Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Danimarkalı Sibel'ler!!!

Danimarkalı Sibel'ler!!!
 

Uzaktaki güzel görüntü


Dün gene haber başlığı danimarkalı sibel ile süslenmişti. Yıllar önce memlekette yaz ayları yaklaştığında Avrupacıların köye gelmelerini dört gözle beklerdik. Köyün aşk sezonu yaz idi. Çünkü kimi eski aşk defterini kapayıp avrupadan gelen bir kız yada erkeğe aşık olurdu. Kimide yeni aşk defteri açarak gene avrupalı birine aşık olurdu.

Sancılar uzun uzadıya sürerdi. Kavuşmak adına gizli mektuplaşmalar ve sonrasında kızdan, ya da erkekten gelen Annem yada babam, bana akraba kızı ya da oğlu alacakmış. ' sanırım kavuşamayacağız' telkinleriyle o zamanın hüznü şimdilerin bunalımları baş gösterirdi.

Neden bütün büyük aşklar kavuşulmayan aşklardır ? Neden uzaktan her rengi güzel meyva yediğimizde bize ağız tadı bırakmıyor? Çünkü asıl o rengi güzel olan meyvayı uzaktan hormonuyla bağdaştıramadığımız için. Çünkü onun tadını düşleyip, görüntüsüne kandığımız için.

Neden biraz olgunlaşmış ya da hayatı az bilince çıkarmış insanlar ilişkilerini yaşayıp zamana yayarak karar verme gereği duyarlar? işte işin asıl rengi orda yatmaktadır.

Avrupada yaşamış bir erkek yada bir kız, farklı hayat bakışı ile veya avrupadaki bürükrasisi ve sosyal hakları oturmuş bir ülkenin vatandaşı olduğu için elbetteki dikkatimizi cekiyor.

Sizce sibel çok güzel yemek yaptığı için mi, yoksa çok saygın veya oturaklı kişilik olduğu için mi dayısının oğlu ona bu denli büyük aşk besledi? Pek sanmam, Avrupa ve avrupada yaşayan insanlarımızın hayat tarzı ve felsefelerini bilen bir insan olarak, hep söyledim, hep söylerim. Sakın ha sakın, avrupayı bir kurtuluş kapısı görerek ilişkilere bakmayınız.. Sosyal ve ekonomik bunalım yaşayan avrupa önümüzdeki yıllarda çok büyük erozyon yaşayarak gerek ahlaki (gerçi şimdide yok ) gerek sosyo ekonomi bazında büyük çöküntüler yaşayarak çeteleşmenin ızdırabını çekecektir.

Bunun yanı sıra Türkiyeden avrupaya avrupadan Türkiyeye bakış kesinlikle yanıltıcıdır. Kaldıki kişinin Türk olması ondan feodal yapıdaki kültürü esas yaşantı felsefesi algısını beklemekde büyük hayal kırıklığı olur. Avrupadaki gençliğin temel olarak esas aldığı iki şey vardır ve onlarla iki konuda sohbet edebilirsiniz.

Bunlardan biri para (Ekonomik ) Öbürüde cinsellik (sex )

Maalesef geriye kalan pek az konu gençliği ilgilendirir. Kültürel miras Memleket yaşantısı ve politik bakışlar. Milli duygu, yada dini inanç, bunlar için sadece birer renktirler.

Aramızdaki fark: Doğrusu bir alman yada Hollandalı veya ingilizi anlamak kolaydır. Çünkü kültür veya hayata bakışını onun doğup büyüdüğü hatta kültürünü taşıdığı yer ile düşününce daha tamamlayıcı olarak oralı kabul eder ve çok daha sabırla yaklaşırsınız. ama yaşamınızı paylaştığınız yada birleşmek istediğiniz kişi Türk ise, farklı beklenti ile ilişkiye bakınca elbetteki kısa dönemde olayın aslını öğrenirsiniz.

Asıl sorun ise burda başlar. Çünkü bazen tamamen çıkar yolu olmayan bir ilişki ile karşı karşıyasınız. Akrabadır yada hamiledir veya çocuk doğmuş. Arapsaçına dönen ilişkilerin sebebide buralardan kaynaklanıyor.

Dolayısıyla.

Tavsiye bazında ele alınmasını ümid ederek bir anımı paylaşmak isterim.

Hasan 38 Nuray 34 yaşındalar. Evli ve iki çocuk sahibidirler. Aynı evi paylaşıyorlar ikisininde birbirleri dışında hayatları vardır. o evi paylasmak ve (evliliği) devam ettirmelerindeki tek sebep ise ortadaki çocuklar ve çevre baskısı.

Çok fedakarca değil mi?

Saygılarımla

 
Toplam blog
: 11
: 758
Kayıt tarihi
: 08.08.09
 
 

İşletme lisans ve yüksek lisans eğitimimin ardından denetim ve bankacılık sektöründe çalışmaya başla..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara