Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '07

 
Kategori
Özel Günler
 

Daha dün gibi...

Daha dün gibi...
 

Üzgün suratlar... Ağlamaklı bakışlar... Hüzünlü konuşmalar... Düğümlenen boğazlar... Sessiz bir bekleyiş...

Aynı anda coşku ve hüzün, ikisi bir arada...

Ne kadar çabuk büyüdü; daha dün gibi hatırlıyorum, o doğduğunda ben anasınıfını yeni bitirmiştim. İlk çocukluk ve son çocukluk dönemini geçene kadar incecik sesi vardı, ablamla ikimiz "civciv" diye alay ederdik onunla, e biz de çocuktuk ne de olsa... Sonra boyu gittikçe uzarken ve beni geçmeye başlamışken, ona "ördek" demeye başladık, sesi biraz kalınlaştığı için. Yıllar birbirini kovaladı ve zaman hızla aktı. Tam 7154 gün geçmiş doğduğundan bu yana! 19,5 koca yıl!

Şimdi ailemizin gururu. Çakı gibi bir delikanlı. Askere bir an önce gitmek için sabırsızlıkla bekledi bazı Türk gençlerinin aksine... Daha minicikken, konuşmaya yeni yeni başladığında, çat-pat cümle kurabildiği zamanlarda kendisinin asker olduğundan bahsediyordu. Biz de şaşkındık tabi, o yaşta "matara" sözcüğünü nereden bildiğini anlayamadığımızdan(hala bir anlam veremiyoruz ya neyse).

...Geri sayım başladığında zamanı durdurmak istedim dün akşam. O kadar hızlı geçti ki zaman, annemin gözleri hep saatteydi, her baktığında gözleri biraz daha derinlere dalıyordu. Yere düştüğü için camı parçalanmış olan ve bu yüzden camsız kalmış duvar saatinin yelkovanını elimle tutup durdurarak zamanı da durdurmuş olabilseydim keşke. Ne kadar da eğleniyordu arkadaşlarıyla, deli gibi dans ediyorlardı. Sigara içmeyen tek bir arkadaşı bile yoktu; buna rağmen sigaraya başlamamış olmasından dolayı bir kez daha gurur duydum onunla... Bir de, iki gün önce babamızı ziyarete giderken araba kullanması da gururlandırdı beni. Uzun yolda böyle kusursuz sürebildiğini bilmiyordum o güne dek...

Adettendir, asker uğurlanırken birkaç arabadan oluşan gürültülü bir konvoy oluşturulur. Hiç kimse de kızmaz genellikle, ve rahatsız olmaz gürültüden, cama asılmış büyük Türk bayrağını görünce. Hatta görenler el sallar, gidecek olan askeri tanımasalar bile. Biz de, aynı sokaklardan birkaç defa geçtik ve 2-3 kere aynı apartmanın önünde durakladık. Nedenini sonradan öğrendim, meğer bizimkinin kız arkadaşının eviymiş.

Otogar ise ana-baba günüydü. O kadar çok asker vardı ki! O kadar çok Türk bayrağı vardı ki!! (Anlayamadığım, başka bayraklar da açanlar oldu kırmızı kırmızı ama desenini söylemek istemiyorum). Bizim otobüs yarım saat rötarla geleceği için, bol bol fotoğraf çekindik ve kamerayla hatıra görüntüleri aldık. Çok hızlı geçti vakit.

Vakit geldiğinde herkeste yeniden bir durgunluk başladı. Askerimiz, omuzlar üstünde zıplatıla zıplatıla otobüse bindirilmeden önce herkesle vedalaştı. Çok gurur verici bir şey; benim kardeşim, benim kanımdan canımdan bir insan, benim yaşadığım toprakları kollayacak, benim bayrağımı koruyacak... Bu duygu anlatılamaz aslında. Allah herkese bu duyguyu yaşamayı nasip etsin... Gidenlerse gittikleri gibi geri gelsin...

 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..