Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '09

 
Kategori
Kültürler
 

Dalkavukluk mesleği

Dalkavukluk mesleği
 

Cemal Nadir'in Dalkavuk tiplemesi


Günümüzde de çok kullanılan bir sözcüktür "dalkavuk". Çıkar umduğu bir kimsenin kulu kölesi olan, o kişinin elini ayağını öpen, kasap dükkânındaki kedi gibi, çıkar umduğu kimsenin kapısından ayrılmayan kişilere "dalkavuk" denmektedir.

Dalkavukların örnekleri günümüzde elbette çoktur. Fakat geçmişimizde de bu dalkavuklar hep vardı. Kuşkunuz olmasın bundan sonra da hep varolacaklardır. Çünkü, kişiliğini üç kuruşluk ya da milyon dolarlık çıkarı için paspas yapan insanlar bu dünyada hep yaşayacaklardır.

Son örneklerini ne yazık ki basın topluluğunda gördüğümüz dalkavuklar inanılmaz taklalar atarak hiç sevmedikleri politikacıların siyasi görüşleri karşısında secdeye varmaktadırlar. Daha düne kadar ünlenip gazeteci, televizyoncu oldukları gazete patronuna ve çalıştığı gazeteye karşı şiddetle cephe açan ve eski patronunun siyasi komploya kurban edilmesini neredeyse alkışlayarak izleyen iş takipcisi gazeteciler tam bir dalkavukluk örneğidir. Bu gazeteci ki daha düne kadar bugün savunduğu ya da savunmak zorunda bıraktırıldığı siyasi görüşe demediğini bırakmıyordu. Fakat, şimdi patronunun çıkarları bu siyasi partiye bağlı. Ortada girilmesi gereken ve mutlaka kazanılması gereken büyük ihaleler vardır. Ve o nedenle patronu emrini vermiştir:

"-Atıl dalkavuk!"

Bizim dalkavuk İstanbul'un Fatih'i gibi tüm birimlerine emir verir:

"-Bundan böyle bizim yazılı ve görsel ve dahi işitsel medya organlarımızda asla siyasi iktidara karşı bir lâf edilmeye! Edilen derhal kapı önüne kona! Parolamız bellidir: Her şeyimiz patronumuz için!"

Şimdi bunlara "dalkavuk" diyoruz ya, ama bilmediğimiz bir dalkavukluk mesleğine de hakaret ediyoruz. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğu zamanında "Dalkavukluk" denen bir meslek vardı ve insanlar bu meslekten para kazanıyordu. Ama, hiç değilse onlar kendilerine açık açık dalkavuk diyorlar ve herkes de onları dalkavuk olarak tanıyordu.

Dalkavukların yaptığı iş bugün olduğu gibi pek makbul iş değildi.

O zamanlar her meslek erbabının kafasına bir şey takması zorunluluktu. Makbul iş yapmayan bu dalkavuklar hangi başlığı taktılarsa o başlığı takan gerçek başlık sahipleri isyan etti. Sonunda bu dalkavuklara üzerine hiç bir şey sarılmayan kavuk uygun görüldü. Yani yalnızca kavuk. Çıplak kavuk. İşte bu işaretsiz kavuk takmalarından dolayı da bu mesleği yerine getirenlere halk arasında dalkavuk denmeye başlandı. Yolda, ne zaman dalkavuk takmış biri görülse halk hemen sesleniyordu "İşte dalkavuk işe gidiyor."

Peki bu dalkavuklar ne iş yapardı hiç merak etmediniz mi?

Efendim dalkavuklar Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nde yazdığı gibi "Saraydaki devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse" değildi. Dalkavuklara kim para verirse onu eğlendirirdi. Yani parayı veren kişinin illa Saray'da devlet büyüğü olması gerekmiyordu. O zamanın koşullarını bir düşünün eğlenecek ve zaman geçirecek o kadar az şey var ki özellikle parası olan insanlar koca koca köşklerde, konaklarda can sıkıntısından ne yapacaklarını bilmiyorlardı. İşte bu canı sıkılan insanların bir eğlence elemanları da dalkavuklardı.

Dalkavuklar içinde bugün "korsan taksi" gibi çalışan korsan dalkavuklar vardı. Ancak, örgütlü çalışan dalkavuklar zamanın Padişahı I. Mahmut'a (1730-1754 Saltanatı) bir dilekçe ile başvurup bu korsanların önlenmesi için dalkavukluk mesleğinin bir kanuna bağlanmasını istemişlerdir. Hakiki dalkavuklar işte bu dilekçenin ekinde padişaha bir de yaptıkları işlere karşılık alınması gereken ücretlerin listesinin kabulunü arz etmişlerdir ki, biz bu listeden dalkavukların ne iş yaptığını ve insanları nasıl eğlendirip para kazandıklarını öğreniyoruz.

İşte dalkavukların yaptıkları iş ve insanları nasıl eğlendirdikleri konusu:

Dalkavuğun burnuna fiske vurmak fiske başına 20 para

Başına kabak vurma, her vuruş için 20 para

Yüzüne tokat atma, tokat başına 30 para

Oturduğu yerden iterek atma, yuvarlama 30 para

Yüzünü mürekkep ya da başka seyle boyama 37 para

Ellerini ve ayaklarını domuzbağı bağlama 40 para

Üzümü salkımıyla birlikte yedirmek 40 para

Kafasına kafasına yumruk ile vurmak her yumruk için 40 para

Kafasını tokatlama 45 para

Sakallarını yolmak 60 para

Sakallarını boyamak 60 para

Merdivenlerden yuvarlamak 180 para

Sakallarını kesme 90 kuruş

Eyersiz ve yabani ata bindirmek 300 para

Fındık faresini ağzına sokma 400 para

Bostan dolabında su içinde bırakmak 600 para

Ne dersiniz bugünün dalkavukarı mı daha zor işler yapıyor, yoksa geçmişin dalkavukları mı?

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..