- Kategori
- Güncel
Danışman: Bilen ya da bileni bilen
Daha önce DANIŞMAN yerine DAŞMAN yazmıştım. Yayınlayan gazetenin editörü de hiç dokunmadan yayınlamıştı... İşte o yazı yayınlanalı tam BEŞ yıl oldu ve bu DANIŞMAN olma konusu taptaze bir şekilde önümüzde duruyor. Önüne gelen, hiçbir izin, akreditasyon, onay ve benzeri bir belge almadan, diploma ya da sertifika sahibi olmadan ZART DİYE danışman olabiliyor. Kabaktan tabaktan biri olsa da fark etmez! Neymiş, danışman! Böyle kabaklara arada bir “şaplatıp” olgunlaşmış mı diye bakmakta fayda var:
Eğer, vahşi(!) bir ormanda danışmanlık yapıyorsanız; aslanlar da, ceylanlar da potansiyel müşterinizdir! Eğer, danışman olarak işinizi "İYİ" yapıyorsanız; aslanlara hizmet ettiğinizde ceylanlar, ceylanlara hizmet ettiğinizde aslanlar ölür! Buraya kadar her şeyi serbest piyasa ekonomisi denen vahşi kapitalist modelin kurallarına göre kurguladım.
EKOLOJİK DANIŞMANLIK
İşin içerisine “ekoloji” girdiğinde anayasanızı DOĞA FELSEFESİ’nin temellerine dayandırmanız gerekir. Bu durumda müşteriniz olan aslanlara aç kalmamayı, soylarını korumayı, kaliteli yaşamayı ve yaşamaktan tat almayı gösterirsiniz... Aynı hizmetten ceylanlar da, aynı şartlarla yararlanabilir. Bunda sorun yoktur ama insani (yani doğaldan uzaklaşan) sistemlerde "etik" denen, insan aklıyla ilişkili bir kurallar kalabalığı daha ardır ki; bu kurallar doğa kuralları ile örtüşmeye bilir. Mesela bir belgeselcinin çekim yapmak için gittiği ormanda aslanlar tarafından yenmek üzere olan yavru bir ceylanı kurtarması etik midir tartışılır. Ama o ceylanın aslanın pençeleri arasında parçalanışından çok güzel bir film çıkacağını düşünenler de vardır. Belgeselcilerin, amentüsünde; “belgeselcinin izlediği, gözlemlediği olgulara müdahale etmemesi” vardır. Bu da tartışılır, hatta tartışılıp tartışılmayacağı bile tartışılır...
Şimdi aynı gözlemciliği yapma iddiasındaki foto muhabiri yol üzerinde gördüğü bir sarhoşu, zor yürüyen bir engelliyi ya da yaşlıyı görüntülemek yerine kolundan tutup yoldan kaldırıma taşımalı mıdır? Bunu da tartışan `insanlar` vardır! Hatta, yoldaki o kişinin bir arabanın altında kalması durumunda olayı izleyen muhabir için ne deneceğini de tartışmak mümkündür.
Ama hümanist dediğimiz bakış açısı aslında saptırılmıştır ve sadece insanın kendi söylemine göre "iyi"dir. Yani hümanizmin aptalca söylemi şudur: "Aslanlar da, Ceylanlar da ölmesin! Mutlu mesut yaşasınlar!" Bu söylemi ancak aptallar yutar ve aptallar konusunda Aziz Nesin`in yaptığını yapıp yüzde belirtmeye de gerek yoktur!
Neden aptalcadır? Çünkü doğanın en hayvanca tarafı; dehşet verici düzeyde bir dengeyi planlı ve ahenkli bir şekilde yöneten, bozulması imkansız kurallar ile işler! Bu kuralları birisinin değiştirmesi imkansızdır. Değiştirmeye kalkan olursa yine doğa, kocaman elini, Osmanlı Tokadı gibi adamın ensesinde şaklatır! Öyle bir şaklatır ki; adamın gözleri yuvalarından çıkar ve bir lolo oyuncağı gibi fırlar!
Yani "insancıl" (hümanist), "vahşi", "yabani" ya da "medeni" kelimelerinin içeriğini bilmeden kullanmamakta fayda var. İlaç kullanırken nasıl ki; bir doktor ve eczacının tavsiyelerine uymanız gerekir. Nasıl ki, kimse bunun aksini söyleyemez ise... Bazı kavramları kullanırken de bir bilene DANIŞ`manızda fayda vardır
KELİME OLARAK DANIŞMANLIK
Hızla büyüyen şehirlerin orta yerinde iş, sosyal hayat, siyaset, sanayi ve teknolojinin içine gömülen çok kalabalık bir insan kitlesi var. Bu kitle, kendi ihtiyaçlarını giderecek seviyede bilgiye sahip değil ya da bildiklerini bir yerlerden doğrulatma ve kontrol ettirme ihtiyacı duyuyor. İşte DANIŞMANLIK, bu aşamada devreye girecek bir KURUMDUR! Evet danışmanlık bir kurumdur!
Danışmanın bilen olması gerekir. Bu "bilen" meselesi "her şeyi bilen" gibi düşünülür. İnsanın aklı ve kapasite ortadayken bu imkansızdır! Öyleyse; danışmanı, "her şeyi bilen" olarak tarif edenleri BİLGİSİZ olmalarına bağlamak gerekir...
En kısa tarifi: "DANIŞMAN = BİLEN, BİLENİ BİLEN" olarak ifade edilebilir. Şimdi bu danışman da nereden çıktı? Her önüne gelenin danışman olduğu bir ortamda danışmanlığın ne olduğunu danışacak birileri olursa diye belirttim.
Hep sevgi ile kalın.
Murat SEVGİ
http://twitter.com/muratsevgi