜRECİ'NDEN NE BEKLİYORDU; AMACI NEYDİ?

Turgut Özal, bu konudaki görüşlerini ufak ufak değinmelerle 1982 yılında açıklamaya  başlamıştı... Özal aslında bir ekonomi adamıydı; ekonomik gelişmeyle birlikte Türkiye'nin idari yapısında da değişim yapabilmeyi hayal ediyordu... Bunu da "Türkiye'yi bölge valiliklerine ayırarak" yapmayı düşünüyordu...

Daha önceki bloglarımdan birinde de aktardığım gibi, bu düşüncesini ilk kez 1982 İzmir İktisat Kongresi'nde dile getirmişti (Bu kongrenin birincisi M.Kemal Atatürk tarafından yapılmıştı)... Ancak bu düşüncesine askerler şiddetkle karşı çıkmışlardır... Ancak ne hikmetse, Devlet Başkanı Kenan Evren, daha sonra(1983 yılında) Özal'ın bu düşüncesini, "Türkiye'nin idari yapısında eyaletler sistemi yolunu açacak Bölge Valilikleri Projesi ile kamuoyuna sunmuştur." Ancak bu proje, Turgut Özal Hükümeti tarafından reddedilmiştir.

Not - 1 : Bendeniz, gerek Turgut Özal'ın ve gerekse Kenan Evren'in, bu açıklamalarını, ABD'nin özendirmesini saklı tutarak, M. Kemal Atatürk'ün onayı ile yürürlüğe giren 1921 Anayasası'nın, 11.Md.'sinden esinlenerek yaptıklarını düşünüyorum. Çünkü bu 11.Md. eyalet sistemi ve bölge valiliklerini anımsatacak  "Vilayet Şuraları" şeklinde bir idari yapılanmayı öngörüyordu.

"Halk" yerine "halklar"...

Turgut Özal, bu ülkede tek bir "halk" yerine halklar" olduğunu çok iyi kavramıştı. Şöyle diyordu : "Türkiye Cumhuriyeti, çeşitli etnik grupları baskı altında tutarak Türk kimliği aşılamak istemiştir. Ama tarihte görülmüştür ki, bu yöntemler bir gün parçalanma ile sonuçlanmaktadır"(1)

Not - 2 : Benzer bir görüşü, ilk bloğumda açık açık anlatmış ve bu aşılamanın 1924 Anayasası ile yasal hale getirildiğini belirtmiştim. Bazı ulusalcı fanatiklerin, Türklerin dışındaki diğer etnik grupları -özellikle Kürtleri- nasıl aşağıladığını ve ötekileştirdiğini -çeşitli kaynaklardan- okumuş ve duymuşuzdur...Ama günümüzde de "Kürtlerle kendimi eşit göremem"  diyenlere de hepimiz tanık olmuşuzdur.

Turgut Özal Başkanlık istiyordu...

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bütün Türkiye için, 1921 Anayasası'nın öngördüğü şekilde Ademi-merkezi bir idari yapılanma istiyor; yerel yönetimlere daha  fazla yetkiler veren "eyalet sistemi"ni öngörüyor ve bütün bunlar için de Başkanlık Sistemi'nin gerekli olduğunu savunuyordu...

Günümüzden 20 yıl önce, Turgut Özal'ın ortaya atılan bu düşünceler, bugün bile çok kişinin kabul edemeyeceği öngörülerdi.

Not - 3: Yukarıda belirttiğin Kamu Kurumu'nda çalıştığım dönemde(1996-2002), kurumumuzun kütüphanesine alınacak bir kitabın içinde birkaç yerde "KÜRT" sözcüğü geçtiği için kitabın kütüphaneye satın alınmadığını söylersem sanırım bir şeyler anlatmış olurum.

Özal'dan sonra "düdüklü tencere" patladı mı?

Turgut Özal, şöyle düşünüyordu : "Bazı küçük meselelerde, insanların demokrasiden doğan haklarına daha fazla sahip çıktıklarını görüyoruz. Dünyada merkeziyetçilik tamamen kalkıyor artık. Türkiye de böyle olmak zorunda. Yumuşak bir geçişle, insanlar kendi bölgelerinde, kendi küçük kararlarını kendileri verebilirlerse, toplumdaki basıncı atacak bir sübap olur. Aksi halde düdüklü tencere patlar"(2)

Ne dersiniz? O günlerden günümüze uzanan bu konudaki gelişmeler bakarak "Düdüklü tencere patlamıştır" diyebilir miyiz?

Turgut Özal, bu düşünceleri açıklarken, Amerika ve Almanya'daki "federal devlet sistemi"ne vurgu yapıyordu.

Valiler, Savcılar, Emniyet Müdürleri, hatta Sağlık Müdürleri bile seçimle işbaşına gelecek, yöre halkı kendi okulunu kendi açabilecek, hastanesini kurabilecekti. Kürtler, yaşadıkları yörelerde isterlerse Kürt Enstitüsü  açabilecekler ve Kürtçe eğitim yapabileceklerdi..

Not - 4 : Bunların tamamı hatta daha fazlası, M.Kemal Atatürk'ün onayından geçerek yürürlüğe giren 1921 Anayasası'nda  zaten vardı... Turgut Özal'ın, ABD'nin "federal devlet sistemi"nden esinlendiğini söylüyoruz(ben de söylüyorum), ama Turgut Özal, kendi malımız olan 1921 Anayasası'nı okumuş ve ondan da esinlenmiş olamaz mı?

Turgut Özal'ın bu düşündüklerini gerçekleşmesi için de, "Başkanlık Sistemi", insan hak ve özgürlüklerini , demokrasi içinde en üst derecede güvence altına alacak ve devleti bir sürü lüzumsuz işlerden kurtaracak  "Küçük bir anayasa"yı öngörüyordu...

Not - 5 : 1921 Anayasası da, 23 maddeden oluşan küçük bir anayasa idi. Ancak aynı anda 1876 Meşrutiyet Anayasası da halen yürürlükte idi..Osmanlı Meşrutiyet Anayasası, ancak 1924 Anayasası ile yürürlükten kaldırılmıştı.

Genel af...

Özal, bu açılımların gerçekleşmesi için de geniş kapsamlı bir af yasasının da çıkarılmasını zorunlu görüyordu.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, düşündüklerini gerçekleştiremedi...

17 Nisan 1993 günü Cumhurbaşkanı Turgut Özal, öldü ya da öldürüldü...

Öncesinde ve sonrasında da, sivil ve askeri kanattan çözüm yanlısı bazı kişiler de, benzer şekilde tartışmalı ölümlerle tasfiye edildi...

Org. Eşref Bitlis(kendisi.(kamu eğitim kurumlarından birinde hocalığımı yapmıştır)

Tuğg. Bahtiyar Aydın

Adnan Kahveci, bunlardan bazılarıdır...

SONUÇ :

Kürt Meselesi, Özal'ın ölümüyle iyice sarpa sardı. Bu ölümle birlikte çözüm karşıtı olanlar egemenliği ele alarak, tüm askeri kaynakları askeri harcamalara aktarmışlardır. Böylece hem ekonomi bozulmuş hem de Türk ve Kürt halkları arasında düşmanlık tohumları ekilmiştir...

Neden böyle oldu?

Bu sorunun çözülemeyişinin temel nedeni, mevcut anayasal yapıdır. Ülkeyi asker mi, sivil mi yönetiyor belli değildir. Askerler, halk tarafından seçilmiş sivil yöneticilerin altında olmadıkları gibi, sivil yöneticiler üzerinde bir konumda bulunuyorlardı. Milli Güvenlik Kurulu toplandığı zaman ilk akla gelen askerler oluyordu.

1993 Turgut Özal'n başlattığı Barış ve Çözüm Süreci'ni burada noktalıyorum...

Bir sonraki bloğumda, günümüz Hükümeti'nin başlattığı "Çözüm ve Barış Süreci" ne geçmeden önce, 1993 açılımından sonra gündeme gelen ara çözüm girişimlerinden kısaca bahsetmeye çalışacağım..

cdenizkent

 -------------------------- :

(1) Yavuz Gökmen, Turgut Özal Yaşasaydı, Ankara, s.210

(2) A.g.y. s.284

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara