Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dalgalarda savrulur ama batmaz

Dalgalarda savrulur ama batmaz
 

martı olsam...


Birbirini izleyen sıradan günlerdi. Hayatımda bir ekşın olsun da vakit geçsin diye düşünüp duruyordum ekşınlar oldu, hem de bir dizi. Nedense hepsi de olumsuz şeylerdi. Burada bahsetmeye lüzum görmüyorum benim derdim hayatımın sıkıntılarından eğlenecek şeyler çıkarmak. Boşuna ısrar etmeyin anlatamam, anlatamam dedim :))

***
Milliyet blog da yazmaya ya da yazdığımı sanmaya başlayalı bir yılı geçmiş. Zamanda ne hızlı geçiyor. Herkes bir yılda benim yazdığımın kaç katı blog yazdı. Ben sonradan açılacağım diye umuyorum. Tembelim birazcık, eskiden öğretmenlerimde derdi anneme “bu çocuk sonradan açılacak” diye. Bir ara açıldım da zaten o hızla üniversiteyi kazandım çok şükür. Bakalım artık ne gösterecek hızla geçen zaman. Zaman zaman.

***
Ortaokuldaki resim öğretmenine sınıftaki tüm kızlar âşıktı ben hariç, nedense bana hiç ilgi çekici gelmezdi. Acaba resme hiç kabiliyetim olmadığından mıydı? Ben hiçbir öğretmenime aşırı hayranlık duyamadan okul hayatım bitti. O zamanlar dan belliydi zaten hayata uyumsuz olacağım. Mükemmeli ararken yıllarım geçti, ama buldum mükemmel diye bir şey yokmuş :)Sevgilim sen hariç :))

***
Gezici kütüphane gördük geçenlerde kardeşimle nasıl heyecanlandık halbukisin ben lisedeyken gezici kütüphanenin merdiveninden düşmüştüm de tüm okul bana gülmüştü ne vardıysa gülecek. Ama bizim milletimizin huyudur bu düşene gülmek. İş için koştururken de alışveriş merkezinin yürüyen merdivenlerinde de düştüm geçenlerde biraz panik atağım galiba elim ayağım dolanıyo bazen. Neyse bu sefer gülen olmadı. :))

***
Herkesin elinde son model kameralı telefonlar var. Dünyanın parasına alınan yılda bir yenilenen beklide daha kısa sürede bilemiycem. Ben eşyalarımla aramda sıkı bağlar kurarım cep telefonu beni terk etmeden asla kendisini terk edemem mesela. Şu anki telefonumla iki yıldır birlikteyiz ilişkimiz çok iyi, birkaç kez kendini yüksekten attı ama hala çalışıyor. Onsuz nasıl yaşamışım diye düşünüyorum da yaşamamışım ki anlamsız bir hayatmış :)) Bu güne kadar , iki telefon eskittim ikisi de kalp yetmezliğinden hayata gözlerini yumdu. İlkiyle aramızda çok farklı bir bağ vardı ilk olduğundan mıdır nedir? : )) Şimdi çoktan toprak olmuştur da ikincisinin hasretine dayanamam diye onu intramural* gömü yaptım :(

***
Son günlerimin en güzel olayı Tarsus’a trenle giderken kompartımanlı trene rast gelmemdi. Hemen eskiden yaptığımız tren yolculukları geldi geçti gözümün önünden. Çocuklar gibi şendim. Trenlerin çok önemli bir yeri vardır hayatımda. Dedem demiryolu memuru olduğu için çocukluğum tren istasyonunda geçti sayılır. O yüzden tren benim için çocukluk ve hüzün demek. Sanırım çocuklar gibi şen olma olayını biraz abarttık arkadaşımla, sürekli fotoğraf çektirerek yolculuk ettik.


Yıllardır bu şehirdeyim ben tarsus’un meşhur Mamül kurabiyesini* (cevizli olanı) daha yeni tattım. İşte hayatımda kaçırdığım bir fırsat daha böyle güzel bir lezzeti nasıl daha önce tatmadım diye hayıflanıyorum hemde çok :( Tek tesellim Kerebiç’i* çok uzun zaman önce keşfetmiş olmamdır.:)

***

Teğet geçen kriz teğet geçerken ekonomik gücümüzü de alıp götürüyor. Bende sandıkta teğet

geçeceğim bazılarını :)))


* Intramural gömü: Arkeoloji literatüründe yerleşim yeri içine ölülerin gömülmesi. Mekan içine gömme şekli de diyebiliriz.


*Mamül kurabiyesi: Mahlep, yağ, anason, irmik ve cevizden yapılmış bir çeşit kurabiye. Tahtadan yapılmış özel kalıplarla şekil verilerek yapılıyor.

*Kerebiç: http://tr.wikipedia.org/wiki/Kerebi%C3%A7

 
Toplam blog
: 21
: 676
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

" verba volant, scripta manent." Hayatıma sürekli anlam katmakla meşgulüm. Galiba en iyi yaptığım i..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara