- Kategori
- Siyaset
Cürmünü Bilmeden Ayar Çekmeye Yeltenmek
- Olduğundan fazla paye sahibi olduğu hissine kapılmak böyle bir şey olsa gerek. Hemen yanı başınızda bir ülke ki güya iç savaş içerisinde, bu ülkeye ilişkin yapabildiğiniz tek şey, ülkenin içerisine başka başka yerlerden devşirilmiş, ne idüğü belirsiz birilerinin eline silah verip göndermekse vay halimize…
- Esip gürleyip, batıya ayar çekerek gelinen son nokta sadece gülünç bir sona doğru evirildiğimizdir. Oysa biliyoruz ki vaziyet emperyalist bir hesabın olduğu yönünde… Ufak tefek bir şeyler kapmaksa mesele, sanırım bize düşen zamanın da olduğu gibi üçün birine razı olmaktır.
- Yanı başımızda yaşanan her şeylerin harbiden komedi kıvamında olduğu malumdur. “Komedi” diyorum ama yanlış anlamayın, sadece trajedi ve dram…
- Sapla samanın karıştığı, neyin doğru, neyin yanlış olduğunun pek de anlaşılamadığı bir yerlerde, insan sormadan edemiyor, “Neden Esad’dı, neden Esed oluverdi?” Veya “Şimdi biz kalkıp, yürek söküp, ağzına atanlara mı destek olacağız?” sorusunu zihnimizin bir köşesinde baki tutmak durumunda kalıyoruz.
- Aslında kimsenin bizim ülke ve yönetimini iplediği falan yok. Bakın haber kanallarına, bakın haber sitelerine anlarsınız.
- Bir haber kanalı duruma bilmeden işaret etmiş. Putin efendi bizim başbakanla ayaküstü görüşecek miş! Çok şaşırdımJ)))))
- Güya bizim başbakan Suriye’ye müdahale için ikna turuna çıkmış. Kim sallıyor? Sallayan tek bir tane ülke gösterseniz’e!
- Geçen gün Beyaz Saray’ın bahçesinde Obama konuşuyordu. Konuşma öncesinde dünya tık nefes izleme vaziyetine geçmiş. Sanırım “Budur” demek doğru olur. Zira ABD’ye ne kadar kızarsak kızalım, deniz aşırı mesafede, her yerlere ayar çekiyor. Beğensek de böyle, beğenmesek de… E iyi de senin neyin var? Neye dayanarak esip gürlüyorsun? Envanterinde ne kadar silah var da, emperyal taşeronluk da sırayı kimseye kaptırma niyetinde değilsin?
- Mevzuuya dönersek…
- Vaziyet emperyal paylaşımdan ibarettir. Dert Esad değildir. Zira Esad bir zalimse, muhaliflerinin Esad’dan birkaç kat daha zalim olduğuna bahse bile girmeye gerek yoktur. Bu muhalifler ki kendileri Batı denen canavarın güya en baş düşmanlarıdır, lakin Batı denen canavardan da bizim başbakan dahil ille de “Müdahale de müdahale” diye feryadı figan eylemekteler.
- Başka?
- Dert kullanılan kimyasal silah mı?
- Hadi canım… Emperyal vaziyetin ne olduğuna gönül açmamış olanların derdinin, kimyasal silahlı katliama tepki koyacağına mı kâni olacağız? O kimyasal silahları üreten, satan, dağıtımını yapan kimler ki şimdi kalkmış utanmadan, insan haklarından, demokrasiden dem vuruyorlar? Bu güne kadar top yekün bir araya gelmişlerin, insan hakları ve demokrasi adına hangi ülkeye ne götürdüğü malum değil mi? Bu ülkeler değil miydi daha yakın zamanda Irak’ı yerle yeksan edip, akıllara ziyan bir sonucu insanlığın utanç hanesine yazanlar? Yoksa Kore’de “Napalm” denen kimyasal silahı başka ismini, cismini duymadığımız ülkeler mi kullanmıştı? Sahi, misket bombalarını kim üretmişti? Dağıtımını kimler yapmaktaydı? Nükleer başlıklı füzeler kimin eseriydi?
- İnsanın kahkahalarla gülesi geliyor şu vaziyete. Esad diktatör müş! Diyene bak!
- Gerçek şu ki Esad, İnsan haklarından dem vuran, demokrasi diye kırk takla atanlardan daha fazla zalim değil, aksine kantara koysak, Esad’ın epey bir hafif kalacağı kesindir.
- O halde!
- Dert yıkmak ve sonrasında paylaşmak…
- Bu kadar basit!
- Savaş demek, yıkım demek ve sonrasında yapım demektir. Silah sanayiinden tutunda, sağlık sektörüne, inşaat sektörüne kadar yeniden kapitalistleri palazlandırmak demektir. Ama ya ölenler, ya sakat kalanlar!!!!! Kapitalistlerin umurunda mı olacağını sanıyorsunuz?
- Yani demem o ki, emperyalizm, yıkmaya bahane için her zaman ortaya bir diktatör çıkartır ve o diktatöre karşı İnsan Hakları ve demokrasi edebiyatı yapar. Bir süre önce Saddam diktatördü, yakın zaman da Mübarek diktatör oldu, Kaddafi diktatör oldu, Esad diktatör oldu. Kime göre? Tabi ki Emperyalist, kapitalist dünyanın temsilcilerine göre… Yaktılar, yıktılar ve yeniden yapmak için masada nasıl paylaşacaklarının hesabını yapıyorlar.
- Bizim başbakan da kan üzerinden nemalanmanın hesabını yapıyor. Yalanı ise “Esed’in zalimliğine son vermek” edebiyatı.
- Yersen tabiJ)))))
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..