- Kategori
- Güncel
Daha, "dal" bile olmadan; önce "eğdirilen" ve sonra da "kırılan fidanlar"...Yöntem hep aynı...

Tam bir fidan, daha ana baba kuzusu...
Bu fidanlardan biri de, daha 19'una yeni girmiş Samsunlu Alican Vural'dır...
Daha gençliğini yaşamadan, doya doya bisiklete binmeden, düşüp dizini yaralamadan, belki de bir kızla flört bile etmede, onunla el ele tutuşmadan, denize doğru taş kaydırmadan... Birileri elinden tutmuş ve kendisini bir yere götürmüş...
Bir şeyler anlatmışlar ona... Terör, törer örgütü, devrim, ezilmiş halklar, sosyalist gençlik... Hiç duymadığı şeyler... Beynini yıkamışlar... Kendileri gibi olmayanlara karşı onda, "zihinsel bir tepki" algısı yaratmışlar...
YÖNTEM HEP AYNI...
Fethullah'ın polis, savcı, hakim, öğretmen gibi imamları da, 13-14 yaşlarındaki orta son ve lise öğrencileri arasından seçilip yetiştiriliyordu ve hala da yetiştirilmektedir.
PKK da, elemanlarını aynı şekilde, ikna ederek, kandırarak ya da dağa kaldırılarak aynı yaştaki (13-14) çocuklar arasından seçiyordu...
Çünkü bu yaştaki çocukların aklı bir karış havadadır ve ikna edilmeye çok müsaittir...
ANNE VE BABALAR ÇARESİZİDİR...
Bu yaştaki çocukları, tuttuğu yolun yanlışlığını anlatmak çok zordur... Samsunlu Alican Vural'ın annesi ve babası da ayni çaresizliği yaşamışlardır... Bakın, babası ne diyor?
"Oğlum bir yıldır çek değişti. Bu HDP'liler ile tanışmasından sonra oldu. Defalarca, 'onlarla görüşme' dedik. 4 aydır eve hiç gelmedi. Sürekli olarak onlarla birlikte takılıyordu. Ben kendisine, 'bunlar terör örgütü, siyasetçi değil' diye tepki gösterdim. Çocuğumu bir türlü kurtaramadım. Oğlumun idam fermanını bunlar imzaladı. HDP'liler çocuğumu kandırdı. Bir de bana cenazeyi vermek istemediler. Neymiş miting düzenleyip propaganda yapacaklarmış. 'Eğer oğlumun cenazesini bana vermezseniz, beni burada öldürün" dedim..."
Alican Vural'ın babası, Cumhur Vural ,oğlunun Suruç'a gittiğinden de haberi olmadığını ve orada öldüğünü de bir telefonla öğrendiğini ifade etmiştir.
Bu tür legal ya da legal olmayan örgütlere katılanların yaşlarının 20 yaşın üzerinde, yani "fidan"lıktan "dal" a geçmiş olanlar bir şey diyemem... Ama, 20 yaşın altındaki fidanların bu tür gruplara katılmasını doğru bulmuyorum... Hatta bir bloğumda, "kız" ve "erkek" çocuklarının reşit olma yaşının 20'ye çıkarılmasını ve kızların da 20 yaş öncesinde evlenmelerinin de yasaklanmasını önermiştim...
Bu olay bana, özellikle 19 yaşında önce eğritilen sonra da kırılan, Alican Vural'ın ölümü, bir kez daha yaptığım önerinin arkasında durmam gerektiğini kanıtladı... Bırakın, çocuklar hem ülkesini hem dünyayı ve hem de kendilerini tanısınlar...
Daha fidanken onları toprağından sökmeyin, dalından koparmayın...
Akıllarını çelmeyin onların...
cdenizkent