Dağda seçim sandığı

Bir süredir seçmen listelerindeki 6 milyon fazla yazılmış seçmen sayısı gündemdeyken bu defa da ilginç durumlar her geçen gün ardı ardına ortaya çıkarak kamuoyunu şaşırtmaya devam ediyor. YSK Başkanı Muammer Aydın konuya netlik getirdi fakat kafalarda karıştı. Aydın, PKK lı da olsa oy kullanabilir, yakalanıp tutuklansa da cezaevinde hüküm giymedikçe oy kullanabilir saptaması kamuoyunda şok etkisi yarattı ancak prosedür gereği normal bir açıklama olsa da olaya bir başka bakış açısından değerlendirdiğimizde görünen o ki daha vahim sürprizlerle karşılaşmamız işten bile değil. Nasıl olurda terörist oy kullanır denemez! YSK Başkanı Aydın adreslerinde görünen teröristlerin oy kullanabileceğini söylese de nasıl oy kullanacağını tabi ki yorumlamadı. O zaman biz yorumlayalım.

Terörist çarşıda pazarda, cadde de sokakta aslında tam içimizde dolanıp duruyor aralarında esnaflık yapanı da var çiftçilik hayvancılık yapanı da, nöbet tutar gibi fazla mesai görevine gider gibi dağa çıkıyorlar mesai bitince evlerine dönüyorlar. fişlenmemiş potansiyel teröristler ise polise Molotof atan otobüs yakan sonra hiçbir şey olmamış gibi normal yaşamına devam eden fakat ne hikmetse çoğunluğu tespit edilemeyen bir kitle oy kullanacak bu kaçınılmaz. Belli bölgelerde yerel yönetimler öyle görünüyor ki dağlardan seçim servisleri kaldıracaklar. Ya da dağa sandık kuracaklar sandık görevlileri beş kişi 1, 2, 3, 4, 5 ve sandık başkanı DTP li! Olur mu olur. YSK Başkanının açıklamasından sonra olmazsa şaşarım.

Düşünebiliyor musunuz PKK nın dağ kadrosunun oy kullandığının tescili halinde Türkiye’nin ne duruma düşeceğini aklımdan bile geçirmek istemiyorum.Başka bir bakış açısı ile, acaba sandıklar bir fare kapanı olabilir mi? Bu açıklamalardan sonra elini kolunu sallaya sallaya seçim sandığına gelen teröristler yakalanır mı sorusu da akıllara geliyor. Kaldı ki böyle bir tuzak hazırlanmayacak gibi görünüyor. Seçim karmaşasında bir nokta da muhtemelen çıkarılacak bir eylem dikkatleri o nokta da toplamışken birçok işlem aradan çıkar ve gider. Başka bir olasılık ise listede adı bulunan dağ kadrosu sandık başına gitmeden oy kullanmış gibi gösterilebilir mi ya da başka birileri tarafından bu oylar kullanılabilir mi? Akla gelen birçok soru mevcut. Bu nokta da en önemli konuların başında tabi ki sandıkların güvenliği gelmekte ve sandık sorumlularının adil olarak siyasi partiler tarafından belirlenmesi ve sandık başında sorumluluklarını yerine getirmeleri.

Bir muhtemel olasılıkta mevcut bazı yerel belediyelerin nakliyesinden tutun sandığına kadar kontrol altında tutabilecekleri belli bölgelerin olduğu burada emniyet güçlerinin de pek yapabileceği bir şey yok zira emniyet kuvvetleri asayişi sağlamak olaysız bir seçim geçmesi için çaba harcarken bu işler içerde bitecek bile.

Muhalefet partilerinin yaptığı itirazlar yerinde olsa da Sabih Kanadoğlu, yetkisi yürütmeye verilen seçmen kütüğü ile yapılacak seçim tartışmalı olur dedi ve “adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki bilgiler esas alınarak” İçişleri Bakanlığı’na bağlı Nüfus Genel Müdürlüğü ve TÜİK tarafından düzenlenmesi seçim güvenliği ve tarafsızlığını zedeler diyerek yeni bir tartışma başlattı. Muhalefet’in detaylarla uğraştığını esas konunun seçmen kütüklerinin YSK tarafından hazırlanması ve her yıl güncellenmesi maddesinin çiğnendiği, yetkinin yürütmeye devredilmesine muhalefetin zamanında itiraz etmediğini dile getirdi. Bunun yanında, Muammer Aydın'ın seçmen listelerinde çıkan bu önemli zaafiyeti niçin savunur pozisyonda olduğunu da anlayamadığını söyledi.

Şimdi Kanadoğluna hak vermemek elde değil hem YSK yetkisinde olan bir konunun yürütmeye devredilmesine destek vereceksin hem şimdi ellerinde çarşaf çarşaf şu da var bu da var diyerek alay eder gibi kameralara seçmen listesi göstereceksin. Bu da muhalefetin abesle iştigalinin resmi.

Bir önemli detay ise teröristler haricinde bir o kadar bu memlekete zarar veren insanlar da oy kullanacak örneğin Almanya da tutuklu bulunan Deniz Feneri hortumcusu Mehmet Gürhan’ın adı liste de, tacizciler, hırsızlar daha kimler kimler oy kullanacak acaba diyorum! Bütün bunlar çıkarıldıktan, mükerrer seçmenler çıkarıldıktan sonra ülkemizde oy kullanan sayısı kaç olur? Acı ama gerçek, sayı epey düşeceğe benzer böyle bir süreç geçiriyor bu ülke.

Biz yine dağdaki ya da sınır boylarındaki muhtemel kurulacak sandıklara dönelim ve vatandaş olarak tedirgin bekleyişimizi sürdürelim. Yine de sonu hayır olsun demekten başka çare yok. Umut edelim ki seçim tarihi ertelensin, aksi takdirde mükerrer isimlerin bulunduğu, boş arazilere kurulan sanal sitelere oturtulan hayali seçmenler ve de seçmen listesine baktığında nur topu gibi çocuğu olduğu müjdesini alan vatandaşları daha çok görürüz.