Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '15

 
Kategori
İnançlar
 

Cuma Hutbesi'ni okurken/dinlerken...

Cuma Hutbesi’ni dinlerken, sonra evimde tekrar tekrar okurken iyilik, sevgi, merhamet, dostluk, kardeşlik duyguları sarıyor beni. İnsan olmanın; Müslüman olmanın güzellikleridir bu duygular...Türk Diyanet’i görevini en iyi şekilde yapmaktadır. Türk Milleti’ne ve insanlığa doğru olanı, insanlar ve insanlık için iyi olanı, hayırlı olanı yılmadan, usanmadan dile getiriyor. En son dinlediğim/okuduğum Cuma Hutbesi’nden (24 Nisan 2015)bir bölümü aşağıya alıyorum:

“ … (…)

Kıymetli Kardeşlerim!

Üzülerek ifade edelim ki, üç ayların başlangıcı şu günlerde dünyanın pek çok yeri, sıkıntı ve buhranlarla çalkalanmaktadır. Özellikle İslam dünyasında yaşanan şiddet ve çatışmalar, müminlerin manevi mevsime yine acı ve hüzünle girmesine neden olmaktadır.  Diğer taraftan son zamanlarda sıkça yaşanan göçmen facialarına birkaç gün önce Akdeniz’de bir yenisi daha eklendi. Bu elim olayda, ülkelerindeki yokluk, yoksulluk, açlık ve sefaletten, insan onur ve haysiyetiyle bağdaşmayan uygulamalardan kaçan yüzlerce kişi umutlarıyla beraber suların derinliklerine gömüldü. İnsanca bir yaşam, aydınlık bir gelecek uğruna nice canlar karanlıklarda yok oldu. İnsanlık, kaybolan canlara hiç de bu kadar bigâne kalmamıştı. Bu olay, bizlere birlikte yaşama ahlakımızı, insana bakışımızı, sorumluluğumuzu bir kez daha sorgulamamız gerektiğini hatırlattı. 

Kaldı ki, Yüce Rabbimiz, yeryüzünü hepimize yetecek genişlikte yarattı. Birlikte yaşamamız için siyahıyla beyazıyla, zenginiyle fakiriyle bizi birbirimize emanet etti. Ancak kimileri, bu alemin sadece kendilerine ait olduğunu zannetti ve diğerine yaşam hakkı tanımadı. Sadece kendi hayatının kutsal, dokunulmaz olduğunu, birilerinin hayatının ise hiçbir değer ifade etmediğini düşündü.

Rabbimiz, yer küreyi, bütün insanlığa kâfi gelecek miktarda rızıkla donattı. Ancak, kimileri ihtirasın, kazandıkça kazanmanın girdabına, şımarıklığına kapıldı. Rabbimizin, fıtratımızda var ettiği kanaat, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma gibi hasletlerden uzaklaştı ve kendi dışındakileri yok sayarak onların rızkını gasp etti.

Kardeşlerim!

Dünyanın birçok yerinde var olan açlık, sefalet, şiddet, çatışma ve kaosun ortadan kaldırılması, dünya mazlumlarının ümitlerinin korunması, İslâm’ın rahmet, adalet ve hayat yüklü mesajlarının yeryüzünde hakim kılınmasına bağlıdır. Bu düşünceden hareketle öncelikle mümin gönüllerin merhamet eğitiminden geçmesi, sevgi, şefkat, hilm ve kardeşlikle buluşması, kalb-i selîm sahibi olması gerekmektedir.

Unutmayalım ki bizler, bilgiye, imana, Kur’an’a, üsve-i hasene bir peygambere, köklü bir medeniyete, zengin bir birikime sahibiz. Geçmişte, İslam coğrafyasında birlik ve beraberliği, muhabbet ve meveddeti, kardeşlik ve dayanışmayı, dünyanın pek çok yerinde sulh ve sükûnu, merhamet ve adaleti sağlamış bir medeniyetin mensuplarıyız. Bugün de, İslâm’ın mesajlarını öncelikle gönüllerimize, hayat süreçlerimize ve nihayet asrın idrakine söyletmek, hakkı, hakikati, adaleti, ahlakı, fazilet ve erdemi yeniden tesis etmek hepimizin görevidir.

Kardeşlerim!

Gelin, kutlu zaman dilimleri olan üç ayları fırsat bilelim. Kalb-i selim dışında hiçbir şeyin fayda vermediği o gün gelmeden önce nefislerimizi hesaba çekelim. Herkesin büyük kalabalıklar içerisinde yalnızlığı yaşadığı bu dünyada adımlarımızı, sevgiye, dostluğa ve kardeşliğe doğru atalım. Başta ailelerimiz olmak üzere, mahallelerimizde, beldelerimizde ve ülkemizin her köşesinde muhabbetle birliğimizi ve dirliğimizi pekiştirelim.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin mübarek üç aylarını tebrik ediyorum. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin, ülkemizden başlayarak dalga dalga tüm insanlığı kuşatmasını, onların hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını, bu mübarek gün, gece ve aylarda yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. (CUMA HUTBESİ’NDEN BİR BÖLÜM-MANEVİ COŞKUNUN ZİRVESİ: ÜÇ AYLAR. 24 NİSAN 2015 CUMA)

Diyanet’imizden; Diyanet İşleri Başkanlığı’mızdan bir dileğim var: Camilerimizde Cuma Hutbesi’ni okuyan Hoca’mız cemaate; “Benim okuduğum ve sizlerin de dinlediğiniz Hutbe’yi evinizde aile fertlerinize anlatınız. Evde internetten okuyunuz, birlikte dinleyiniz. Çıktısını da alıp dosyalayınız ya da bilgisayarlarınızda düzenli olarak kaydedip dosyalayınız. Belli aralıklarla da tekrar tekrar okuyunuz.” demesini diliyorum.

Kız evlatlarımız, kadınlarımız da Cuma Hutbe’sini her Cuma okumalı, bilgi sahibi olmalı.

Hatta her ildeki en az bir camiimizde Cuma Hutbelerinin çoğaltılarak dağıtılması, yere düşürülmeden katlanıp ceplere konulmak suretiyle evlere götürülmesinin sağlanması çok iyi olur düşüncesindeyim.

Her birimizin merhamet eğitimine, iyiliğe, sevgiye, dostluğa ve kardeşliğe; hele de birbirimizi anlamaya o kadar çok ve acil ihtiyacımız var ki; Cuma Hutbeleri bu manevi gücü bizlere veriyor. Dileğim her Müslüman kardeşimiz/yurttaşımız Cuma Hutbelerinden haberdar olsun.

Her gün daha bir coşkuyla sevgiye koşalım;

Her gün daha çok merhametli olalım,

Her gün daha çok iyilik edelim/edebilelim,

Her gün daha çok anlayalım birbirimizi,

Her gün daha çok çoğalalım: Selamla, sevgiyle, dostlukla…

Türk Milleti’ne ve insanlığa huzur diliyorum…

 
Toplam blog
: 94
: 202
Kayıt tarihi
: 16.08.12
 
 

Babam; okumaya, hele de gazete okumaya çok meraklıydı. Aldığı gazeteleri okur, sonra da masama bı..