Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

29 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

Cumhuriyetimizin sembolü Çankaya

Cumhuriyetimizin sembolü Çankaya
 

Bir milletin yeniden dirilişi ve ayağa kalkmasını sağlayan Mustafa Kemal, bin bir cefa ile kazanılan “Kurtuluş Mücadelesi” sonrası Cumhuriyetin ilanına karar verir.

-“Yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz” der ve 29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti resmen ilan eder.

Bugün demokrasinin en ileri aşaması olan, halkın kendi kendisini idare etmesi olan Cumhuriyetimizin 91 yılını kutluyoruz. Öncelikle bu Cumhuriyeti bizlere armağan eden, bu Cumhuriyetin “korunması ve kollanmasını “ Türk gençliğine emanet eden” başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bu milletin bir simgesi haline gelen, özellikle de büyük kurtarıcı Atatürk’le özdeşleşen “Çankaya Köşkü” ile ilgili bugünlerde AKP iktidarı tarafından yürütülen “sinsi kampanya” tüm milletimizi derinden yaralamaktadır.

AKP iktidarı ve şimdilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çankaya üzerindeki oyunlarının siyasi boyutlarına geçmeden önce, Çankaya’nın ve Çankaya ile birlikte anılan “1071 Rakımlı Tepe’nin” tarihi gelişimine bir bakalım:

ÇANKAYA SIRTLARINDA GEZİNTİ

16 Mayıs 1921 tarihinde Mustafa Kemal Çankaya sırtlarında gazeteci Ruşen Eşref’in önerisiyle at sırtında bir gezintiye çıkar. Gezinti esnasında iki katlı bir bağ evi ilgisini çeker ve çok beğenir.

Yörede “Kasapyan Bağevi” olarak tanınan bu mekân zaman içersinde Türkiye Cumhuriyetinin simgesi olacak ve “Çankaya Köşkü”ne dönüşecek olan mekândır.

Ankara’ya hakim Çankaya sırtlarında genellikle “bağ evleri” bulunmakta, yeşillikler ve doğal güzellikler bu bölgeyi olağan kılmaktadır.

KASAPYAN BAĞ EVİ

Atatürk’ün hayran kaldığı bağ evi Ankara’lı bir Ermeni Tüccar ‘a aitti. Bir bucuk dönümlük bir arazi içersinde üç ev bulunuyordu.

Bağ evi iki katlı, moloz taşlı, döşemeleri ve çatısı ahşap, çatısı ise kiremitle örtülü bir binadır.

Mustafa Kemal’in bu “bağ evini” beğenmesi üzerine Ankara Müftüsü Rifat Börekçi, halktan topladığı bağış paralarıyla bu evi satın almaya karar verir.

Ermeni Tüccar Kasapyan savaş yıllarında bağ evini Bulgurzade Tevfik Efendiye satar. Tevfik Efendi Mustafa Kemal’in bu evi beğendiğini öğrenir ve Rifat Börekçi’ye 4500Tl.ye satar.

Ankara Müftüsü halktan topladığı bağışlarla aldığı bağ evinide Mustafa Kemal’e hediye eder.

Büyük Atatürk, kendisine hediye edilen bağ evini bir şartla kabul eder: Bağ evinin Türk silahlı kuvvetlerine bağışlanması.

Atatürk’ün bu isteği kabul edilir ve bağ evi Türk silahlı kuvvetleri adına tescili yapılır.

Bağ evi artık Mehmetcikin malıydı ve envanterlere “Ordu evi” olarak kaydı yapılmıştı. Bu ordu evinin kiracısı ise Mustafa Kemal’di.

ÇANKAYA BAĞ EVİNE TAŞINIŞ

Çankaya sırtlarındaki bağ evinde yapılan “ufak tefek” tadilattan sonra haziran ayında Mustafa Kemal ve maiyeti bu eve taşınırlar.

Zamanla ihtiyaca cevap vermede yetersiz kalan bu bağ evi ve arazide birçok tadilat ve ilaveler yapılmış, cıvardaki bazı arazilerde alınarak burası bugünün “Çankaya Köşküne” dönüştürülmüştür.

Yaklaşık 93 yıldır Türkiye Cumhuriyetine hizmet veren Çankaya Köşkünde, özellikle Mustafa Kemal döneminde önemli kararların alındığı, acısla, tatlısıyla bu milletin gönlünde taht kurduğu ve simgeleştiği bir mekân olmuştur.

Çankaya Köşkü Türk milletinin Anadoluya ayak bastığı 1071 yılıylada simgeleşerek “1071 Rakımlı Tepe” olarak da günümüze kadar gelmiş bir “tarihi mekân” olarak beyinlerimize kazınmıştır.

Bugün 438 dönümlük bir arazi içersinde Türkiye Cumhuriyetinin tüm tarihini simgeleyen bu köşk artık AKP iktidarının ve şimdilerin Cumhurbaşkanının girişimleriyle üstlendiği bu kutsal görev ve misyonundan koparılmak istenmekte, bu güne kadar Atatürk’le ve O’nun devrimleriyle, Cumhuriyetle kavgası olanların son bir gayretleriyle “bu kutsal çatı” sevgisi ve simgesiyle bu milletin kalbinden söküp atılmak istenmektedir.

Cumhuriyetimizin ve Ulu Önder Atatürk’ümüzün simgesi olan, bu milletin gönlünde taht kuran 1071 Rakımlı Tepe’deki Çankaya Köşküne” vurulmak istenen prangayı bu millet asla unutmayacaktır.

Gençlik yıllarımızda ülke sıkıntıya düştüğünde, milletimizin parçalanmak istendiği dönemlerde, her Atatürk sevdalısı, her Türk milliyetcisinin “Çankaya Köşküyle” simgeleşen bir marşımızla sözlerimi tamamlamak istiyorum:

ÇANKAYA Yokuşunda Balam

Çankaya yokuşunda balam,

Asyanın Bozkurtları

Dudaklarda aynı türkü

Tanrı korusun Türkü.

Çankaya yolundayız balam,

Yaşadıkca Türkçüyüz,

Milletimizin emrinde,

Milli hareketciyiz.

Sancakların altında balam,

Oğuz Atam yolunda,

Al bayrakla yükseliyor,

Türkün şanlı ülküsü.

 Sonsuzluk ( Osman Özeker) 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..