- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Dahası; her yaprak...."gel" ediyordu...

"hayat toprağını çiziktirme"
Şu anda 15' Kasımdan 16'ya geçişin ilk on saniyesini yaşıyoruz. Birkaç gecedir; uyku eylemini rafa kaldırdım... Onun yerine bu sene de beni dinleyecek, çok çok istekli grup buldum kendime de, "proje nasıl yapılır" konulu "ben patentli:)" projemin eylem planlarıyla uğraşıyorum... Eylemler, sunular, slaytlar, Kaisenler (şey, yani kitapları), yapılandırmalar....., derken; bunca "oluşturmacılık" içinde, bir şey oluşturamadığımı hayretle görünce, kaçıverdim, proje sevdamdan.... Şöyle bir dolandım evde; "ne yaparım ne yaparım" dedim kendi kendime.... Hiç işim yokmuş gibi.... (Ütü, yemek, pazartesi hazırlığı, günlük plan, yazılı sorusu; onlar iş mi? Değil tabii..) Hiç işi olmayan bir avare olduğumdan, eski edebiyat dergilerimi karıştırdım. Hay, karıştırmaz olaydım: Ne karıştırırsın ki eskileri kızım? Hiç mi işin yok?:) Hem uğradığın yere bak! Sanki asırlardan beri uzaksın şu dergilerden, kitaplardan, yazılardan, yazarlardan, şairlerden, üsluplardan, kelimelerden.....
Aldım dergiyi elime.... Hoop diye açtım.... Tam orta sayfasındayım... Aaaa, kalakaldm öyle orta sayfada.... Üç şiir vardı peşpeşe.... İnanın benim değildi.... Benim değildi o şiirler.... Ama işte, her şey bendi; bana aitti; beni aldı götürdü öteki benime vurdu... Şu şiirler, şu kelimeler, şu şairler, şu şehirler, , , , , , , , , , , , , , , , ler, ler , ler ya da lar, lar, lar....... Hiç peşimi bırakmayacak-larr mı? Şiirleri okudum..... Tamam; okudum, duygulandım, titredim, sarsıldım; bana ne dedim, ona ne dedim, sana ne dedim, ötekine, berikine ne dedim..... Hepsini anladım da: "Neden aklıma yıl-larrrrr geldi" aniden; çevirdim derginin ön yüzünü yayım yılına baktım....Yok kızım, sen akıllanmazsın.... Sen git de derginin yılına bak.....: 1992...... O zaman, bahar rüzgarları varmış daha yeni yeni...... Ohoooo, şimdi kasım rüzgarları......
Git kızım; sen, şu "sunu"nun başına da, başkalarına "eylem planı" hazırlama nasıl olur, sun.... Bir daha da öyle; dergi alıp eline şiir, miir (aa, ilk defa böyle bir kelime yazıyorum; çok şirin geldi gözüme:) okuma kasım rüzgârıyla.... Bak, iyi gelmiyor sana. Geçtin bloğunun başına da, ilk defa; tasarlamadan, sıcağı sıcağına bir "yazı" yazıyorsun.... Güya; planlamacı, projeci, tasarımcı, süreç odaklı kaliteciymiş... Ah, gülerim ben senin haline..... Ne dedin? Okuduğun şiirleri, bloğuna mı yazacaksın? Bir yaşına daha girdin:) Yok, kızım bu kasımlar sana yaramıyor.... Sırf sesini kesmen için; bir defalığına okuduğun şiirleri yaz şuraya.... Yazdıktan sonra, uyku akan gözlerinle oku; yanlış yazdım mı diye.... Hoş; doğru yanlışı nasıl ayıracaksın, şu yorgun beyinle, anlamadım ama? Neyse..... Yaz, yaz işte, yaz da kurtul.... Yarın "proje budur, budur, budur" diye gerine gerine anlatırsın. Kolay gelsin, Öğretmen Hanım...... (Dur nereye? Uyumaya gitmeden, yazacaktın hani? Onu da mı unuttun? Uyumadım-mış!:)
M. NACİ BOSTANCI
EY KELİME
ey kelime kelâm ol
hüzün ol sevinç ol
hayat toprağını çiziktirme
derinden kavra
savur rüzgâra fırtınaya
dağdan dağa vur varlığı
zirveden uçur
.....................
ey kelime kelâm ol
damla ol nehirlerle sonsuzluğa uzanan
zamanı kayıtsız deniz sanırlar
an'ı kayalara çarp
girdapta savur
döndür yürekleri başları döndür
yaşamak yaşamak olsun
adı konsun
...............................
ey kelâm
yeni kelimeler doğur
sevginin kâmûsu olsun
"yaşamak bir sevda düşüdür" diyen
sevginin dilsiz çocukları
aşka dair konuşsun
..................................
..................................
LANGSTON HUGHES
RÜYALAR
sarıl rüyalara sımsıkı sarıl
mümkünü yok uçamaz hayat
ki bir kuştur kanadı kırık
ölmesin boşuna, rüyayı sürdür
..................................
sarıl rüyalara sımsıkı sarıl
bir kıraç tarladır hayat
ki mahsulü kar altında
gitmesin uzağa, rüyayı sürdür
..................."The Dreams Keeper"(1932)'den
...........................................................
..........................................................
RİCHARD L.GALLİENNE
İŞİMİ YAPMAK İSTERKEN
tek düşüncem işimdi ve çalışacaktım bugün
fakat bir kuş öttü, kahverengi, elma ağacında
ve kelebekler uçup durdu tarlada ordan oraya
dahası, her yaprak bana "gel" ediyordu
.......................................
rüzgâr da şarkısını söyleyerek geçti ovadan
sarsarak çimenleri bir yandan ötekine
bağlayıverdi renkli kollarını ebemkuşağı
eee, ben ne yapabilirdim yani, güldüm geçtim
............................"The Lonely Dancer" (1913)'dan
İki şiirin de tercümesi: ERSİN ÖZARSLAN
.............................................
-Şiişştt, sana bir söz söylüyorum; bir sözüm var dinle!.. Heyyyy!.. "İşini yapmak isterken", uyudun mu yoksa?
Neyse!.. "Sarıl rüyalara sımsıkı sarıl!"
Ne yaparsınız?...."Kasım'da; dahası, her yaprak ( )-na "gel" ediyordu.....
......!