Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '20

 
Kategori
Öykü
 

ÇYK/A-28 Ruhsat Evrakları 6/9

--Bu kahvehane olarak açacağımız yer Uzunyol’da. Daha önce de kahvehaneydi. Dokuz yıl kadar kapalı kaldı şimdi tekrar açılacak.

--Dokuz yıl neden kapalı kalmış burası?

--Belki duymuşsundur dedi Efe İsmail, Çatal Yürek Kahvehanesi diye çalışıyordu orası. Sonra sahibini pusuya düşürüp vurdular. Bu yüzden kapalıydı, biz de kahvehanenin her tarafını sıvadık boyadık. Elektriğini suyunu değiştirdik. Bütün eşyalarını yeniledik sonra mahkemeden tapuyu yeni aldık artık kahvehaneyi açacağız.

--Kimin kahvehanesiydi dediniz?

--Kısıklılı Çatal Yürekli Nusret’in kahvesiydi.

--Şimdi bildim. O zamanları söylemişlerdi vurulduğunu. Allah Rahmet eylesin. Demek aynı kahvehaneyi şimdi de bu İlhan Aslantürk adındaki delikanlı açacak, hayırlı olsun.

Fotoğrafları ve nüfus cüzdanını aldı ve yan taraftaki odaya girdi bir dakika sonra çıktı geldi. Musa ile Başkan biraz sohbet ederek şakalaştılar. Günlük havadan sudan şeylerle biraz vakit geçirdikten sonra odadan çıkan kravatlı ve takım elbiseli gençten birisi kocaman, tapu kütüğü gibi bir defteri başkanın masasının üzerine koyarak “Başkanım kayıt tamam”dedi. Başkan bir çekmeceyi çekti ve çekmecenin içinden aldığı bir mühürü masanın üstündeki ıstampaya bastı ve önce kütüğe, fotoğrafın üzerine gelecek şekilde bastı. Sonra tekrar ıstampaya basıp Fotoğraf yapıştırılmış olan belgeye fotoğrafa da gelecek şekilde bastı. Masanın üstündeki kalemlikten bir dolmakalem çekip hem kütüğü hem de belgeyi imzaladı. Sonra da kütüğü getiren görevliye,

--1976 yılının aidatını almamıza gerek yok dedi. Yeni bir koçan getir de 1977 yılının ilk tahsilâtlarına başlayalım dedi.

Görevli içeriye gitti, hemen geldi, elindeki yeni koçanı başkana verdi. Görevlinin getirdiği koçanın ilk sahifesini aralayıp araya siyah karbon kâğıdını koydu ve İlhan’a dönüp,

--İlk üyelik aidatını sizden keselim dedi. Hayırlı olur inşallah dedi.

Tükenmez kalemle gerekli yerleri doldurdu ve Nüfus Cüzdanı, Üyelik belgesi ve Üyelik aidatına ait makbuzu İlhan’a uzattı. İlhan uzanarak eline aldı ve Oda Üyelik Belgesini katlayıp Nüfus Cüzdanının içine koydu. Makbuzda yazılan tutara baktı aylık iki liradan yıllık yirmi dört liralık bir makbuzdu. Elini cebine attı fakat Efe İsmail hemen atılıp “buradan al”diye bir onluk ve bir yirmilik uzattı. Başkan paraları elemana verdi eleman içeriye gidip altı lira getirdi. Sonra da kayıt kütüğünü ve makbuz koçanını alıp tekrar içeriye götürdü. Musa ile Efe İsmail birbirine bakıştılar ve anlaştılar, Musa;

--Bizim işimiz tamamsa biz artık kalkalım. Malum işimiz çok, günler de kısa işimizi yarına bırakmayalım. Üçü beraber kalktı Başkan da ayağa kalktı kapıya kadar uğurladı ve tokalaşırken,

--Musa Bey ara sıra uğrayın da kendinizi özletmeyin.

--Fırsat bulamıyoruz ki.

Kapıya doğru giderken, “Eyvallah” anlamında elini salladı. Merdivenlerden aşağıya indiler ve sokağa çıkınca Kışın soğuk yüzüyle karşılaştılar. Üçü de boyunlarını biraz daha içe çekerek atkı ve yakalarını yukarıya kaldırdılar. Musa,

--Şimdi benim kahveye dönmem lazım, malum fazla boş bırakmamak gerekiyor ekmek teknesini. Yarın da boş bir zamanınız olursa böyle gelin de çay kazanı işine de bakalım. Buraları biraz karışıktır siz buralarda fazla gezmediyseniz yol bulmak biraz zor olur.

--Gerçekten de buraları hep birbirine benziyor, tekrar git deseniz bulamam dedi İlhan.

--Ben de ilk geliyorum buralara, bizim böyle yerlerde pek işimiz olmazdı.

Soğuk hava sabahki kadar sert değildi ama yine de insanı üşütüyordu. Elleri ceplerinde gidebildikleri kadar hızlı yürüyorlardı. Musa, Efe İsmail ile İlhan’ı geldikleri yolardan ve geçitlerden yine geçirerek kahvehaneye doğru gelirken Musa,

--Buyurun kahvehaneye gidelim çay içelim. Efe İsmail,

--Sağ ol Musa Kardeş, bizim daha yapacak çok şeyimiz var, bir an önce halledelim diyoruz. Daha hastaneye gidip bakalım bizim rapor işi ne alemde?

--Peki, o zaman, yarın görüşürüz diyerek tokalaştılar.

Musa kahvesine doğru sıkı bir yürüyüş başlattı. İlhan İle Efe de diğer tarafa doğru iki ya da üç adım attıklarında Efe İsmail birden durdu ve geriye dönüp,

 
Toplam blog
: 22
: 65
Kayıt tarihi
: 24.04.18
 
 

Kısalan bir yolun sonuna yürüyorum. Beni yol değil yol arkadaşlarım yoruyor. ..