Cumhuriyet Bayramı

Cumhuriyet bayramı

Dünyada hemen hemen tüm ülkede kendine has bir milli bayramı kutlanır, Batıda republik yada King, olarak ’ta adlandırılır, isimler ve kutlama  farklı lakin hedef aynı daha çok sloganik bir mahiyet taşımaktadır,

Geçmişe derin özlemler dizilir, belirli şahsiyetlerin ismi anılır ve bolca kahramanlıklarından bahsedilir. Kutlamalar:  şiir eşliğinde bazen de askeri birliklerin geçit şekilleriyle de yapılır,

Batıda bu tür kutlamalar daha çok sembol halini alırken doğu toplumlarında fazla ileri gidilir ve son derece büyük masraflar yapılarak kutlandığına şahit olunmaktadır. Düşmanlarına korku ve dostlarına güven vermek için geliştirdikleri en son silahlarla bir gövde gösterisi geçit halinde yapılır ve devletin bu geçitleri yani kutlamaları resmi yayın organı canlı yayın ile dünyaya aktarır televizyondaki yorumcuların da birkaç gün yorumlarını oluşturur yani besler.

Bugüne has kıyafetler hazırlanır, anlayacağımız son derece büyük bir itina ile hazırlıklar günler öncesinde başlar tüm devlet yöneticileri ve muhalefet partileri katılımıyla gerçekleşir, sırasıyla yabancı devlet misyonları da devletin en başındaki şahsa şayet o devlet monarşi ile idare ediliyorsa Kral yada Kraliçeye,  demokrasi ise devlet başkanı tarafından kabul edilir ve iyi niyet mektubu verilir.

Bu merasimler birinci ve ikinci dünya savaşı sonrasında kutlanmaya başlandı hala ülkemiz gibi bir çok ülkede kutlanılır.

Şunu belirtmem gerekir ki Dünya; birinci ve ikinci dünya savaşı psikolojik buhranıyla yönetilemez, özellikle batıda   Amerika ve Avrupa’da   birlik içerisinde tek para kullan ülkelerin neredeyse hepsi Almanya’ya karşı savaş yaptı. Ogün için bu tür kutlamaların  anlaşılır bir şey ama günümüz için adamlar için herhangi bir şey ifade etmez ve adamlar geçmişlerine derin özlem duymak yerine geleceklerini şekillendiriyorlar,

İslam kabileciliğe ve ulus devlet yapısına bununla beraber feodalizmi,  uniter yapıya, krallığa da geçit vermez,  en azından bizim seleflerimizden anladığımız kadarıyla pek sıcak bakmaz, daha çok yerinden yönetilmeyi teşvik eder zira bunun en iyi örneklerini Hz. Peygamberimizin bugüne kadar gelen diplomatik mektuplarından ve onun izinden giden halifeyi Raşidin’den öğreniyoruz. Yani İslam toplumunda ümmet bilinci ile beraber devlet teşekkül etmiş ve büyük medeniyet kurmuştur.

İslam kesin olarak herhangi bir milleti yüceltmez ve herhangi biride yermez erdem diyebileceğimiz özellikleri bir üstünlük vasfı olarak tanımlar ve ölçütü olmuştur.

Mehmet Akif Ersoy: Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz! Akif’in   dizelerdeki Millet  ümmet vurgusudur.

Doğru her tarafta doğrudur bir insan doğru olmasa da izlediği yol doğru ise o yol onu selamete götürür şayet yanlış ise kişinin doğru olması bir şey ifade etmez yol ve menhec bozuk olduktan sonra selamete varması zordur.