Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '15

 
Kategori
Siyaset
 

Danayı kesip Küpü kırmadan

Danayı kesip Küpü kırmadan
 

Kürt sorununun çözüm süreci


Merhaba; HDP adına konuşan Sırrı Süreyya Önder çözüm süreci için ulusal bir koalisyon oluşmasını ve buna parlamento dışından sivil toplum örgütlerinin de katılarak herkesin taşın altına elini koymasıyla bu sorunun çözülebileceğini söylemiş.
 
Ben bloglarda ve sosyal medyanın diğer alanlarında yazmaya başlayalı beri hep aynı şeyi söylüyor muhtarlara kadar herkesin bu sürece katılmasını yüzlerce kere yorumlarımda blog yazılarımda hep yazdım.
 
Bir şey daha yazdım; Kürt ve Türk Halkının birbirine karşı oluşan ön yargıların aşılması ve barış içinde olabilmesi için bu düşmanlığı yaratan 12 Eylül'ün bütün sonuçlarıyla yargılanması gerektiğini böylece 'taş atan Kürt çocuklarıyla onlara düşman yetişen Türk çocuklarının birbirine düşman değil; birbirini anlayarak barış duygusuyla büyümesinin sağlanacağını ve geleceğimizin kurtulacağını' yazdım.
 
Bir şey daha yazdım. Bu Türkiye Halkının barışını sağlayabilmek için hemen herkesin; tabi önce siyaset yapan kamuoyuna seslenme olanağı olanların dillerine ve davranışlarına özen göstermesi gerektiğiydi.
 
Bunun için bütün Türkiye Halkını ilgilendiren bir konunun öyle mafyavari yöntemlerle değil parlamento zemininde bütün partilerin katılımıyla çözülebilmesi için de HDP nin mutlaka barajı aşmasının gerektiği yazdım.
 
Yani AKP siyaseten geriletmekten önce 12 Eylül faşizminin Kürt Halkına uyguladığı amansız zulüm sonrası onları dağlara kaçırtarak demokrasi dışına itmesi ve bunun sonucunda Kürt ve Türk Halkı arasında ölümüne düşmanlık yaratmak için oynadığı oyunun ve planın bozulması için HDP mutlaka barajı aşması gerektiğini yazdım hep.
 
Bir kaç gün önce Aydınlı dayıyla sohbette, Altan Tan'ın söylemlerine şaşkınlığın eleştirisini yaparken de bunları yazdım.
 
Sonuç olarak HDP sözcüsü Sırrı Süreyya Önder'i dinleyince içimden "akıl yolu birdir sözü" geçti.
 
Bir öyküde dana su içerken nasıl olmuşsa dededen kalma değerli bir küpün içine kafasını sokmuş çıkaramıyormuş. Çocuk koşarak gelmiş “buba buba dana dedemden galan tüpe gafasına sokmuş çıkarımıyo” demiş. Babası yerinden doğrulup “iyice asıldın mı küpü?” deyince oğlu soluk soluğa “asıldım buba çıkmeyo” demiş. Babası “eyi ozman. Bu sakar dana hep yapıyo bunu. Getir şu bıçağı bu sakar danayı kesem de bari deden amanatı tüpü gurtaram” demiş.
 
Çocuk bıçağı getirmiş. ‘Küpü bari kurtarmak’ için danayı kesmişler. Babası “çıkar gari tüpü” demiş. Çocuk tüpü asılmış “buba gine çıkmeyo” deyince babası “ola ne düşünüyon. Gır o zaman küpü” demiş. Sonra pişman olmuş oğluna “danayı kesip küpü gırmadan önce dedenden galan küpü gorunaklı bi yere kaldırıp goyeydik; bu iş başımıza gelmezdi” demiş.
 
Onun gibi çok geç kalmadan; yani danayı kesip küpü kırmadan akıl yoluna yönelinecek olma umudu çok güzel bir şey.
 
Sırrı Süreyya'nın çözüm sürecinin nasıl bir yol izlemesi gerektiği yolunda sözleri bana bunları düşündürdü.
 
Umarım kendi dahil bütün siyasetçiler önceliklerine dillerine, söylemlerine ve vücut dillerine özen göstererek akıl yolunda birleşir.
 
 
    
 
 
Toplam blog
: 182
: 232
Kayıt tarihi
: 12.02.13
 
 

Sanat Enstitüsü yapı bölümünden 1967 yılında Denizli'den mezun oldum. Buca Mimar Mühendislik Özel..