- Kategori
- Güncel
Daha kaç köşe yazarı işsiz kalacak?
alıntıdır
Kalplerimiz sünger oldu artık. Her türlü hadsizliği, sinir aşımını, haksızlığı çeker olduk. Çünkü alıştık!
Geçtiğimiz günlerde Vatan Gazetesi köşe yazarı Sanem Altan’ın bir yazısını okudum, alışmak – şaşırmamak ne kadar da korkulası bir şeydi aslında. Yazısında bunu vurguluyordu Altan.
“Ben artık şaşırmıyorum bunca olan bitene dediğinde” arkadaşının tehlikeyi anlamış yüz ifadesinden söz ediyordu.
Şaşırmamak, yani bir nevi kabullenmek. Kaderine razı gelmek. Ya da alışmak onca haksızlığa, olan bitene, yitirilenlere.
Şaşırıp dile getirenler ise yazdıkları gazete köşelerine bir, bir veda etmekte.
Uludere, kürtaj vs.
Bildiğimizi konuşamıyoruz, konuşursak bedel ödüyoruz. Haksızlığı yapanlar ise yaptıklarının bedelini ödemeden sürekli Türk Tarihi’ne acı notlar düşürüyor.
Bu ülkenin haritası kırmızıya bulandı, Güneydoğu Anadolu kan revan içinde.
Kürtaj mevzusu ise gündemi değiştirmek için kadının bedenine rota çevirmek gibi.
Dikkatleri bu yöne çekmek.
Ece Temelkuran gitti. Ardından Yeni Şafak Gazetesi Washington muhabiri Ali Akel de gitti.
Çünkü yürekleri dayanmadı, sünger gibi çekemedi olanı biteni.
Daha kaç köşe yazarı işsiz kalacak? Kaç kişi düşünceleriyle yargılanacak ve ekmeğinden olacak?
Düşünme, konuşma, fikir beyan etme özgürlüğümüz nerede?